Kolesteatomlu kronik otitis cerrahisinde açık ve kapalı kavite tekniklerinin günümüz koşullarında tartışılması

Abstract

- 50 - ÖZET Kolesteatomlu kronik otitler günümüzde halen güncelliği ni korumakta ve önemini sürdürmektedir. Günümüz koşullarında bu hastalığın cerrahi teknik seçimini tartışmak istedik. Bunun için İstanbul Tıp Fakültesi KBB kliniğinde 1986 başından 1988 ortalarına kadar kolesteatomlu kronik otitli hastalar tarandı, 152 olgu tespit edildi. Bunların yaş, cins, oturduğu yer, ameliyat tarihi ve teknikleri, ameliyat esna sındaki bulguları tespit edildi. Adreslerine kontrol muaye nesi için davetiye gönderildi. Gelenlerin mikroskopik muayene bulguları tespit edildi. Aynı zamanda modifiye radikal mas- toidektomi ve kapalı kavite tekniği ile ameliyat olmuş olgu lara Atlas Audiometre ile saf ses odiogram çekildi. Bu olgu ların pre ve postoperatuar odiogram değerlerinin istatistiki ortalam değerleri saptandı. Bu değerler açık ve kapalı kavite tekniklerinde, kendi aralarında ve birbirleri arasında anlam lılık testleri yapıldı ve `p` anlamlılık değerleri saptandı. Açık kavite tekniğinde postoperatuvar değerin preoperatuvar değere göre anlamlı olmadığı, kapalı kavite tekniğinde post operatuvar değerin preoperatuvar işitme değerine göre anlamlı olarak iyileştiğini, fakat kapalı kavite tekniğindeki iyileş me, açık kavite tekniğindeki postoperatuvar işitme değerine göre anlamlılık taşımadığı saptandı. Olguların, İstanbul'da oturanların %42' sinin, İstanbul dışında oturanların %53.3'ü- nün, genel olarak tüm olguların %45.5'inin davetiyeye cevaben gelmediği saptanmıştır.- 51 - Kapalx kavite tekniklerinin orta kulak anatomisini müm-. kün mertebe korumasx, işitme fonksiyonunun daha iyi olması na ve ameliyat sonrasx kavitenin iyileşmesinin kxsa sürede olmasxna karsxn kolesteatom nüks oranının çok yüksek oluşu, ikinci bir operasyona gereksinim duyulusu ve sxk ve devamlx takip edilmesi gereği gibi dezavantaj larx mevcuttur. Açxk kavite tekniği ile yapılan ameliyatlarda ise kavitenin bü yük olması, işitmenin yeteri kadar iyi korunamaması, açık kavitenin su ile kontaminasyonu sonucu enfeksiyon olasılığı ve postoperatuvar iyileşmenin uzun sürmesine karşın nüksün yok denecek derecede az olması, hastalığın kontrolü ve kavi tenin rahat temizliği gibi avantajlar sözkonusudur. Ayrıca memleketimizde hastaların sosyo-ekonomik ve kültürel seviye lerinden dolayı hastaya en az zararlı ve en yararlı olabile cek yaklaşım açık kavite tekniği ile yapılan yaklaşımlar o- lacağı sonucuna varıldı.