Kartal Dr. Lütfi Kırdar Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Tıbbi Patoloji Kliniğinde asap tanısı almış olguların histopatolojik olarak değerlendirilmesi ve klinik korelasyonunun belirlenmesi

Abstract

AMAÇ: Prostat karsinomu tanısında güncel standart yöntem TRUS eşliğinde yapılan iğne biyopsileridir. Biyopsilerde, kanser tanısın dışlanamadığı, ancak yeterli histolojik atipi içermeyen şüpheli glandlar için kullanılmakta olan ASAP tanımı, bazal hücre kaybı ve infiltratif patern gösteren ancak yeterli sitolojik atipi içermeyen asiner grupları ve ya kantitatif olarak yetersiz glandları temsil eder. Biz bu çalışmamızda, 2009-2015 yılları arasında Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde TRUS eşliğinde biyopsi uygulanmış ASAP tanılı hastaların malignite ile ilişkili sonuçlarını ve sıklıkla malignitede izlense de benign glandlarda da gözlenebilen histolojik bulguların düşük, orta ve yüksek riskli malignitedeki dağılımını değerlendirmeyi amaçladık.YÖNTEM: Çalışmamızda Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 'nde 2009-2015 yılları arasında TRUS biyopsi ile ASAP tanısı almış vakalar retrospektif olarak taranmıştır. Biyopsi ve rebiyopsi arşivlerine ulaşılabilen, ASAP tanılı toplam 189 vaka ve bunlara ait 257 kor biyopsi yer almıştır. Olgulara ait yaş, serum PSA düzeyi, multifokalite, şüpheli asinüslerin sayısı, nükleer büyüme, nükleol belirginliği, hiperkromazi, stoplazmik amfofili, luminal amorf aselüler sekresyon, kristaloid varlığı, infiltratif görünüm, atrofi, inflamasyon bulguları değerlendirildi.BULGULAR: Olgular aldıkları benign ve malign tanı dahilinde iki grupta değerlendirildiğinde, nükleer büyüme (p=0.001), nükleol belirginliği (p=0.000), lüminal aselüler amorf sekresyon (p=0.000) ve inflamasyon (p=0.000) gruplar arasında anlamlı farklılık içermektedir. Ortalama yaş (p=0.013), ortalama serum PSA düzeyi (p=0.000), nükleer büyüme (p=0.004), amfofilik stoplazma (p=0,008), inflamasyon (p=0.000) sıklığı, orta-yüksek gradeli malignite grubunda istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Gruplar arasında, multifokalite, ortalama asinüs sayısı, nükleer hiperkromazi, intralüminal kristaloid varlığı, atrofi bulguları açısından farklılık saptanmamıştır.TARTIŞMA: Çalışmamızda, iki kat ve üzerinde nükleer büyüme, nükleol belirginliği, amfofilik sitoplazma, lüminal amorf aselüler sekresyon ve inflamasyon yokluğu malignite ile ilişkilibulunmuştur. Orta-yüksek gradeli malignite ile ilişkili ASAP olgularında, iki kat ve üzeri nükleer büyüme, amfofolik sitoplazma ve inflamasyon yokluğu diğer gruplara göre daha sık izlenmiştir. Ayrıca yaş ve serum PSA değerleri anlamlı ölçüde diğer gruplardan farklıdır. Gereksiz biyopsi ve komplikasyonları önlemek için ASAP olguları, eşlik eden kriterlere göre yönetilebilir.

OBJECTIVES: TRUS guided prostate biopsy is the current Standard method for the diagnosis of prostate cancer. In biopsies, the ASAP definition which is used for the glands those are highly suggestive but not diagnostic for cancer, represents acinar groups with basal cell loss, infiltrative pattern, insufficient cytological atypia and either quantitatively inadequate glands. In this study, we aimed to evaluate the malignancy-related outcomes of ASAP patients who underwent TRUS-guided biopsy in Kartal Training and Research Hospital between 2009-2015 and the distribution of histological findings those are seen in both malign and benign glands.METHODS: A retrospective search was conducted for TRUS guided biopsies in Lütfi Kırdar Kartal Training and Research Hospital pathology archives between 2009 and 2015. A total number of 189 patients and 257 core biopsies of them comprised the study cohort. Age, PSA level, multifocality, the number of suspicious glands, nuclear enlargement, prominent nucleoli, hypercromasia, amphophilic cytoplasm, luminal amorphous eosinophylic acellular secretion, cristaloids, infiltrative pattern, atrophy and inflammation evaluated in three groups as benign, low risc malignancy and medium-high risk malignancy. RESULTS: There were differences statistically between the benign and malign groups on nuclear enlargement more than twice (p=0.001), prominent nucleoli (p=0.000), luminal amorphous acellular eosinophilic secretion (p=0.000) and inflammation rate (p=0.000). There were also significantly higher rates of mean age (p=0.013), mean serum PSA level (p=0.000), nuclear enlargementmore than twice (p=0.004), amphophylic cytoplasm (p=0.008) and lower rates of inflammation(p=0.000) on the medium-high risc malignancy group (p<0.05). There were no differences between the rates of nuclear hypercromasia, intraluminal cristaloids and the number of acini or multifocality.CONCLUSSION: In our study nuclear enlargement, prominent nucleoli, amphophilic cytoplasm, and low rates of inflammation was observed to be related with the presence of any degree of malignancy. In the medium-high risk malignancy group there were statistically significant different rates of nuclear englargement, amphophilic cytoplasm, lack of inflammation, mean age and mean serum PSA level. To avoid unnecessary biopsies and complications, it could be helpful to seperate the patients according to criterias that they have.