İnfertil polikistik over sendromlu hastalarda bilateral ve unilateral laparoskopik ovaryan drilling'in gebelik oranlarına etkisinin karşılaştırılması

Abstract

Giriş: Polikistik Over Sendromu (PKOS) oligo-ovulasyon veya anovulasyon, klinik veya biyokimyasal olarak gösterilmiş hiperandrojenizm ve polikistik morfolojideki overler ile karakterize, üreme çağındaki kadınlarda sık karşılaşılan bir endokrin bozukluktur. Anovulatuar infertilite tedavisinde birinci basamak klomifen sitrat, ikinci basamak gonadotropinler veya laparoskopik ovaryan drilling (LOD), üçüncü basamak ise in vitro fertilizasyon (İVF) tedavisidir. Bütün bu tedavi metodlarında temel kural unifoliküler ovulasyon indüksiyonunu sağlayacak en düşük ilaç dozunu ve enerjiyi kullanmaktır. Laparoskopik ovaryan drilling'in diğer yöntemlere göre avantajı ovaryan hiperstimülasyon sendromu ve çoğul gebelik riski olmaksızın unifoliküler ovulasyonu indüklemesi ve bu faydalı etkilerin uzun süre devam etmesidir. Literatür incelendiğinde drilling'in unilateral veya bilateral olması, unilateralse hangi tarafa yapılması gerektiği, kullanılacak total enerji miktarı, overe kaç giriş yapılacağı, bu giriş sayısının neye göre belirleneceği ve başarı oranları net değildir. Çalışmamızın amacı klomifen sitrat (CC) dirençli infertil polikistik over sendromlu hastalarda unilateral ve bilateral overyan drilling'in gebelik oranlarına etkisini araştırmaktır.Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Temmuz 2016 – Aralık 2017 tarihleri arasında Sağlık Bilimleri Üniversitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğine başvuran ve laparoskopik ovaryan drilling (LOD) operasyonu yapılmış olan; 37 hasta unilateral laparaskopik ovaryan drilling (ULOD) , 38 hasta bilateral laparaskopik ovaryan drilling (BLOD) olmak üzere toplam 75 hasta dahil edildi. ULOD yapılan hastalara büyük olan over seçilerek BLOD grubunda ise her iki overe; np= 60 j/cm3 / 30 watt x 4 sn. formülüne göre drilling işlemi yapıldı. Drilling işleminde monopolar Hook kullanılarak 30 watt ta 4 sn boyunca 4 mm derinlikte over hacmine hesaplanan sayıda delikler açıldı. Operasyondan sonra 1 yıllık süre içerisindeki gebelik oranları karşılaştırıldı. Bulgular: 1 yıllık takip sürecinde ULOD grubunun 20'sinde (%54.1), BLOD grubunda ise 13'ünde (%34.2) gebelik izlendi. ULOD grubunda Toplamda daha fazla gebelik elde edilmesine karşın her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamadı (p=0.083).Sonuç: Sonuç olarak potansiyel yan etkileri azaltmak açısından, drilling planlanan CC rezistans PKOS'lu hastalarda BLOD yerine ULOD tercih edilmelidir.Anahtar kelimeler: PKOS, İnfertilite, Drilling, ULOD, BLOD

Introduction: Polycystic Ovary Syndrome (PCOS) is an endocrine system disorder, which characterized by oligo-ovulation or anovulation, and clinically or biochemically proven hyperandrogenemia, and ovaries in polycystic morphology and is commonly observed in women at child-bearing ages. Clomiphene citrate, gonadotropins or laparoscopic drilling (LOD), and in vitro fertilization (IVF) are respectively the first, second, and third steps of the treatment for anovulatory infertility. The main rule in all these modes of treatment is to use the lowest possible level of energy and lowest possible dosages of medications to induce a unifollicular ovulation. The advantage of the laparoscopic ovarian drilling over the other modes of treatment is its capacity to induce the unifollicular ovulation without the potential risks of ovarian hyperstimulation syndrome or multiple conception, and maintenance of these effects for longer periods of time. In the literature, it has not been clarified yet whether drilling should be performed unilaterally or bilaterally, and the following issues have not been established yet, including on which side the drilling should be performed, the total amount of energy to be spent, the number of entries, the criteria to determine the number of entries, or the success rates. The aim of this study is to examine the effects of unilateral or bilateral ovarian drilling on the rates of conception in clomiphene citrate (CC) resistant infertile polycystic ovary syndrome patientsMaterial and Method: A total of 75 patients, who presented to the Gynecology and Obstetrics Outpatient Clinic of Antalya Training and Research Hospital of Health Sciences University between July 2016 and December 2017 and who underwent laparoscopic ovarian drilling (LOD), were included in the study. Of these 75 patients, 37 patients underwent unilateral laparoscopic ovarian drilling (ULOD) and 38 patients underwent bilateral laparoscopic ovarian drilling (BLOD). The greater ovary was selected in the ULOD patients and both ovaries were intervened in the BLOD group to perform drilling according to the following formula: np= 60 j/cm3 / 30 watt x 4 seconds. Using a monopolar Hook in the drilling process at 30 Watts during a period of 4 seconds, 4-mm deep holes were created in the ovaries in the numbers calculated according to the ovarian volume. 1-year rates of conception after the surgical intervention were comparedResults: During the follow-up period of 1 year, 20 (54.1%) and 13 (34.2%) conceptions were observed in the ULOD and BLOD groups, respectively. Although a higher number of conceptions is achieved in the ULOD group in total, there was not a statistically significant difference between the two groups (p=0.083).Conclusion: In conclusion, in order to minimize the potential risks, ULOD should be preferred over BLOD in CC-resistant patients with PCOS scheduled to undergo drilling.Key Words: PCOS, Infertility, Drilling, ULOD, BLOD