Primer ve sekonder infertil erkek hastalarda gözlenen depresyon ve cinsel fonksiyon bozukluklarının karşılaştırılması

Abstract

Amaç: Primer ve sekonder infertil erkek hastalarda gözlenen depresyon ve cinsel fonksiyon bozukluğu ve bunları etkileyen faktörleri saptayarak infertil hastalardaki psikiyatrik değerlendirmenin önemini sorgulamak amaçlanmıştır.Materyal metod: Çalışma Ekim 2013 ile Aralık 2013 tarihleri arasında Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği'nde, primer infertil grupta 39 ve sekonder infertil grupta 31 olmak üzere toplam 70 erkek infertil birey üzerinde yapılmıştır. Erkek cinsel sağlığı açısından International of Erectile Function (IIEF) ve depresyon açısındanda Beck Depresyon Envanteri (BDI) kullanılmıştır.Bulgular: Çalışmaya katılan olguların yaşları 24 ile 48 yıl arasında değişmekte olup, ortalama 31,54±5,37 yıldır. Olguların partnerlerinin yaşları 20 ile 46 yıl arasında değişmekte olup, ortalama 28,16±5,58 yıldır. Olguların evlilik süreleri 1 ile 17 yıl arasında değişmekte olup, ortalama 5,06±4,15 yıldır. Gruplara göre olguların BECK-D skorları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır (p=0,015; p<0,05). Primer grubu olguların BECK-D skorları, sekonder grubu olgulara göre anlamlı düzeyde düşüktür. Gruplara göre olguların IIEF skorları arasında istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı farklılık saptanmıştır (p=0,006; p<0,01). Primer grubu olguların IIEF skorları, sekonder grubu olgulara göre anlamlı düzeyde yüksektir.Sonuç: Psikoseksüel problemlerin etkisiyle erkeklerde depresif semptomlar genelde eklenmekte, bu hastalarda kısır döngü oluşturarak bazen çiftleri çocuk sahibi olma konusunda daha da ümitsizliğe sevk etmektedir. Bizim çalışmamızda sekonder infertil hastalarda depresyon ve erektil disfonksiyon görülme sıklığı primer infertil hastalara göre anlamlı yüksek çıkmıştır. Sekonder infertil hastalarda; fertilizasyonun tekrar elde edilememesi ve çocuğun kardeş baskısı gibi faktörlerin, primer infertil hastalara göre sekonder infertil hastaları psikolojik yönden daha olumsuz etkilediği kanısındayız. Sonuç olarak, infertilite nedeniyle başvuran erkeklerde eşlik edebilecek seksüel bozukluğun tanısı sorgulanmalı ve tedavisi ihmal edilmemelidir. Bu şekilde, çiftlere uygulanan olası gereksiz infertilite tedavileri dahi engellenebilir. İnfertilite ve seksüel disfonksiyon birlikte düşünülmelidir. Bu birlikteliğin sekonder infertil grupta beklenin aksine daha fazla olduğu iddiasındayız.

Objective: We aimed to determine depression, sexual dysfunction and related effective factors so as to question the importance of psychiatric evaluation. amoung the groups of primary and secondary infertile males.Material and Method: The study was performed in the Urological Clinics of Fatih Sultan Mehmet Training and Research Hospital between October 2013, and December 2013 with 39 primary, and 31 secondary infertile male patients. Male sexual health was evaluated using International Index of Erectile Function (IIEF) Scores, and depression with Beck Depression Inventory (BDI).Results: Mean age of the participants, and their partners were 31.54±5.37 (range, 24-48 yrs), and 28.16±5.58 (range, 20-46 yrs) years, respectively. Mean duration of their marriage ranged between 1, and 17 years (mean, 5.06 ±4.15 yrs). A statistically significant intergroup difference was detected between groups as for BECK-D scores (p=0.015; p<0. 05). BECK-D scores of the primary group were significantly lower than those of the secondary group. A statistically and extremely significant difference was detected between IIEF scores of the groups (p=0.006; p<0.01). IIEF scores of the primary infertile group were higher than those of the secondary group.Conclusion: Depressive symptoms arising from psychosexual problems create a vicious cycle which drive them to desperation. We are of the opinion that especially child pressure to have siblings and unrepeatable fertilization seen in infertile patients with secondary infertility affect the patients with secondary infertility more adversely vis a vis the patients primary infertile. Also, during our study, frequency of the depression and erectile dysfunction seen in the patients with secondary infertile was seen significantly higher than the patients with primary infertile. As a conclusion, it can be said that treatment of sexual dysfunction in men can preclude unnecessary treatment modalities prescribed for partners, and waste of time. By this means it should not be forgotten that infertility problem can be solved especially without resorting to advanced examinations, and treatments such as assisted reproductive techniques.