dc.description.abstract | Kadim bir geçmişe sahip olan Siirt, coğrafi olarak bir kısmı Güneydoğu Anadolu bir kısmı Doğu Anadolu bölgesinde bulunan toprakları ile önemli bir kavşak noktasında yer almaktadır. Siirt'in de içerisinde bulunduğu topraklar Selçuklular ve beylikler döneminden sonra uzun süreli Moğol ve Bizans'ın hakimiyeti altında kaldı. Osmanlı Devleti'nin büyük bir devlet olarak ortaya çıkmasından sonra Yavuz Sultan Selim döneminde 24 Ağustos 1514 Çaldıran Savaşı ile Safeviler mağlup edildi. Böylece Siirt'in de içerisinde bulunduğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde kesintiye uğrayan Türk hakimiyeti yeniden tesis edildi. 1789 Fransız İhtilali ile tüm dünyada etkisini göstermeye başlayan milliyetçilik, bağımsızlık v.b düşüncelerden Osmanlı Devleti de etkilendi. Geniş bir coğrafyaya hükmeden ve kozmopolit yapısı sebebiyle zaman zaman hakimiyeti altında bulunan bölgelerde vergi hoşnutsuzluğu, eşkiyalık veya yerel yöneticilerden memnuniyetsizlik gibi sebeplerle Osmanlı ülkesinde ayaklanma ve kargaşalar meydana gelmiştir. Fransız İhtilali'nden sonra bu ayaklanmalar ve kargaşalar büyük Avrupalı devletlerinde müdahalesiyle bu dar çerçeveden çıkarak doğrudan siyasi idareye yönelik bağımsızlık ve devlet kurma evresine geçmiştir. Hoşgörü politikası ile tebaasına adalet ile hükmeden Osmanlı Devleti'nde her millet dini inancını, kültürünü ve dilini serbestçe yaşamış ve muhafaza etmişti. Ancak Osmanlı Devleti, 19. yüzyılın sonlarından itibaren Avrupalı devletlerin de etkisi ile Balkanlarda gayr-i müslim toplumlar arasında başlayan isyanlar sonucu sarsılmaya başladı. Osmanlı Devleti, bu milletlerin muhtariyet ve özerklik gibi tavizler koparmasına engel olamayarak nihayet bağımsızlılarını kazanmaları ile parçalanmaya başlayacaktır. Bu toplumlardan biri de Osmanlı Devleti bünyesinde daha önce hiçbir devletin bünyesinde elde edemedikleri rahatı ve huzuru yakalayan Ermeniler olmuştur. Ermeniler devlete sadakatleri ve bağlılıkları ile Millet-i Sâdıka olarak büyük hizmet etmiş ve Osmanlı Devleti'nin en önemli Hristiyan unsurlarından biri olmuşlardı. Fakat Ermeniler de Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girişini fırsat olarak görmüş ve Osmanlı Devleti'nin içerisinde bulunduğu zor durumdan yararlanarak büyük Avrupalı devletlerin de kışkırtmaları sonucunda bağımsızlık hayallerine kapılıp ayaklanmıştır. Ermenilerin bu ayaklanmaları günümüze kadar sürecek bir Ermeni meselesinin başlangıcını teşkil etmiştir. Ermeniler, Osmanlı Devleti'nde çoğunluk teşkil edememişlerdi. Bununla birlikte yoğun olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşamışlardır. Siirt'in Bitlis, Sason, Muş, Diyarbakır ve Van gibi en önemli Ermeni olaylarının yaşandığı yerlerin kavşak noktasında yer alması bu olaylardan doğrudan etkilenmesine ve olayların merkezinde yer almasına sebep olmuştur. Buna bağlı olarak Siirt'te de Ermenilerin sebep olduğu olaylar yaşanmıştır. | |
dc.description.abstract | Province of Siirt, Siirt, which has an ancient history, is geographically located at an important crossroads with its lands, some of which fall into the Southeast Anatolia and some of which fall into the East Anatolian region. The lands, including Siirt, remained under the rule of the Mongols and Byzantium for a long time after the Seljuk and Principalities periods. After the emergence of the Ottoman Empire as a mighty world state, the Safavids were defeated by the Battle of Çaldıran on August 24, 1514, during the reign of Yavuz Sultan Selim. Thus, the Turkish domination, which was interrupted in the Eastern and Southeastern Anatolia region, including Siirt, was re-established. With the French Revolution of 1789, the Ottoman Empire was also affected by nationalism, independence, etc. Some uprisings and turmoils occurred in the Ottoman country due to tax discontent, banditry or dissatisfaction with local administrators in the regions that dominated a wide geography and were under its domination from time to time due to its cosmopolitan structure. After the French Revolution, these uprisings and turmoils got out of this narrow framework with the intervention of the great European states and went to the phase of independence and state formation for direct political administration. In the Ottoman Empire, which ruled its subjects with justice with a policy of tolerance, every nation lived and preserved their religious belief, culture and language freely. However. As a result of the revolts and uprisings that started in the Balkans with the influence of the Great European Powers from the end of the 19th century, these nations would begin to disintegrate after they first gained their independence after making concessions such as autonomy and autonomy. One of these nations was the Armenians, who achieved the comfort and peace within the Ottoman State, which they could not obtain in any other state before. With their loyalty and devotion to the state, Armenians served as the Nation-i Sadıka and became one of the most important Christian elements of the Ottoman Empire. However, Armenians also saw the Ottoman Empire's entry into the First World War as an opportunity and, taking advantage of the difficult situation of the Ottoman Empire, they rebelled against their dreams of independence as a result of provocations in the Great European states. These uprisings of the Armenians will constitute the beginning of an Armenian Question that will continue until today. Armenians could not constitute a majority anywhere in the Ottoman Empire. However, they mostly lived in the Eastern and Southeastern Anatolia regions. Siirt's location at the crossroads of places where the most important Armenian events took place, such as Bitlis, Sason, Muş, Diyarbakır and Van, caused Siirt to be directly affected by these events and to be at the center of events. Accordingly, events caused by Armenians took place in Siirt as well. | en_US |