Koroner arter hastalığında arkus aortada görülen aterom plağının diyagnostik yönden değeri

Abstract

-42- ÖZET Hastanemiz, 4. Dahiliye Kliniğinde her hangi bir teşhisle yatarak tetkik ve tedavi edilen hastaların çekilen göğüs graf ilerinde arkus aortada, gözle görünen aterom plağı mevcut olan 20G0vek'a incelendi. 104' ü kadın, 96' sı erkek olan vak' alarm, kadın yaş ortalaması (69. 8), erkek yaş ortalaması (63.1) idi. 84 kadın hastanın, 72' sinde (% 85.7) anginal sendrom, 12' sinde (% 14.2) miyokard infarktüsü tesbit edildi. 20 kadında da arkus aortada aterom plağı görülmüş olmasına rağmen semptomatik bir koroner arter hastalığı tesbit edilemedi 86 erkek hastanın 55' inde (% 63.9) anginal sendrom, 31' inde (% 36 j miyokard infarktüsü, tesbit edildi. 10 erkek hasta da koroner arter hastalığı düşündüren bir semptom bulunamadı. Gins farkı gözetmeksizin 200 vak' a gözönünde tutulacak olursa 127 vak' ada anginal sendrom, 43 vak' ada miyokard infarktü sü tesbit edildi. 30 vak' a koroner arter hastalığı yönünden Klinikman semptomsuzdu.-43- Şupheli durumlarda oral glikoz tolems testi ile nasılki karbonhidrat metabolizması bozukluğu araştırilabilmekte ve diabetes mellitüs teşhisi yönünden, ileri ve doğru bir adım atılabilmekte ise aterom plağı gösteripte koroner arter hastalığı semptomatolojisi vermiyen şahısların non-invaziv tetkiklerle araştırılıp muhtemel bir koroner arter hastalığının erken belirtilerinin tesbit edilmesi mümkündür. Böyle e e şahsın adı geçen hastalığın irreversible ve öldürücü komplikasyonlarından korunması da imkan dahiline girebilir. Bu bakımdan basit ve rutin radiyograf ik tetkiklerde arkus aort8da aterom plağı tesbit edilmesi, hekimin dikkatini çekmeli ve asemptomatik şahısların ekstremite damarları ve özellikle vertebro-baziler sistem dikkatle incelenmelidir. Aterom plağı gösteren 2u0 vak* anın 170' inde (% 85) koroner arter hastalığının, şu veya bu şeklinin klinik olarak ortaya çıkmış olması, göğüs graf ilerinde arkus aortada aterom plağı mevcut olupta o ana kadar koroner arter hastalığı hikaye si vermiyen şahısların daha ince bir tetkikten geçirilmeleri lüzumunu düşündürmektedir.