Show simple item record

dc.contributor.advisorBekler, Halil İbrahim
dc.contributor.authorSağlam, Fevzi
dc.date.accessioned2023-09-22T12:25:11Z
dc.date.available2023-09-22T12:25:11Z
dc.date.submitted2021-05-30
dc.date.issued2015
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/740251
dc.description.abstractAmaç: Suprakondiler humerus kırıkları cerrahi tedavisinde distal fragmanın deplasman yönüne ve cerrahin tecrübesine göre farklı tedavi yöntemleri ve cerrahi insizyonlar mevcuttur. Uygulanan kapalı redüksiyon perkütan pinleme ve açık cerrahide cerrahi insizyona göre tedavi sonuçları ve komplikasyon görülme oranları farklılık göstermektedir. Anatomik özellikler ve önemli nörovasküler yapıların dirsek çevresinden geçiyor olması, suprakondiler humerus kırıklarında yüksek komplikasyon oranlarına yol açmaktadır. Çalışmamızın amacı; uygulanan KRPP ve açık cerrahide cerrahi insizyon tiplerine göre SKHK tedavi sonuçlarının ve komplikasyonlarının karşılaştırılması ve en ideal yaklaşımı belirlemeye çalışmaktır. Komplikasyonlu olguların özelliklerini ortaya koymak, ilk tedavi yöntemlerinin etkinliklerini retrospektif olarak değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Aralık 2007 - Aralık 2014 tarihleri arasında Dr.Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği'nde SKHK nedeni ile tedavi ettiğimiz %36,6'sı (n=82) kız, %63,4'ü (n=142) erkek toplam 224hastayıretrospektif olarak incedik. Çalışmaya katılan çocukların yaşları 1 ile 13 yıl arasında değişmekte olup, ortalama 5,95±2,79 yıl olarak saptanmıştır. Olguların 19'u (% 8,4) fleksiyon tipi, 205'i (% 91,6) ekstansiyon tipi SKHK olup Gartland sınıflamasına göre ise 58(%25,8) olgu tip-2, 166(%74.2) olgu tip-3 kırıktı. Distal parçanın kaydığı yöne baktığımızda; 148 olguda (% 66) posteromedial (PM), 57 olguda (% 25,4) posterolateral (PL), olguda (% 4) anterolateral (AL), 10 olguda (% 4,4) anteriomedial deplasman olduğunu gördük. 224 olgunun 135'i (% 60,2) ARİF ile tedavi edilirken, 89 hastaya (% 39,8) KRPP uygulanmış. Bulgular: Cerrahi tedavi sonuçları Flynn kriterlerine göre kozmetik ve fonksiyonel faktörler açısından değerlendirilmiş olup KRPP ve insizyon tipleri arasında fark saptanmamıştır. Komplikasyonların görülme oranlarına baktığımızda; en sık görülen komplikasyon nörolojik defisit (%15,1) (n:34) olup onu sırasıyla skar(keloid) (% 14,2) (n:32), pinin cilt altına geçmesi (%10,2) (n:23), kübitus varus (%8,9) (n:20), pin dibi enfeksiyonu (%6,6) (n:15), fleksiyon kısıtlılığı (%5,8) (n:13), ekstansiyon kısıtlılığı (%5,3) (n:12), myozitis ossifikans (%5,3) (n:12) ve kübitus valgus (%2,29 (n:5) takip etmekte. Sonuçlar: Komplikasyon açısından olgularda uyguladığımız açık redüksiyon internal fiksasyon ile kapalı redüksiyon perkütan çivileme yöntemleri arasında farklılıklar mevcut olup, tedavi sonuçları açısından Flynn kriterlerine göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık olmadığını gördük (p > 0,05). Özet olarak; bu çalışmada cerrahi tedavi olarak kapalı redüksiyon yapılabiliyorsa KRPP uygulanmalı, fakat kapalı redüksiyon sağlanamıyorsa açık cerrahi planlanmalı. Özellikle posterior insizyon kullanılarak yapılan cerrahide tedavi sonuçları çok iyi olmasına rağmen skar(keloid) dokusu görülme oranının yüksekliği sebebiyle posterior insizyondan mümkün olduğunca kaçınılması gerektiği, fakat açık redüksiyon gerekiyorsa medial ve lateral insizyon tercih edilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
dc.description.abstractObjective: There are different treatment methods and surgical incisions in the surgical treatment of supracondylar humerus fractures according to the displacement direction of the distal fragment and the experience of the surgeon. Treatment results and complication rates differ according to closed incision percutaneous pinning and surgical incision in open surgery. The anatomical features and the important neurovascular structures passing around the elbow lead to high complication rates in supracondylar humerus fractures. The purpose of our study; The aim of this study is to compare the results of SCHF treatment and complications according to the types of surgical incision performed in KRPP and open surgery and to try to determine the most ideal approach. To reveal the properties of complicated cases and to evaluate the effectiveness of the first treatment methods retrospectively.Materials and Methods: Between December 2007 and December 2014, 36.6% (n = 82) girls and 63.4% we treated at the Dr. Lütfi Kırdar Kartal Training and Research Hospital Orthopedics and Traumatology Clinic due to SCHF. We analyzed 224 patients (n = 142) male totally retrospectively. The ages of the children participating in the study ranged from 1 to 13 years, with an average of 5.95 ± 2.79 years. 19 (8.4%) of the cases were flexion type, 205 (91.6%) of them were extension type SCHK and according to Gartland classification 58 (25.8%) case type-2, 166 (74.2%) case type- 3 was broken. When we look in the direction in which the distal part slips; We found anterioriodial displacement in 148 cases (66%) posteromedial (PM), 57 cases (25.4%) posterolateral (PL), case (4%) anterolateral (AL), 10 cases (4.4%). While 135 (60.2%) of 224 cases were treated with ARIF, 89 patients (39.8%) received CRPP.Results: Surgical treatment results were evaluated in terms of cosmetic and functional factors according to Flynn criteria and no difference was found between KRPP and incision types. When we look at the rate of complications; the most common complication is neurological deficit (15.1%) (n: 34), which is scar (keloid) (14.2%) (n: 32), and the penetration of the pin under the skin (10.2%) (n: 23 ), cubitus varus (8.9%) (n: 20), pin tract infection (6.6%) (n: 15), flexion restriction (5.8%) (n: 13), extension restriction (5% , 3) (n: 12), myozitis ossificans (5.3%) (n: 12) and cubitus valgus (2.29% (n: 5).Conclusions: In terms of complications, there are differences between open reduction internal fixation and closed reduction percutaneous nailing methods applied in cases, and we found that there was no statistically significant difference in terms of treatment results according to Flynn criteria (p> 0.05). In summary; In this study, KRPP should be applied if closed reduction is possible as surgical treatment, but open surgery should be planned if closed reduction cannot be achieved. Although the results of treatment are very good especially in surgery using posterior incision, we think that posterior incision should be avoided as much as possible due to the high rate of scar (keloid) tissue, but if open reduction is required, medial and lateral incision should be preferred.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectOrtopedi ve Travmatolojitr_TR
dc.subjectOrthopedics and Traumatologyen_US
dc.titlePediatrik suprakondiler humerus kırıklarında cerrahi insizyonla tedavi sonuçları ve komplikasyonlar arasındaki ilişkinin klinik ve radyolojik olarak değerlendirilmesi
dc.title.alternativeClinical and radiological evaluation of the relationship between surgical incision and treatment outcomes and complications in pediatric supracondylar humerus fractures
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2021-05-30
dc.contributor.departmentOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
dc.identifier.yokid10340845
dc.publisher.instituteDr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
dc.publisher.universityDİĞER (KURUMLAR, HASTANELER VB.)
dc.type.submedicineThesis
dc.identifier.thesisid665544
dc.description.pages115
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

FilesSizeFormatView

There are no files associated with this item.

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess