dc.description.abstract | GİRİŞ VE GENEL BİLGİLER: Seronegatif spondiloartropatiler (SpA) romatoid faktör ya da romatoid nodül ile ilişkili olmayan, orijini net olarak belirli olmayan heterojen bir hastalık grubudur. Seronegatif spondiloartropatiler ankilozan spondilit (AS), psöriatik artrit, reaktif artrit (ReA, Reiter sendromu), enflamatuar bağırsak hastalıkları ile ilişkili enteropatik artrit (EA) ve klasifiye edilemeyen artritler olarak gruplandırılır. Esas olarak aksiyel iskeleti özellikle de sakroiliak eklemleri etkileyen enflamatuar hastalıklardır. Sakroiliak eklemin enflamasyonu anlamına gelen sakroiliit seronegatif spondiloartropatilerin en önemli tanı kriterlerinden biridir. Enflamatuar bel ağrısı ve bazen eşlik eden gluteal bölgede ya da kalçada olan ağrı gibi klinik semptomlara neden olur. Enflamatuar bel ağrısını mekanik bel ağrısından klinik olarak ayırmak zor olduğundan sakroiliit tanısında görüntüleme yöntemleri önem kazanmakta ve kullanılmaktadır. Konvansiyonel radyografi ilk tercih edilen görüntüleme yöntemidir. Ancak bu tetkiklerde sakroiliitin belirgin hale gelmesi 2-5 yılı bulmakta ve bu da tanıyı geciktirmektedir. Yapılan çalışmalar ESSG (European Spondyloarthropathy Study Group) kriterleri, modifiye New York kriterleri, ASAS (Assessment of SpondyloArthritis International Society) kriterleri ile bile teşhisin gecikebileceğini göstermiştir. Bu noktada manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ön plana çıkmakta, erken tanıda yardımcı olmaktadır. Direkt grafi ile birlikte MRG bulguları da artık tanı kriterleri arasında yer almaktadır. Laboratuar tetkikleri normal olup MRG ile sakroiliak eklemde enflamasyon saptanan olgular mevcuttur (9). MR görüntüleme yöntemlerinden biri olan difüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntüleme (DAG) biyolojik dokuların fiziksel yapısı hakkında mikroskopik düzeyde bilgi veren bir yöntem olup doku su moleküllerindeki protonlarda hızlanmış ya da kısıtlanmış mikroskopik difüzyon herketlerinin ölçümü esasına dayanan fonksiyonel bir görüntüleme tekniğidir. Apparent Diffusion Coefficient (ADC) terimi ise difüzyonel hareketin hızını ifade eder. DAG, kas, kıkırdak ve diğer yumuşak doku patolojilerinde, travmatik kemik iliği ödeminin gösterilmesinde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Çalışmamızın amacı da sakroiliitin erken döneminde sakroiliak eklem yüzlerine komşu subkondral kemik iliğinde olabilecek değişiklikleri DAG ile göstererek hastalığın erken tanısına yardımcı olmak ve ayrıca ölçülen ADC değerleri ile klinik ve laboratuar parametreler (ESR, CRP, HLA B-27) arasında korelasyon olup olmadığını bulmaya çalışmaktır.GEREÇ VE YÖNTEM: 1 Mayıs 2010 ? 30 Ağustos 2011 tarihleri arasında, hastanemize enflamatuar bel ağrısı şikayetiyle başvuran, seronegatif spondiloartropati tanısı alan, tedavi almamış, 16-62 yaş arası, sakroiliak MRG tetkiki yapılan 62 olgu çalışmaya dahil edilmiştir. Gebeler, spinal implantları bulunanlar, psikiatrik rahatsızlıkları olanlar, kronik bel ağrısına yol açabilecek malignite veya metabolik hastalık gibi diğer hastalıkları olanlar, kemik ve eklemleri tutan enfeksiyonu bulunanlar (brucella vb.) ve klostrofobisi olanlar çalışmaya dahil edilmemiştir. Hastaların sakroiliak eklem MRG tetkikleri 1.5 tesla MR cihazı kullanılarak, koronal-oblik planda alınan STIR ve hızlı spin eko T1, transvers planda alınan yağ baskılamalı hızlı spin eko T1 ve hızlı spin eko T2 sekansları ile yapılmıştır. Ayrıca EPI tekniği ile; 50 sn/mm², 400 sn/mm² ve 800 sn/mm² b değerlerinde, koronal-oblik planda, sakroiliak eklemlerden difüzyon ağırlıklı görüntüler elde olunmuş ve ADC haritaları oluşturulmuştur. ADC haritasında, sakroiliak eklem yüzlerine komşu subkondral kemik iliği alanlarına ROI (region of interest) yerleştirilerek ADC değerleri ölçülmüştür. Kontrol grubu olarak aynı yaş grubunda olan, sakroiliak MRG tetkiki yapılmış, normal klinik ve laboratuar parametreleri olan, enflamatuar bel ağrısı şikayeti bulunmayan 40 hasta kullanılmıştır. Çalışma ve kontrol grubunda ölçülen ADC değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olup olmadığı ?Bağımsız örneklem t testi (Independent Samples t test)? kullanılarak, çalışma grubundaki ADC değerleri ile klinik ve laboratuar parametreleri arasındaki ilişki ise ?Pearson korelasyon testi? ve ?Mann-Whitney U testi? kullanılarak değerlendirilmiştir.BEKLENTİLER VE BİLİMSEL KATKILAR: Difüzyon ağırlıklı görüntüleme, yeni MR görüntüleme tekniklerinden olup farklı biyolojik dokularda su protonlarının farklı serbest hareket özellikleri temeline dayanmaktadır. Literatürde özellikle benign kompresyon fraktürleri, metastaz, hemanjiom ve disk dejenerasyonlarının erken tespitinde faydalı olduğu gösterilmiştir. Malignite ile tüberküloz ve piyojenik enfeksiyonlar gibi spinal enfeksiyonların ayrımında da, kısıtlamaları olsa bile, kullanılmaktadır. Enflamatuar hastalıklarda, normal kemik iliği ile karşılaştırıldığında enflamasyon alanlarında yüksek ADC değerleri elde edilmektedir (Normal kemikte 0.23 × 10?³ mm²/sn, benign vertebral fraktürde 1.94 × 10?³ mm²/sn, patolojik vertebral fraktürde 0.82 × 10?³ mm²/sn, tüberküloz spondilitte 0.98 × 10?³ mm²/sn). Bu çalışma ile erken dönemde spondiloartropati tanısının konmasında sakroiliak eklemin difüzyon ağırlıklı görüntülemesinde ADC değerlerinin etkinliğinin ve sensitivitesinin belirlenmesini, ayrıca ADC değerleri ile laboratuar ve bazı klinik parametreler arasında korelasyon olup olmadığını saptayabilmeyi amaçladık. | |