Pulmoner dev büllerde cerrahi tedavi

Abstract

ÖZET Kliniğimizde Ocak 1998 - Haziran 2003 tarihleri arasında yapılan 3502 operasyonun 142 'si Bül ve biüün neden olduğu komplikasy onlar nedeniyle idi. 142 vakanın 3 8' ini dev büllü hastalar oluşturuyordu. 38 dev büllü hastanın 21 'inde operasyon nedeni bülün en sık komplikasyonu olan pnömotoraks gelişimi ve sebep olduğu sorunlardı. Kalan 17 hasta çeşitli semptomlarla kliniğe başvurusunda dev bül saptanması ve komşu akciğere uyguladığı basının belirlenmesi nedeniyle öpere edilmişti. Hastaların çoğunluğunu % 76 oranla erkek erkek hastalar oluşturmaktaydı.Ortalama yaş 46(14-70) yıl olup erkeklerde ortalama yaş 49,6(34-70) yıl, kadınlarda ortalama yaş 34,3(14-67) yıl idi. Erkek hastaların hepsinde ortalama 32 pk/yıl sigara içimi mevcuttu. Kadın hastalarda hiç sigara içici yoktu. Pnömotoraks gelişmiş dev büllü hastaların çoğunda operasyon öncesi uygulanmış tüp torakostomi sonrasında gelişen uzamış veya masif hava kaçağı mevcuttu. Hastaların kliniğe başvuru semptomları arasında 34 vakada belirtilen göğüs ağrısı şikayeti çoğunluğu oluşturuyordu. Bunu 20 vakada belirtilen hemen hepsi 3 ve daha yüksek derecelerde olan dispne şikayeti takip ediyordu. Hastaların ayrıntılı klinik sorgularında ise 32 hastada değişen derecelerde dispne şikayeti bulunmakta idi. Dev büllerdeki operatif iyileşmeleri tanımlamak için tüm hastalar aynı grupta değerlendirildi. Ayrıca pnömotoraks nedeniyle komplike olmuş hastalarla komplike olmamış hastalar arasındaki postoperatif iyileşmelerin analizini yapabilmek için hastalar 2 gruba ayrılarak değerlendirildi. Postoperatif iyileşmelerin değerlendirilmesinde kullanılan FEVİ değerindeki artışların anlamlılığı a =0.01 düzeyinde istatistiki olarak değerlendirildi. Tüm hasta grubu incelendiğinde postoperatif 6. ayda FEVİ değeri anlamlı artışlar gösterdi(P<0.01). Nonkomplike vakalarda FEVİ deki anlamlı iyileşme 1. aydan itibaren başladı. Komplike vakalarda ise anlamlı iyileşme 6. aydan itibaren görüldü. 2 gruptada anlamlı iyileşmenin görüldüğü 6. ay FEVİ değerleri arasındaki fark analiz edildiğinde nonkomplike grup lehine fark anlamlı bulundu(P<0.01). 56Hastalar preoperatif FEVİ değerine göre gruplandığında postoperatif 6. ayda en iyi artışlar ortalama % 187±105 oranla; preoperatif FEVİ değeri %35'in altında olan grupta görüldü. Postoperatif dispne derecesindeki iyileşmeler hemen hemen preoperatif dispne derecesi 3 veya daha yüksek olan grupta idi. Pulmoner dev büllü seçilmiş hastalarda cerrahi tedavi erken dönemde semptomatik ve anlamlı fonksiyonel iyileşme sağladı. Halen klinik takibi devam eden hastaların 3 'ünde bozulmalar saptanmışsada bu hastalarda çoğunlukla mevcut olan alttaki amfizemli akciğerin bir sonucudur. Cerrahi tedavi ile dev büllerde büllektomi amfizemin doğal seyrindeki kötüleşmeyi arttırmaz. Tam tersine ileri derecede dispnesi mevcut ve solunum fonksiyonları aşırı bozulmuş amfizemli vakalarda bile postoperatif anlamlı iyileşmeler sağlar. Hastalarda geçicide olsa 2-3 yıllık dönemi alan kaliteli bir yaşam sunar. 57

SURGICAL TREATMENT IN PULMONARY GIANT BULLAE SUMMARY Of the 3502 operations performed between January 1998 and June 2003 in our clinic, 142 operations were due to bulllae and complications secondary to bullae. Thirty eight of 142 cases were patients with giant bullae. For the 21 of 38 patient with giant bullae the reason of the operations were pneumothorax which is the most common complication of the bullae and problems due to bullae. The other 17 patient that admitted to clinic with various symptoms, were operated due to dedected giant bullae and compression of giant bullae to adjavent lung. The mojority of the patients were male with a ratio of 76%. The mean age was 46(14- 70) years in whore group. İt was 49,6(34-70) years in males and 34,3(14-67) years in females. All of male patients were cigarette smokers with mean 32 packagel year. Non of the female patients were smoker. The majority of the patients with giant bullae and pneumothorax had prolonged and massive air leakage after the tube thoracostomy that performed before the operations. The most common symptom during the admission was chest pain in 34 cases. Dyspnea was the second one in 20 cases and all of them were in 3 or highrer dagnees. İn the detailed clinic history of 32 patient had dyspnea with various degrees. All of the patients were evaluated in the same group to be able to define operative improvements in giant bullae. To analyze the postoperative improvement differences between the complicated patients with pneumothorax and non complicated patients, patients vere evaluated in 2 groups. In the evaluation of postoperative improvements, the increase in FEV1 were statisticaly a = 0.01. In the evaluation of whole patient group FEV1 value showed meaningful increase at 6th month (P< 0.01) In non complicated cases meaningful increase cases meaningful increase in FEV1 valuewas seen after the ist month. In complicated cases meaning ml increase was seen after 6th month. In the second group the analyze of differences of 6th month FEV1 values showed meaningful improvement in non complicated group's favor (PO.01). 58When the patients were groupped occording to preoperative FEV1 values, the best 6th month improvement, were seen in the group whose preoperative FEV1 value were below the 35 %. Their average increase were 187±105 %. Postoperative improvement in dyspnea were in the group whose preoperative dyspnea degrees ware 3 or higher. Surgery showed symptomatic and meaningful functional improvement at early stages in selected patients with pulmonary giant bullae. In the clinic follow up 3 patients have difficulties still but this is due tu underlying emphysematous lung. The bullectomy in giant bullae doesn't change the dretoriationin the natural course of emphysema. In contrary it makes meaningful improvement even inthr emphysematous cases whos serious dyspnea and detoriated respratory function. It presents a better life for 2 or 3 years evenif it is temporary. 59