dc.description.abstract | Amaç: Kliniğimizde SSKR nedeniyle FDT uygulanan hastaların SD-OKT,FFA ve İSYA bulguları, başlangıç görme keskinlikleri, FDT öncesi semptomsüreleri ile FDT sonrası nüks gelişimi arasındaki ilişkinin değerlendirilmesidir.Gereç ve Yöntem: Beyoğlu Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesipolikliniğine Ocak 2014 ile Aralık 2015 tarihleri arasında başvuran SSKR tanısıkoyulan hastaların kayıtları geriye dönük olarak incelendi. Metamorfopsi,mikropsi, diskromatopsi, santral skotom, görme kaybı gibi semptomları olanhastalar çalışmaya dahil edildi. Yüksek miyopi(>-6 dioptri), yaşa bağlı makuladejenerasyonu, polipoidal koroidal vaskulopati veya idiopatik koroidalneovaskularizasyon gibi makula hastalığı olanlar ve daha önce bir veya dahafazla SSKR atağı geçirmiş olanlar dışlandı. Ayrıca üveit, glokom, proliferatifretinopatiler, tümör, ambliyopi, epiretinal membranı olan hastalar da çalışmayadahil edilmedi. Kontrolsüz sistemik hipertansiyon, diabeti olan, sistemikkortikosteroid tedavisi alan, öncesinde fotodinamik tedavi, intravitrealenjeksiyon, makulaya lazer tedavisi yapılmış olması da dışlanma kriterleriarasındaydı. Retrospektif olarak hastaların yaş, cinsiyet gibi demografik özelliklerive fotodinamik tedavi öncesi semptom süreleri kaydedildikten sonra ilk geliş, FDTöncesi, FDT sonrası(3.ay, 6.ay, 12.ay ve ikinci yıl) EİDGK, OKT bulgularıkaydedildi. FDT öncesinde aynı zamanda FFA ve İSYA bulguları da kaydedildi vetüm bunların FDT sonrasında gelişen rekürrenslerle ilişkileri değerlendirildi.İstatistiksel analiz SPSS 20,0 for Windows ile yapıldı.Bulgular: Çalışmaya Beyoğlu Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi retinakliniğinde takipli 68 hastanın 68 gözü dahil edildi. Hastaların 16'sı kadın(%23,5) ,52'si erkekti(%76,5). Nüks gelişimi izlenen gruptaki hastaların 4'ükadın(%21,1), 15'i erkekti(%78,9). Nüks izlenmeyen gruptaki hastaların ise12'si kadın(%24,5) 37'si erkekti(%75,5). Her iki grup arasındaki kadın/erkekoranları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı(p:0,76). Nüks gelişengrubun yaş ortalaması 47,7±12,4 iken nüks izlenmeyen grupta 48,3±9,5 idi. Heriki grubun yaş ortalamaları arasında anlamlı fark gözlenmedi(p:0,75). FDT öncesisemptom süreleri incelendiğinde nüks gelişen grupta ortalama FDT öncesi 4semptom süresi 20,9±12,6 ay iken, nüks gelişimi izlenmeyen grupta 13,3±9,9ay olarak bulundu ve gruplar arası FDT öncesi semptom süreleri arasındaistatistiksel anlamlı fark mevcuttu(p:0,001). Nüks izlenen grupta 13hastada(%68,4), nüks gelişimi izlenmeyen grupta ise 19 hastada(%38,8) FDTöncesi sığ olmayan PED mevcuttu. İki grup tedavi öncesi PED varlığı açısındankıyaslandığında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu görüldü(p:0,02). Fundusmuayenesinde tespit edilen FDT öncesi RPE değişikliği mevcut olan hasta sayısınüks izlenen ve izlenmeyen grupta sırasıyla 18(%94,7) ve 35(%71,4) idi. İkigrup arasında istatistiksel anlamlı fark görüldü(p:0,03). Bunların haricindedeğerlendirilen FFA, İSYA ve SD-OKT bulgularıyla FDT sonrası nüks gelişimiarasında istatistiksel ilişki görülmediSonuç: Çalışmamızda; FDT öncesi semptom süresi,fundusmuayenesinde izlenen RPE değişikliği mevcudiyeti ve SD-OKT'de tespit edilen sığolmayan PED mevcudiyeti ile FDT sonrası nüks gelişimi arasında istatistikselanlamlı ilişki olduğu görülmüştür. Bununla beraber bu sonuçların daha genişkapsamlı çalışmalarla da değerlendirilmesi faydalı olacaktır. | |