dc.description.abstract | ÖZET Doğumsal karın duvarı defektleri, tanısı oldukça kolay konulan, çocuk cerrahisi serilerinin önemli hasta gruplarından biridir. 6000 ile 10000 canlı doğumda bir sıklıkta rastlanmaktadır (24). Ornfaloselde, karın duvarı defektinden batın dışına çıkan organları örten bir kese ve bu kesenin tepesinden çıkan göbek kordonu bulunurken, gastroşiziste kese ve benzeri elemanlara rastlanmaz. Göbek kordonu normal lokalizasyondadır ve karın duvarındaki defekt hemen daima göbeğin sağındadır. Omfaloselde, eşlik eden sistem ve kromozom anomalilerine sıklıkla rastlanırken gastroşiziste genellikle anomaliler gastrointestinal sisteme sınırlı kalmakta, kromozom anomalilerine ise rastlanmamaktadır. Doğumsal karın duvarı defektlerinin tedavisinde özellikle 1960 lı yıllarda yeni cerrahi tedavi tekniklerinin ortaya koyulması, total parenteral beslenmenin ve ventilator tedavisinin geliştirilmesi, yenidoğanlara uygulanması ile büyük aşamalar kaydedilmiştir. Ancak eşlik eden anomaliler, prematürelik, sepsis gibi çeşitli nedenlerden dolayı bu hastalar halen kaybedilmekte ve mortalite oranı yüksek kalmaktadır. Bu çalışmada, doğumsal karın duvarı defektlerinde, prognozu etkileyen faktörleri saptamak amacıyla Ekim 1982 ile Ağustos 1996 tarihleri ararasında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı'nda doğumsal karın duvarı defekti tanısı ile tedavi edilen olgular incelenmiş, elde edilen veriler güncel kaynaklarla karşılaştınlmıştır. Karın duvarı defektine sahip olgular; prenatal tam, müracaat yaşı, tartı, gestasyon yaşı, doğum şekli, anne yaşı, bebeğin ailenin kaçıncı çocuğu olduğu, anne ve baba arasındaki akrabalık derecesi, defekt çapı, omfalosel kesesinde yırtık bulunması, defekt içinde bulunan organlar, ek anomaliler, tedavi yöntemleri, postoperatif ventilator tedavisi, total parenteral beslenme, sepsis, ek olarak gastroşiziste, ilk beslenme zamanı, tam beslenme zamanı, uzun süren ileus (30 gün ve daha fazla süren) açısından incelenmiştir. Tüm bu verilerin mortalite üzerine olan etkileri değerlendirilmiştir. 53Serimizde 82 omfalosel, 27 gastroşizis olgusu tespit edilmiştir. Omfalosel, olgularımızın %60.9'una primer onanm, %21.9'una aşamalı onarım uygulanmış, %17.2'si ise konservatif yöntemle izlenmiş olup, aşamalı onanm yapılanlardan 3 'üne ve konservatif yöntemle izlenenlerden l'ine daha sonradan ventral herni onarımı yapılmıştır. Mortalite oranı %21.9 olarak tespit edilmiştir. Bu olgularda, defekt çapı, omfalosel kesesinde yırtık bulunması, karaciğerin omfalosel kesesi içinde bulunması ve sepsisin prognozu olumsuz yönde etkilediği tespit edilmiştir. Ayrıca total parenteral beslenmenin ameliyat sonrası dönemde prognozu olumlu yönde etkiliyebileceği düşünülmektedir. Serimizdeki 27 gastroşizisli olgunun %88.8'ine primer onanm, %1 1.2'sine de cild flebi ile onanm yöntemi kullanılmış olup, olgulann %48.1'i kaybedilmiştir. Bu olgularda düşük gestasyon yaşının (< 37 hafta) prognozu olumsuz yönde etkilediği saptanmıştır. Aynca vajinal yol ile doğumun, batin dışına çıkan organların fazla olmasının ve sepsisin prognoz üzerine olumsuz yönde etkisinin olabileceği, ventilator tedavisinin ise, prognoz üzerine olumlu yönde etki yapabileceği düşünülmektedir. 54 | |