Nodüler guatrlarda otonominin değerlendirilmesi

Abstract

- 45 - ÖZET Bu çalışmada, 13 mültinodüler guvatr veya nodülasyon gösteren guvatrı bulunan hastada, serum tiroksin, serbest tiroksin, triiodoti- ronin, tiroglobülin, anti-triglobülin ve anti-mikrozomal antikorlar, T3/T4 oranı, TRH testi, tiroid sintigrafisi ve uptake'i, T3 supresyon testi ve TSH uyarı testi cevapları incelenmiştir. Hastalar TRH testi ve T3 supresyon testine verdikleri cevaba göre iki gruba ayrılmışlar dır. Birinci grubu her iki teste cevabı olmayan hastalar, ikinci gru bu ise iki testten birine veya her ikisine cevap veren hastalar oluş turmuştur. Bu gruplardan elde edilen değerler birbirleri ile karşılaş tırılmış, ayrıca grupların ve tüm hastaların bazal değerleri normal 50 kişiden elde edilen değerler ile kıyaslanmıştır. Tüm hasta grubu bazal hormon değerleri bakımından normal sınır lar içinde kalmaktadır. T4 düzeyleri normal gruptan farklı olmamasına rağmen, T3 düzeyleri ve TG normalden anlamlı derecede yüksektir. Cevapsız grubu oluşturan hastalarda serum T4, FT4 değerleri, cevaplı gruptan anlamlı derecede yüksekti. Diğer parametreler arasında anlamlı bir fark yoktu. Ayrıca TRH testine verilen cevap ile, hormon düzeyleri ve T3 supresyon testine verilen cevap arasında ilişki saptandı. T3 supresyon testi ile hormon değerleri arasında ilişki görülemedi. Buna karşılık TSH testine verilen cevap, T3 supresyon testi ile anlamlı bir ilişki gösteriyordu. Bazı hastalarda TRH testine karşı abartılmış bir TSH cevabı dikkati çekti.- 46 - Sonuç olarak, mültinodüler guvatr vakalarının, oldukça hetero jen bir grubu oluşturduğu, hastaların ötiroid olmasına rağmen bir kıs mında hipertiroidiye doğru, diğer bir kısmında aksine hipotiroidiye doğru gidiş eğilimi bulunduğu dikkati çekti. Bu gidiş sürecinden sorum lu iki faktörün tiroid otonomisinin yaygınlığı ve hormon substratı (iyot) mevcudiyeti olduğu düşünüldü. Bu nedenle, mültinodüler guvatrlı. hastalarda tiroid hormonu supresyonu tedavisi veya iyot tedavisi düşü nüldüğü zaman dikkatli olunması ve yakın takibin gerektiği sonucuna va rıldı. TRH testi ile T3 supresyon testi arasında ilişki bulunması, bu iki testin birbirinin yerini alabileceği görüşünü kısmen destekledi. Bununla birlikte, TRH testinin hormon düzeyleri ile T3 supresyon tes tinin ise TSH uyarısı ile ilişki göstermesi bu görüşün her zaman doğru olmadığını düşündürdü. TRH testi, hormon durumunun derecesini, T3 sup resyon testi ise, otonominin derecesini gösteren bir test olarak orta ya çıkıyordu.