Asimetrik tehdit kavramı bağlamında, 11 Eylül 2001 sonrası dönemde Amerika Birleşik Devletleri'ndeki siber tehdit algılamasının ve geliştirilen güvenlik politikalarının incelenmesi

Abstract

İletişim ve enformasyon teknolojilerini kullanan cihazların hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldiği günümüzde, ortaya çıkan her yeni teknolojik gelişme, insanlık tarihinin önceki dönemlerinde de olduğu gibi hem hayatı kolaylaştırıcı yeni fırsatlar, hem de bu fırsatların art niyetli kullanımından doğan yeni tehditler yaratmaktadır.Günümüz dünyasında oldukça sık karşılaşılan, `enformasyon` olarak tanımlanan ve daha ziyade 21.nci Yüzyıla özgü olarak algılanan yeni bilgi türü; Francis Bacon'un `Bilgi Güç'tür` sözünde ifade edildiği haliyle, yalnızca karşı zeka üzerinde basit bir üstünlük kurma aracı olmanın ötesine geçmiştir. Bu yeni bilgi türü, somutlaştığı elektronik sistemler ve onların dilindeki ifadesi olan `veri` kimliği ile, bilginin önceki tanımlarından ve işlevlerinden çok daha fazlasını ifade etmektedir.`Küreselleşme`, `postmodernite` ve `dördüncü nesil savaş` olgularının bir araya gelmesinden doğan politik-sosyal-askeriyoğunlaşma'nın sinerjik karakteri ise; gerek ulusal, gerekse de uluslararası seviyedeki güvenlik aktörleri ile onların politika ve stratejilerinden oluşan varsayımsal bir çevre olan `güvenlik uzayfm uzun vadeli ve kökten bir şekilde değiştirmektedir. Bu değişimde başrolü oynayan olguların doğaları ve ortaya çıkardıkları değişimlerin karakteristikleri göz önüne alındığında; ulusal güvenlik karar alıcılarının algılamalarında, asimetrik savaş ve onun politik bir türevi olarak terörizmin, güç kazanan güvenlik tehditleri olarak ön plana çıktıkları görülmektedir. Enformasyon teknolojilerindeki hızlı ve kesintisiz gelişimin yanı sıra 11 Eylül Saldırıları gibi güvenlik tehditlerindeki yadsınamayacak gerçekleşmeler ise, hızlandırıcı mahiyetteki tali dinamikler olarak bu değişim sürecine dahil olmaktadırlar. Bu çerçevede, arka planda çalışan söz konusu asli ve tali dinamiklerin nihai birer ürünü olarak; gerek `siber uzay`, gerekse de onun güvenliğini sağlama kaygısını yansıtan `siber güvenlik` kavramlarıyla günlük hayatta çok daha sık bir biçimde karşılaşılmaktadır.ABD'nin ikinci Dünya Savaşı'na girmesine yol açan Pearl Harbor Saldırısı ile sıklıkla kıyaslanan, 11 Eylül 2001 tarihinde ABD hedeflerine yönelik olarak düzenlemiş olan terör saldırıları, ABD kamuoyunda özellikle asimetrik tehditlere ilişkin olarak önceden var olan ulusal güvenlik kaygılarını ciddi bir biçimde kuvvetlendirmiştir. 11 Eylül Saldırıları sonrasındaki süreçte; bir yandan mevcut ulusal güvenlik yapılanmasının sahip olduğu yetkileri ciddi biçimde arttıran `ABD Vatanseverlik Yasası (USA PATRIOT Act)` ve `İç Güvenlik Yasası (HSA)` gibi kanunlar yürürlüğe konulurken, diğer yandan bahse konu ulusal güvenlik yapılanması, İç Güvenlik Bakanlığı (DHS)'nın ortaya çıkışı örneğinde olduğu gibi, asimetrik tehditleri ABD içerisinde de karşılayabilecek biçimde federal seviyede yeniden şekillendirilmiştir.Bu süreç içerisinde sürekli olarak daha da fazla önem kazanmış olan `siber güvenlik` olgusu ise; `enformasyon operasyonları` ve `asimetrik tehdit` odaklı olarak ABD'de ortaya çıkan yeni güvenlik algı ve yapısı içerisinde, özellikle iletişim, enformasyon ve enerji sektörlerindeki kritik altyapı tesislerinin, gerek fiziksel, gerekse de sanal varlıklarının korunmasına odaklanan çabaları içermektedir.Herhangi bir hipotez geliştirme kaygısı taşımayan bu çalışma, bir durum ve olgu tespiti niteliğinde olup; 11 Eylül Saldırıları sonrasında, asimetrik tehdit bağlamında ABD'de ortaya çıkmış olan siber güvenlik algısının genel bir resmini ortaya koymaya çalışmaktadır.Anahtar Kelimeler : Siber Güvenlik, Asimetrik Tehdit, 11 Eylül Saldırıları, ABD Vatanseverlik Yasası, İç Güvenlik Yasası, Kritik Altyapı Güvenliği.

Nowadays, during which devices based on communication and information technologies have become an indispensable part of our lives, each new technological development creates not only new opportunities to make life easier, but also new threats arising from malevolent use of these opportunities as in previous eras of human history.Frequently encountered in today's world, the new kind of knowledge, defined as `information` and perceived more often as peculiar to the 21st Century, has transcended becoming just a simple apparatus for establishing a superiority over rival intelligence as in Francis Bacon's famous expression, `Knowledge is Power`. This new kind of knowledge implies much more than previous definitions and functions of knowledge through the electronic systems that concretize it and the identity of `data` as its expression in the language of electronic systems.In the long term, the synergic character of political-social-military concentration, which arised from the aggregation of `globalization`, `postmodernity` and `fourth generation warfare`, has fundamentally changed `security space` as a hypothetical enviroment that is consisting of security actors in both national and international level, and their policies and strategies. When the intrinsic characteristics of the phenomena, which play key roles in this transformation, are considered; it is realized that asymmetric warfare and terrorism as a political derivative of it stand out as security threats that have been gaining strength in the perceptions of national security decision makers. Besides the rapid and incessant development of information technologies, the undeniable occurrences of security threats -- as in the case of the September 11 Attacks - involve to this transformation period as secondary dynamics that accelerate process. In this frame, as the final products of the primary and secondary dynamics run in the background, it is more often in daily life to come upon the concepts of `cyberspace` and `cybersecurity` which reflects the concern of ensuring the security of cyberspace.Held on the 11th of September 2001 against the U.S. targets, the terrorist attacks, often compared with the Attack on Pearl Harbor that led the United States go to the Second World War, strengthened seriously the existing national security concerns of the U.S. public particularly against the asymmetric threats. In the period after the September 11 Attacks, on the one hand, some laws -- such as `USA PATRIOT Act` and `Homeland Security Act (HSA)` - which seriously increased the existing authorities of the national security structure -were enacted; on the other hand, as in the case of the emergence of Department of Homeland Security (DHS), the national security structure was reshaped at the federal level against the asymmetric threats within the United States.The phenomenon of cybersecurity, which has steadly gained more importance within this process, contains the efforts that focus on the protection of both physical and virtual existences of critical infrastructure ~ particularly in communication, information and energy sectors - within the frame of new security perception and structure that emerged focusing on `the information operations` and `the asymmetric threat` in the United States.Without any concern for developing any hypothesis, this study as a determination of situations and phenomena tries to manifest the panorama of the cybersecurity perception in the context of asymmetric threats, emerged in the United States after the September 11 Attacks.Keywords: Cybersecurity, Asymmetric Threat, the September 11 Attacks, USA PATRIOT Act, Homeland Security Act, Critical Infrastructure Security.