Sınıraşan örgütlü suç gruplarının uluslararası güvenliğe etkilerinin Kolombiya ve İtalya örnekleri üzerinden değerlendirilmesi

Abstract

Örgütlü suç kavramı bilimsel açıdan ilk olarak 1960'lı yıllarda elealınmaya baslamasına karsın geçirdigi büyük degisim nedeniyle bu gün çokfarklı bir olgu haline gelmistir. Bunun temel nedeni Soguk Savasın ortadankalması ile olusan ortamda tüm algılamaların tamamen degismesi veküresellesmenin bütün kavramlarda oldugu gibi örgütlü suç kavramında da etkiliolmasıdır. Küresellesmenin iletisim ve ulasım teknolojilerindeki büyük artısınsonucunda, iliskilerin hızı ve yogunlugunda meydana gelen degisim oldugudüsünülürse; dünya çapında isbirligi kurabilen suç gruplarının ortaya çıkısıkolaylıkla anlasılmaktadır.Sınırasan örgütlü suç, saglıklı sekilde isleyen devlet mekanizmalarınıbozarak kendisine hareket alanı yaratmak, çıkarları dogrultusunda terör örgütleridâhil her tür grupla isbirligi kurabilmek, uyusturucu ve kitle imha silahları gibitehlikeli maddelerin ticaretini yapmak, demokrasi ve küresellesmeyiyozlastırmaya çalısmak ve insan haklarına zarar vermek gibi özellikleri gözönüne alındıgında dogrudan uluslararası güvenlige tehdit olarak kabuledilmektedir.Kavramın tüm bu özellikleri göz önünde bulundurularak basit bir yasa dısıeylemin ötesinde bir tanımlamaya ihtiyaç oldugu ve incelenirken de çok boyutlubir yaklasıma gerek duyuldugu düsüncesiyle Kolombiya ve talya üzerindeincelemeler yapılmıstır. Bu incelemelerde örgütlü suç tarihsel, ekonomik, politikve sosyal bir olgu olarak ele alınmıstır. talya ve Kolombiya'nın tarihsel süreçlerive toplumsal yapıları, ortaya çıkan suç gruplarını tamamen etkilemektedir.Örnek olarak iki ülkede de geleneklere ve aileye olan saygı akrabalık iliskilerineönem veren, katı kurallara baglı örgüt tiplerinin ortaya çıkmasını saglamıstır.Ülke içinde yasanan toplumsal kopus bu tür grupların belirmesinde etkiliolmaktadır. Ancak ülkelerin kendine özgü yapıları dısında ortak birtakımözellikler de göze çarpmaktadır. Örnegin kurdukları iliskilerde ekonomik çıkardısında bir baska kuralları bulunmamaktadır. Her ülkenin suç grupları terörörgütleri ile iliski kurabilmekte ve ekonomik piyasaları düzenli olarak takipetmektedirler.Ülkelerin mücadele yöntemleri de ekonomik, politik ve sosyal özellikleri ileparalellik göstermektedir. talya'da örgütlü suçun çok boyutlulugundan yolaçıkılarak olusturulan farklı birimlerle suçun önüne geçebilmisken Kolombiya busürecin hemen hemen basında bulunmaktadır. Ancak her seye karsın yapılarıntamamen ortadan kalkmaması ülke içindeki toplumsal farklılıkların azaltılmasınınuzun zaman alacagını ortaya koymaktadır.Ülkelerin tüm çabalarına karsın sistemli bir uluslararası yardımıngelmeyisi ve bunu saglayacak olan bir yapının tam anlamıyla kurulamamısolması mücadelelerin halen ulusal bazda sürdürülmesi gerekliligini ortayakoymaktadır. Uluslararası yapılanmanın gerekliligi tartısılmaz olmakla birliktebuna temel olusturabilecegi düsüncesi ile isbirligi ve esgüdümü göz önündebulunduran ulusal çabaların da sürdürülmesi bu asamada yapılması gerekenfaaliyetlerin basında gelmektedir.

Organized crime, considered as national security problems of thecountries like Italy, USA, and Japan before the Cold War, has after the War cometo the foreground with its trans-border capabilities. Throughout this process, theirsimple structures characterized by traditional features have transformed intomulti-national crime networks able to establish world-wide relations.Organized crime groups, whose primary goals are to gain economicbenefits, have tremendously abetted in line with this strategy in the activities suchas mutual collaboration, developing modern marketing strategies, and national orinternational effects. Even worse, they are able to exercise these all over theworld effectively with an illimitable understanding. These organizations,undermining the institutions assigned to enforce the law and order in the legalstates, able to turn the economic and financial balances upside down, and mostimportant, establishing powerful crime networks aiming to paralyze thedemocratic life, is one of the greatest threats thwarting international security.The aim of this study is to emphasize that the trans-border organizedcrime is meant to be much more complex now than a simple violation of law, andthat a thorough definition is required in order to struggle with it. An analysis ontwo different sample countries has been carried out so as to prove how dynamicand complicated a structure the trans-border crime has. The dissertation hasfocused on the way the distinct economic, political, and social conditions of thesecountries have influenced the structures of these organizations, their internationalconnections, relations with the state, and methods of struggle.