Show simple item record

dc.contributor.advisorYılmaz, Hasan
dc.contributor.authorKoç, Hatice
dc.date.accessioned2023-09-22T12:49:46Z
dc.date.available2023-09-22T12:49:46Z
dc.date.submitted2023-08-14
dc.date.issued2022
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/743790
dc.description.abstractÇağımızın bir gerçeği olan `küreselleşme`, yaşamın birçok alanında farklı kültürlerleve dillerle temasa geçmeyi neredeyse zorunlu kılmıştır. Ortak bir dil kullanımı, farklı dillerdeninsanların birbirleriyle iletişim kurabilmeleri için temel bir gerekliliktir. Bu nedenle, yabancıbir dile olan gereksinim gün geçtikçe daha da artmıştır.Yabancı dilin nasıl öğretileceği ise geçmişten günümüze daima tartışma konusuolmuştur. Yabancı dil öğretiminde arzu edilen amaca ulaşabilme çabası, gelişen bilimsel bilgiveya toplumsal-sosyolojik değişiklikler doğrultusunda yeni yabancı dil öğretme ve öğrenmemetotlarının ortaya çıkmasına veya gelişmesine neden olmuştur.Bu çalışmanın amacı, ilk olarak 1970'lerde kendisini göstermiş, öğrenmeyi sadecetaklitçi olarak değil; bütünsel bir süreç olarak da gören bakış açısıyla dikkatleri üzerine çekenedimbilimin yabancı dil derslerine getirdiği yenilikler ve yarattığı etkileri ortaya koymayıamaçlamaktadır.Çalışmanın ikinci bölümünde dil, yabancı dil, dil öğrenme ve edinme arasındaki fark,yabancı dil dersi, iletişim ve iletişim çeşitleri ele alınmıştır. Dil, hem zihinsel gelişimin birgöstergesi hem de bir iletişim aracıdır. Birey, dili anne karnında algılamaya başlar ve zamanladil bireyin sosyal beceriler kazanmasına yardımcı olur. Aynı zamanda dil, becerilerinuygulanması için bir araç ve ön koşuldur. Sosyal becerilerin başında gelen iletişim ise dilingelişimine bağlıdır.Bir insanın ilk öğrendiği dil, ana dili olarak adlandırılır. Çocuklar dili doğdukları andanitibaren görerek, duyarak ve taklit ederek öğrenirler. Yabancı diller, bireyin yaşadığı toplumundışında kalan dillerdir. Yani bir kişi için ana dili dışında kalan tüm diller yabancı dil olabilir.Ana dili edinme ile yabancı dili öğrenme arasında farklar vardır. Bir dili edinirkenduyduğumuzu veya okuduğumuzu bilinçsiz bir şekilde taklit ederiz. Ama bir dili öğrenirken o90dille ilgili olguların farkına varırız. Edinme, örtük bilgi ve bilinçsiz bir şekilde; öğrenme iseaçık bilgi ve bilinçli olarak gerçekleşir.İletişim farklı şekillerde veya farklı yollarla gerçekleşen bilgi alış verişi veyaaktarımıdır. İnsanlar arasında bağ kurma aracı, dolayısıyla insani bir ihtiyaçtır. Sözlü ve sözsüzolmak üzere iki çeşit iletişim vardır. Sözlü iletişim hem sözel hem yazılı olarak dil aracılığıylagerçekleşir. Sözsüz iletişim; yüz idafeleri, jest, mimik, duruş, giyim ve görünüm gibi unsurlarlasözsüz olarak kurulan bir iletişimdir.Çalışmanın üçüncü bölümünde geçmişten bugüne yabancı dil öğretiminde kullanılanmetotlar ele alınmıştır. Geçmişten günümüze yabancı dil öğretiminde çeşitli yöntemlergeliştirilmiştir. 19. yüzyılda Avrupa'da ortaya çıkan dil bilgisi çeviri yöntemi, adından daanlaşılacağı üzere dilin dil bilgisel yapısını öğretmeyi amaçlamıştır. Bu metodun temel prensipiöğretilen dilin dil bilgisi yapısını öğretmek olduğundan, derslerdeki yapılan çalışmalar da buyönde olmuştur. Sonuç olarak dilin dil bilgisi yapısını öğrenenler dili pratiktekullanamadığından bu yöntem eleştirilmiş ve bu eleştiri yeni bir metodun ortaya çıkmasınasebep olmuştur.Dil bilgisi çeviri metoduna eleştiri olarak ortaya çıkan dolaysız yöntemin savunucuları,küçük bir çocuğun anadilini öğrendiği süreçle yabancı dil öğrenme sürecinin aynı olmasıgerektiğini savunurlar. Bundan dolayı dersler konuşma ağırlıklıdır. Daha çok tek dilli ve taklityoluyla gerçekleşen derslerde yazma okuma becerileri ihmal edilmiştir. Ayrıca öğretmenlerinde yabancı dili anadili gibi konuşma konusunda yetersiz kalmaları bu yöntemin eleştirilmesineyol açmıştır.Dolaysız yöntemin geliştirilmiş hali olarak ortaya çıkan diğer bir metot ise İşitsel-DilselYöntemdir. Dilin doğal öğreniminin önce dinleme ile başladığını savunan bu yöntemin temelprensibi dinleme yoluyla dili öğretmektir. Derslerde yapılan alıştırmalar yine bu doğrultudayapılmıştır. Amerika Birleşik Devletlerinde İşitsel-Dilsel Yöntemin gelişimiyle beraber eşzamanlı olarak Fransa'da da İşitsel-Görsel Yöntem ortaya çıkmıştır. Kökleri aynı olsa da bu ikiyöntem arasında bazı farklılıklar vardır. Her iki yöntem için de fazlasıyla teknolojik aleteihtiyaç duyulması, öğretmenin rolünün değişmesi ya da dersin monotonluğu gibi unsurlar buyöntemlerin de eleştirilmesine sebep olmuştur.Dördüncü bölümüde iletişimci yaklaşımla beraber önem kazanan edimbilimin neolduğu, nasıl ortaya çıktığı, edimbilimin temel alanları ve pragmatik yeterlilik ele alınmıştır.91Edimbilim, iletişimde dil kullanımının, özellikle cümleler ile bunların kullanıldığı bağlam vedurumlar arasındaki ilişkileri inceleyen bilim dalıdır (Kocaman, 1996). Pragmatik, dilbilimi,dilbilimsel ifadeleri somut durumlarında ve koşullarında kullanırken bağlamsal ve gerçekolmayan anlamların tanımıyla ilgilenir. 1960'larda Avrupa'da yaşanan sosyal ve politikgelişmeler, özellikle sosyal bilimlerde iletişimsel dönüş olarak bilinen bir paradigma kaymasınayol açmıştır. Bu paradigma değişiminden etkilenen dilbilim, daha sonra dilsel iletişimdurumlarını, yani dilin somut kullanımını konu alanlarına dahil etmek için başlangıçta soyutişaret sistemlerine odaklandı. Bu paradigma kayması, bir dilin belirli bağlamlarda kullanımınıaraştıran pragmatik dilbilimin de ortaya çıkmasına neden olmuştur (Yılmaz, 2020).Beşinci bölümde iletişimci yaklaşımın ne zaman, nasıl ortaya çıktığı ve genel özellikleriele alınmıştır. 1960'larda Almanya'da eğitim politikası değişir. O zamana kadar sadece ilkokulveya ortaokula devam eden öğrenciler için zorunlu olan yabancı dil dersleri, 1960'larınortalarında tüm öğrenciler için bir okul dersi olarak tanımlanır. Aynı zamanda ders dışı eğitimyelpazesi de artar. Yetişkinler veya mesleki eğitime katılanlar gibi yeni hedef grupları ortayaçıkar. Bu yeni gruplara eski metotlarla eğitim vermek, amaçları lise öğrencilerinden farklı olanöğrenenlere uygun değildir. Tüm bu ihtiyaçların gerekliliği ile birlikte yabancı dil öğretimininamaçları öğrenci ve onların ihtiyaçlarına göre değiştiği için yeni öğretim yöntemleriningeliştirmesi zorunlu hale gelir. (Neuner & Hunfeld, 2002).Bundan dolayı ortaya çıkan `İletişimsel Yöntem`, dilin iletişim ve kültürü birleştirendaha genel bir teorinin parçası olarak görülmesi gerektiği görüşünü benimser. Dilin iletişimolduğu teorisine dayanan bu yöntemde amaç iletişim becerilerini geliştirmektir. Bu beceriyikazanan öğrenci hedef kültürün gerçek ortamlarında dili kullanma becerisine sahip olacaktır.Bu yöntemin ana prensipleri kısaca şöyle özetleyebiliriz:• Dil becerilerinin her biri, iletişim kurmak için doğal bağlamlardaöğretilir.• Öğretim öğrenci merkezli olduğu için ders materyalleri, sınıf ortamlarıve etkinlikler öğrenen için özel olarak oluşturulur. Bu materyallerinhedef dilin kültürünü yansıtmasına ve günlük hayatta işe yaramasınaözen gösterilir.• Etkinliklerde `görüşme, boşluk doldurma, oyunlar, incelemeler, ikiliveya grup çalışması, sunum vb.` kullanılmaktadır.92• Bu yöntemi kullanan öğretmenler, öğrencilerin hem hedef dili hem deanadili hakkında bilgiye sahip olmalıdır. Öğretmen ve öğrencileranadillerini kontrollü bir şekilde kullanabilir ve gerektiğinde çeviri talepedebilirler.Çalışmanın bu bölümü iletişimsel yaklaşımda kullanılan materyallerle devametmektedir. İletişimsel yaklaşımda gerçek materyaller kullanılır. Bu materyallerin ilginç vemotive edici olması amaçlanır. Gazete ve dergi makaleleri, şiirler, yemek tarifleri, videolar gibiçeşitli özgün araçlardan yararlanılır. Yani ilteşimsel yaklaşımı kullanan öğretmen sadece derskitabıyla sınırlı kalmaz. Kitap sadece bir başlangıç noktası ve bir araçtır.Daha sonra `İletişimsel` yaklaşımdaki öğretim tekniklerine değinilir. Bunlar: Tartışma,drama ve rol oynama, simülasyon ve iletişim oyunlarıdır. Bu tekniklerin hepsi tek tek elealındıktan sonra `İletişimsel` yaklaşımda öğretmenin yerine değinilir. İletişimsel yaklaşımdakullanılan yaratıcılığa dayalı etkinliklerde gereksiz öğretmen müdahalesi, öğrencilerin fiilenetkinliklere katılmalarını ve dolayısıyla iletişim becerilerini geliştirmesini engeller. Ancak bu,öğretmenin etkinliğin sistematik ilerleyişinin pasif gözlemcisi olması anlamına gelmez.Öğretmen işlevinin daha az baskın olmasına rağmen önemini azaltmaz. İletişimsel yaklaşımdaöğretmenin rolünü genel olarak iki başlıkta ele alacak olursak, birincisi; sınıfta öğrencilerarasındaki ve öğrenciler, etkinlikler ve metinler arasındaki iletişim sürecini kolaylaştırmaktır;ikincisiyse, çalışma grubunda bağımsız bir katılımcı olarak hareket etmektir.Beşinci bölüm iletişimsel yaklaşımda öngörülen ders aktiviteleriyle devam eder.Birkaçını şöyle kısaca özetleyebiliriz:• Öğrencilere, çalışılan cümlelerin işlevini açıklamaya yönelik sorularsorulur. Diyalogların başına veya sonuna uygun cümleler eklenir.• Bazı kelimelerin veya cümlelerin boş bırakıldığı diyaloglar tamamlanır.• Aynı terimin farklı şekillerde açıklanabileceğini göstermek için diyalogyeniden düzenlenir.• Önceden hazırlanmış bir diyalog değiştirilerek daha resmi veya resmiolmayan ifadeler vurgulanır.• Cümleler veya kısa metinler uygun seçeneklerle yeniden düzenlenir.• Aynı işlevi anlatan cümleler karşılaştırılır.93• Daha önceden öğretilen diyalog örnekleri kullanılarak öğrencilerin yenive orijinal diyaloglar üretmeleri için gruplar halinde çalışmaları istenir.Daha sonra iletişimsel yaklaşımın derse nasıl entegre edilmesi gerektiği sorusuyanıtlanmaya çalışılmıştır.• Durumun veya içeriğin sunumu kısa bir diyalogla gerçekleştirilir. Dahasonra öğrencilerin ilgi ve deneyimleri ilişkilendirilir ve güdülenmeyiartırıcı etkinliklere devam edilir.• İletişimin amacına daha açık bir şekilde ulaşmak için kullanılankelimeleri ve ifadeleri netleştirmek amacıyla beyin fırtınaları veyatartışmalar yapılır.• Diyalogun konusu ve diyalogdaki yorum hakkında sorular sorulur.Bunlar `evet/hayır` soruları, genel kültür soruları ve açık uçlu sorularolabilir.• Diyalogdaki basit iletişimsel ifadelerden biri veya ifadeyi örnekleyenyapılardan biri incelenir. Anlamı netleştirmek için resimler, gerçeknesneler veya dramatizasyonlar kullanılabilir.• Öğrenci, tahtadaki örnekler ve vurgulanan temel özellikler yardımıylayapıların veya ifadelerin kullanımının altında yatan kuralları keşfeder.• Sözlü tanıtım ve yorumlama alıştırmaları, bağımsız iletişim etkinliklerinedönüştürülür.• Daha çok okuma ve yazma çalışmaları yapılır. Öğrenciler benzerdurumlar için yeni diyaloglar yazarlar.• Soru-cevap tekniği rehberliğinde öğrenilen konu sözlü olarakdeğerlendirilir.Beşinci bölümün ikinci başlığında ise `Kültürlerarası yaklaşım` üzerine durulmuştur.Almancanın pragmatik-işlevsel olarak yabancı dil alanında dünya çapında yaygınlaşmasıylabirlikte, bu dilde iletişimsel yeterliliğin dünyanın her yerinde ve herkes için aynı anlamagelmediği gösterilmiştir. Kültürlerarası yaklaşım, iletişimsel yöntemin daha da gelişmesinitemsil eder.94Yabancı dil öğretimi bir yandan kültürel karşılaştırmayı gerektirirken, diğer yandanöğrencinin temel pedagojik düşüncelerinin devreye zorunlu kılar. Kültürlerarası yaklaşımıntemel prensipleri ise şu şekildedir:• Kişinin kendi kültürü ile hedef kültürün ögelerini, birimlerini veyapılarını karşılaştırır. Dil karşılaştırması da buna dahildir.• Kendini ifade etme yeteneği sadece `diyalog` yoluyla değil, aynızamanda belirli bir konu hakkında konuşarak da geliştirilmelidir.• Okuma metinleri yabancı dil öğretiminin temelini oluşturmakla kalmazaynı zamanda özel okuma öğretiminin gelişimini de destekler.• Kültürlerarası bir öğretim konseptinde, okuma sadece günlük metintürleriyle değil, her şeyden önce kurgusal metinlerle (edebi metinler)ilgilenir.• Anadili anlamaya yardımcı olmak için kullanılmalıdır.• Okuğunu anlamak önemlidir. Anlamayı kolaylaştırmak için yabancı dilanadil ile karşılaştırmalıdır. Öğretmen karşılaştırmayı yaparken kültürelfarklılıklara, eşdeğerliğe ve benzerliğe dikkat etmelidir.• Derslerde kişinin kendi kültürü ve hedef kültür arasındaki farklarkonuşulur. Bunlar önyargılar ve kökenleri hakkındaki konuşmaları daiçerir.Çalışmanın altıncı bölümünde kültürlerarası yaklaşımda köprü görevindeki `ÜlkeBilgisi` konusunu detaylarıyla ele alınır. Ülke bilgisinin tanımı çeşitli yazarların tanımlarıylaaçıklandıktan sonra Rösler'in şu yaklaşıyla konu daha da somutlaştırılmaya çalışılır: `Almancakonuşulan bölgedeki insanların birbirleriyle nasıl iletişim kurdukları, Almanca konuşulanbölgenin temsilcilerinin tipik özellikleri, coğrafya, toplum, kültür, siyaset vb. gibi unsurlarınhepsi kültür bilgisinin bir parçasıdır.` Daha sonra kültür bilgisi üzerine yapılmış farklıçalışmalara değinilir.Kültür bilgisinin geçmişteki metotlardaki yerine ve önemine değinilir. Dil bilgisi çeviriyönteminde kültür bilgisi sadece edebiyat yoluyla aktarılırken dolaysız yöntemde hedef dilingündelik durumlarıyla ön plana çıkar.Kültür bilgisi iletişimsel yaklaşımda ayrı bir disiplin haline gelir ve yabancı dil öğrenimaraştırmalarına önemli bir katkı sağlar. Yabancı dil üzerine yapılan araştırmalarda, kültür95bilgisine yönelik deneysel çalışmalar önemli ölçüde artar. Yabancı dil ders kitaplarındakikültürel içeriğin yanı sıra ders kitapları ve öğrenciler kapsamında hedef ülke imajına yönelikçalışmalar önem kazanır.Altıncı bölümde, `Kültür bilgisinin` yabancı dil dersinde niçin olması gerektiğiaçıklanır. Öncelikle yanlış anlamaları ve anlaşılmaları önlemek asıl amaçtır: Yabancı dilöğrenen birey, yabancı dil ortamında günlük yaşamda dilsel eylemler gerçekleştirebilir. Ancakbu, hedef kültüre ait unsurlar yanlış anlaşılmalara mahal vermeyecek şekilde yeterince bilinirsemümkün olabilir. Buna göre; jestler, yüz ifadeleri, ses tonu gibi dil dışı ve dil ötesi araçlar önemkazanır. Diğer önemli bir unsur ise motivasyonu sağlamaktır. Hedef dil ülkesi hakkındakibilgiler öğrenciler için ne kadar ilginç olursa o kadar fazla ilgi uyandırır. Yani günlükgerçeklikle ilgili nüansları tanıyarak daha yüksek düzeyde bir dil öğrenme etkinliği elde edilir.Ülke bilgisi aktarımının bir diğer yararı öğrencilerin kendi kültürlerinden haberdar olmalarınısağlamısıdır. Öğrenci yeni bir dil ve kültür öğrenirken bunu kendi dili ve kültürüylekarşılaştırmaya başlar. Kültür bilgisi aktarımının diğer bir faydası da yabancı dil dersindeönyargıları ve kalıp yargıları yıkması olarak belirtilebilir. Öğretmeninin görevi kültür bilgisiaracılığıyla öğrencide olan önyargıları yıkmak olmalıdır çünkü başarılı bir iletişim yanlızcakelimeleri anlayarak değil, aynı zamanda çeşitliliğin olumlu bir şekilde onaylanması ve takdiredilmesiyle sağlanır. Bu nedenle kültür bilgisi, yalnızca daha iyi bir anlayışı değil; aynızamanda hedef dil topluluğuna yönelik tutumlardaki bir değişikliği de beraberinde getirir.Yabancı dil derslerinde ülke bilgisinin akatırımı ders kitapları yoluyla başlayabilir.Günümüzdeki ders kitaplarının çoğu ülke bilgisi aktarımımıza yönelik içeriklere de yönvermektedir. Ders kitapları gerektiğinde kullanılabilecek çok sayıda ek materyalledesteklenebilir. Resimlerin kullanımı buna örnek olabilir. Ders kitaplarındaki veya dergiler gibidiğer yazılı organlardaki resimler, bir ülkenin kültüründen alıntıdır. Görüntülerin kullanımı,kültürlerarası özellik ve ayrıntıları tasvir etmeyi mümkün kılar.Kültür bilgisini aktarımının başka bir yolu da sınıfta kullanıma sunulan medyaunsurlarıdır. Elektronik medya günümüzde öğretimin vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.CD ve DVD oynatmak, bir öğretmenin önemli görevleri arasında yer alır. Bilgisayar, oyunlarya da müzik yabancı dil öğretiminde kültür bilgisinin aktarımı için önemli rol oynar. Kısacasıöğretmen yabancı dil dersinin başarısı için medya olanaklarını kullanmalıdır.96Kültür bilgisi özgün metinler aracılığıyla da aktarılır. Yabancı dil dersi kitaplarıoluşturulurken metinler özenle seçilmelidir. Hem ders kitabı yazarı hem de yabancı dil dersiöğretmenleri ülke hakkında bilgi aktarırken ve dersleri tasarlarken belirli ilkelere göre hareketetmelidir. Metinler mümkün olduğunca öğrencilerin ilgisini çekmeyi amaçlayan ve aynızamanda hedef kültürü tanıtan özgün metinler olmalıdır.Çalışmanın yedinci bölümünde pragmatik bir bakış açısıyla dilin dört temel beserisiüzerinde durulmuştur. İnsan hayatının her yerinde olan beceri kavramı, yabancı dil derslerindeözel bir anlam kazanır. Yabancı dil dersinde geliştirilmesi gereken beceriler dört başlık altındada alınır. Bunlar: Dinleme, okuma, konuşma ve yazma becerileridir. Bu yetilerin hepsibirbiriyle bağlı ve birbirlerini etkilemektedir. Yani bu becerilerden biri ihmal edildiğindeyabancı dilin tam anlamıyla öğrenildiğini söylemek mümkün değildir.İnsanlar arasında iletişimi sağlayan en önemli unsur kuşkusuz dildir. Sözlü iletişim içinkonuşma-dinleme becerilerinin, yazılı iletişim için ise yazma-okuma becerilerinin yeterincegelişmesi beklenir. İletişimsel yabancı dil derslerinde bu yeterliklerin bir bütün olarak elealınması, anlaşılması ve birinin diğerine tercih edilmemesi gerektiği anlayışı önemkazanmaktadır. Bu bölümde bu beceriler tartışıldıktan sonra pragmatik anlayışla birlikte bubecerilerin yabancı dil öğretimindeki yeri vurgulanmıştır.Dinleme: Yeni doğan bir bebek ana dilini ilk önce duyarak öğrenir. Tıpkı yeni doğanbebek gibi yabancı dil öğrenenler de ilk olarak o dili duyarlar. Dinleme yetisi günlük iletişimde% 45 oranla ilk sırada yer alır. Bireyin konuşmak, yazmak veya okumaktan daha çok dinlediğiaçıktır. Günlük iletişimde olduğu gibi yabancı dil dersinde de dinleme önemli bir roloynamaktadır. Diğer becerilerde öğrenci öğrenme hızını kendi ayarlayabilirken dinlemebecerisinde bunu yapamaz. Dinlediğini anlama kontrol edilebilir değildir ama zor da olsaöğrenilebilirdir. Bunun için ana kural `Dinlemektir` (Brinitzer, Hantschel, Kroemer, Frorath,& Ros, 2013). Yabancı dil dersinde dinlediğini anlamaya yönelik farklı çalışmalaryapılmaktadır. Bu anlamda görsel ve işitsel materyallerden yararlanmak zorunludur.Okuma: Okuma yetisi okuduğunu anlamaya ve onu yorumlamaya dayanır. Yabancı dildersinde okuma, `öğrencinin belirli okuma yöntemleri yardımıyla yabancı dildeki metinlerianlamadaki temel yeteneği` olarak tanımlanır. Yabancı dil derslerinde, öğrenciler her fırsattaözgün metinlerle buluşturulmalıdır, çünkü yabancı dil öğrencisinin gerçek dil kullanımı97ortamların hazılırlığı esastır (Brinitzer, Hantschel, Kroemer, Frorath, & Ros, 2013). Yabancıdil dersinde okuma becerisini geliştirmeye yönelik farklı alıştırmalardan yararlanılır.Yazma: Öğrenci yazarken içerik üzerine düşünür ve dil bilgisine dikkat eder. Bundandolayı yazmaya bilişsel etkinlikler eşlik eder. Diğer yetiler gibi yazma da yabancı dil öğrenmeyiönemli ölçüde destekler. Geçmişte bazı metotlarda bu beceri ihmal edilmiş olsa da, iletşimselyaklaşımla beraber tekrar önem kazanmıştır. Yabancı dil dersinde yapılan okuma veya dinlemealıştırmaları yazma becerisiyle birleştirilerek çeşitlendirilebilir (Alaz, 2002, s. 18).Konuşma: Bireyin iş, eğitim ve özel hayatını önemli ölçüde etkileyen bir yetidir.Yabancı dil dersinde dilin özgünlüğü çok önemlidir. Özgün konuşma dil öğretiminde merkezibir role sahiptir.Bu becerilerle birlikte bu çalışmada edimbiliminin gerekleri arasında yer alan kelimeöğretimi, dil bilgisi aktarımı, fonetik ve fonetiğin iletişimdeki yeri konuları ele alınmıştır.Çalışmanın dokuzuncu ve son bölümünde 'Edimbilimin önem kazanmasıyla beraberyabancı dil derslerinde ne gibi değişiklikler olmuştur?' sorusuna cevab bulunmaya çalışılmıştır.Öğrenci merkezli bir öğretim, dil öğreniminin mesleğe, topluma ve bölgeye göre farklılıklariçermesi gerektiğini ortaya koymaktadır: Örneğin; bir şirket sekreteri ile bir turizm çalışanınınihtiyaç duyduğu ve geliştirmek istediği yabancı dil becerileri aynı değildir. Sekreter yazmayıgeliştirmeye ihtiyaç duyarken turizm çalışanı konuşma becerilerini geliştirmek ister. Aynışekilde okulda çocuklara yabancı dil öğretimindeki prosedür, yetişkinlere ve onun dışındakimeslek gruplarına yabancı dil öğretimindeki prosedürle örtüşmemektedir. İletişimsel yaklaşımtüm öğrenci gruplarına standart bir öğretim yöntemi kullanılarak yabancı bir dilinöğretilmeyeceğini savunur. Buna göre öncelik hedef grubunun dil ihtiyaçlarınınbelirlenmesidir.Öğrenci grubu için uygun ders kitaplarının belirlenmesi gerekir. Derslerin öğrencimerkezli bir şekilde gerçekleşmesi için öğretim materyalleri ve donanımları buna görehazırlanmalıdır. Ders kitaplarının oluşturulmasında öğrenci gereksinimleri önemli bir yer işgaleder. Ders kitabı seçiminde öğrencilerin yaşı, ülkesi ve bölgesi önemli bir rol oynamalıdır,bunun yanında öğrencilerin dili öğrenme amacı da ders kitabı seçiminde önemli bir faktördür.Yani ders kitabı seçimi `Kim`, `Nerede`, `Ne` sorularına cevap verilerek yapılmalıdır.Edimbilimin dil öğretimi üzerindeki etkileri daha çok ders kitaplarında ve öğretim mateyalleriseçiminde kendini göstermektedir.98Edimbilimin gerçekliğiyle birlikte ders içeriği de değişmiştir. Yabancı dil kitaplarında dersiçeriği tanımlanırken günlük dil kullanımının tanıtımı önceliklidir. Son yıllarda Almancayabancı dil dersi için kullanılan kitaplarda dilbilgisinin artık merkezi değer olmadığı açıktır.Dilin temel yapıları aktarılırken bile örenekler öğrencilerin kendi çevrelerinden seçilir. Dilintemel yapılarının otomatik olarak ezberlenmesi ve diyaloglarda gizlenen tekrarların alışkanlıkhale gelmesi beklenir. Bu tür kitapların amacı, içerisinde yer alan metinler ve alıştırmalaryardımıyla öğrencilerin bu pasajlara benzer durumlarda kullanabilecekleri cümle ve kalıplaraöncelik tanımaktır.Edimbilin yabancı dil derslerine diğer bir etkisi ise dil bilgisi derslerinin yeniden gözdengeçirilmesidir. Yabancı dil öğretimi yöntemlerinin zaman içinde gelişmesi, dil bilgisininyabancı dil öğretimindeki yeri ve öneminin yeniden düzenlenmesine yol açmıştır. 1960'larakadar kullanılan geleneksel dil öğretim yöntemleri, esas olarak dil hakkında bilgi vermeyeodaklanmıştır. Bu doğrultuda yabancı dil derslerinde daha çok soyut dil bilgisi kurallarınınöğretilmesine önem verilmiştir. Bu derslerde yabancı dil dersinin odak noktası dil bilgisikurallarının öğretimi ve dilin şekilsel olarak doğru kullanılması olmuştur.Yukarıda değinildiği gibi günümüzde ders kitaplarında günlük iletişim durumları içinözgün metinlere yer verilmiştir. Bu metinlerde dil bilgisi konuları ve yapıları üzerinde durmakyeride doğrudan iletişim ortamında kullanılacak ifadelere öncelik tanınmıştır. Beliryeci olanartık yapıların kolaylığı veya zorluğu değil, iletişim ortamında kullanım sıklığır. Bu kitaplardaverilen dil bilgisi kurallarının uzun vadede öğretilmesini sağlamak için farklı baskı teknikleri,farklı renkler, semboller ve görsel öğeler kullanılmaktadır.Edimbilimsel yaklaşımla beraber günlük özgün metinler ders kitaplarında yeralmaktadır. Ders kitaplarında kullanılan yöntem ne olursa olsun metinler yabancı dil dersininodak noktasını oluşturmaktadır. Metin temelli olmayan bir yabancı dil eğitimi düşünülemez.Ders kitabındaki metinler, kitabın dayandığı teorilere dayanır. Günümüzde yeni yaklaşımlardadili temel amaç olarak kullanmayı amaçlayan yazılı ve sözlü metinler günlük yaşamdanseçilmektedir. Günlük hayatta karşılaştığımız bilgilendirici metinler yabancı dil öğretimkitaplarında yerini almıştır. Mektuplar, yemek tarifleri, telefon rehberi, kira sözleşmeleri,reklamlar ve gazete haberleri gibi günlük metinler bu tür metinlere örnektir.99Edimbiliminin yabancı dil öğretimine entegre edilmesiyle metinlerin seçimi vedüzenlenmesi, iletişim becerilerinin kazandırılması amacını gütmüştür. Bunun için öğrencigrubunun ihtiyaçları ve özellikleri de dikkate alınmalıdır.İletişimsel becerileri geliştirmek için edimbilim gerçekleri ve bulguları ile birlikte yenialıştırma biçimleri de ortaya çıkmıştır. Hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın yabancı dildersinde yapılan alıştırmalar dersin temel parçasını oluşturur. Dil bilgisi çeviri yöntemininalıştırmaları dil bilgisini öğretmek, cümleleri bu kurallara göre çözümlemek, ezberlenenkelimeleri kontrol etmek ve çeviriler oluşturmaktır. Dolaysız yöntemdeki alıştırma türleri isetek dilli alıştırmalar, konuşmalar ve konuyla ilgili anlatımları içermektedir. İşitsel-Dilsel veGörsel-İşitsel yöntemdeki alıştırmalar, öncelikle mekanik bir alışkanlık oluşturma sürecinikapsamaktadır.Edimbilimin önem kazandığı iletişimsel yaklaşımına göre ise alıştırmalar dört anabaşlıkta toplanır:• Anlama becerisini geliştirmeye yönelik alıştırmalar,• Bildirim yeteneğinin oluşumunu destekleyen yeniden üretim özelliklialıştırmalar,• Bildirim yeteneğinin gelişmesini sağlayan serbest alıştırmalar,• Kendini serbestçe ifade etmeye yönelik alıştırmalar.Bu çalışmada edimbiliminin günümüzün yabancı dil derslerindeki yeri konu edinilmişve etkili bir yabancı dil dersi noktasında edimbilim yabancı dil öğretimi gözler önüne serilmeyeçalışılmıştır. Bu kapsamda edimbilimin yabancı dil derslerine girmeden önceki ve girdiktensonraki yabancı dil öğretim sürecinde yarattığı köklü değişiklikler üzerinde durulmuştur.Sonuç olarak edimbilimin yabancı dil derslerine olan etkisinin oldukça yüksek olduğuyadsınamaz bir gerçektir. Öğrenci merkezli derslerin yürütülmesi ve öğrencilerin gerçekyaşamda kullanacağı konuların öncelikli olarak öğretilmesi bunun en büyük kanıtıdır. Ancakbütün bu olumlu sonuçlara karşın dili bir iletişim aracı olarak gören edimbilim üzerineçalışılmaya ve geliştirilmeye gereksinim duyulmaktadır.
dc.description.abstractThe endeavor to achieve the desired goal in foreign language teaching has led to the emergence or development of new foreign language teaching or learning methods in accordance with the development of scientific knowledge and social changes from the past to the present. The methods in foreign language teaching have emerged in order to close the shortcomings or inadequacies of a method used.In the 1970s, the functional and communicative aspects of language gained importance in language teaching and this is how the communicative approach emerged. The communicative approach argues that real-life materials and teaching and the types of activities organized using this approach add to the persistence of learning.This study emphasizes the importance of pragmalinguistics, the linguistic basis of the communicative approach, to DaF lessons. Pragmalinguistics is defined as the study of language use in communication, particularly the relationships between sentences and the context and situations. The main function of pragmatics in foreign language teaching is to acquire communication skills and teach students vocabulary on topics that are useful in real life.This study examines foreign language teaching before and after pragmatics and shows the effect of pragmatics on foreign language teaching.Das Bemühen, das angestrebte Ziel im Fremdsprachenunterricht zu erreichen, hat dazu geführt, dass im Einklang mit der Entwicklung wissenschaftlicher Erkenntnisse oder gesellschaftlichen Veränderungen von der Vergangenheit bis zur Gegenwart neue Fremdsprachenlehr oder lernmethoden entstanden bzw. entwickelt wurden.Die Methoden im Fremsprachunterricht haben sich herausgebildet, um die Mängel oder Unzulänglichkeiten einer angewandten Methode zu beheben.In den 1970er Jahren gewannen die funktionalen und kommunikativen Aspekte der Sprache im Sprachunterricht an Bedeutung und so enstand der kommunikative Ansatz. Der kommunikative Ansatz vertritt, dass Materialien aus dem wirklichen Leben und der Unterricht und die Aktivitätstypen, die mit diesem Ansatz organisiert werden, die Beständigkeit des Lernens verstärken.In dieser Studie wird die Bedeutung der Pragmalinguistik, die sprachliche Grundlage des kommunikativen Ansatzes, auf den DaF-Unterricht hervorgehoben. Pragmalinguistik ist definiert als das Studium des Sprachgebrauchs in der Kommunikation, insbesondere der Beziehungen zwischen Sätzen und dem Kontext und den Situationen. Die Hauptfunktion der Pragmatik im Fremdsprachenunterricht besteht darin, kommunikative Fähigkeiten zu erwerben und den Wortschatz der Schüler mit Themen zu beizubringen, die im wirklichen Leben nützlich sind.Diese Studie nimmt den Fremdsprachenunterricht vor und nach Pragmatik unter die Lupe und versucht die Wirkung der Pragmatik auf den Fremdsprachenunterricht vorzulegen.en_US
dc.languageGerman
dc.language.isode
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectAlman Dili ve Edebiyatıtr_TR
dc.subjectGerman Linguistics and Literatureen_US
dc.subjectEğitim ve Öğretimtr_TR
dc.subjectEducation and Trainingen_US
dc.titleDie wirkung der pragmalinguistik auf den daf unterricht
dc.title.alternativeEdimbilimin Almanca yabancı dil dersine etkisi
dc.typemasterThesis
dc.date.updated2023-08-14
dc.contributor.departmentYabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı
dc.subject.ytmGerman
dc.subject.ytmLanguage education
dc.subject.ytmGrammar
dc.subject.ytmLinguistics
dc.subject.ytmPragmatics
dc.subject.ytmForeign language
dc.subject.ytmForeign language education
dc.identifier.yokid10326425
dc.publisher.instituteEğitim Bilimleri Enstitüsü
dc.publisher.universityNECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid706796
dc.description.pages116
dc.publisher.disciplineAlman Dili Eğitimi Bilim Dalı


Files in this item

FilesSizeFormatView

There are no files associated with this item.

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess