dc.description.abstract | Diabetes mellitus, insulin sekresyonunda bozulma, insülin etkisine periferal direnç veya her ikisinden kaynaklanan bir grup metabolik hastalıktır. Bu durum glikolipotoksisite olarak adlandırılan artmış kan glukozu ve serbest yağ asidi düzeyine neden olur. Tip 2 DM, tüm diabetiklerin %90'ını oluşturmaktadır. İlk tanı esnasında genellikle kronik komplikasyonlar mevcuttur. Diabetin komplikasyonlarının önlenmesinde ana belirleyici unsur erken tanıdır. Kullanım kolaylığı, hastalar tarafından kabul edilebilirliği ve düşük maliyeti nedeniyle açlık kan şekeri (AKŞ) ölçümü tanıda en çok kullanılan testtir. DM'lu doku ve organlarda biyokimyasal, morfolojik ve fonksiyonel bir takım değişiklikler meydana gelir. Diabetli hastalarda koroner, serebrovasküler ve periferik damarları kapsayan ateroskleroz erken yaşlarda başlar ve diabeti olmayan bireylere kıyasla daha sıktır. Diabetteki ölümlerin %80'inden sorumludur. Diabetli hastalar artmış trombozis ve hızlanmış aterogenez riskine sahipirler. Diabetik hastalar diabetik olmayan bireyler ile kıyaslandığında, trombosit fonksiyonundaki anormallikler trombotik olay riskini arttırmada merkezi bir rol oynamaktadır. MPV trombosit fonksiyonunu gösteren bir belirteçtir. Artmış trombosit hacmi, artmış trombosit aktivitesi ve kanama zamanında kısalma ile ilişkildir. Büyük trombositler, küçük trombositlerden metabolik ve enzimatik olarak daha dens granüllere sahip olup, yüksek trombotik potansiyel gösterirler. Diabette artmış MPV tüm çalışmalarda olmamakla birlikte bazı hayvan ve insan çalışmalarında gösterilmiştir. Bu çalışmalarda MPV, diabetik hastalar ile sağlıklı bireyler arasında karşılaştırılmış ve diabetlilerde belirgin olarak yükseklik tespit edilmiştir. Biz de bu çalışmamızda Nisan 2005-Ocak 2006 tarihleri arasında Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi 3. Dahiliye Kliniği' ne kabul edilen daha önce tip 2 DM tanısı almış 15 erkek ve 33' ü kadın toplam 48 hasta ile 13 erkek ve 17 kadından oluşan toplam 30 sağlıklı birey arasında diabetes mellitus ve MPV ilişkisinin yanısıra, MPV' nin metabolik kontrol ve diabetik komplikasyonlarla birlikteliğini araştırdık. Diabetik grubta MPV değeri benzer yaş ve cinsiyetteki kontrol grubundan anlamlı olarak yüksek bulundu (sırasıyla 9.2 ±1.49 fl ve 8.5 ±0.49 fl, p<0.001). Bu fark literatürdeki diğer çalışmalar ile uyumluydu. Çalışmamızda nefropati, retinopati ve nöropati komplikasyonundan en az birinin varlığı 'mikrovasküler komplikasyon' olarak değerlendirildiğinde, mikrovasküler komplikasyonu olan grup ile olmayan grup arasında MPV düzeyleri arasında anlamlı fark tespit edilmiştir (sırasıyla 9.4±1.47 fl ve 7.8±0.88 fl, p=0.048). Her bir komplikasyon için, komplikasyonu olan ve olmayan hastalar değerlendirildiğinde, ölçülen ortalama MPV değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0.05). Koroner arter hastalığı olan 12 hastanın ortalama MPV değeri, olmayan 36 hasta ile kıyaslandığında anlamlı olarak yüksek tespit edildi (sırasıyla 10,2±1,66 fl ve 8,9±1,29 fl, p=0,008). MPV ile HbA1c, AKŞ, BMI, yaş, cinsiyet, diabet süresi, hiperlipidemi, hipertansiyon ve sigara kullanımı arasında anlamlı bir korelasyon bulunmadı. Bu bulgu da literatürdekilerle uyumlu idi. Sonuçlar bize diabetteki MPV artışının diabetik durumun kendisiyle ilgili olabileceğini göstermektedir. Büyük trombositlerin daha aktif trombositler olduğunu kabul edersek, diabetteki bu trombosit fonksiyon artışının hastalığın başlangıcından itibaren gelişen süreç içerisinde vasküler komplikasyonların gelişmesinde rol oynadığı sonucuna varabiliriz. | |