Sovyetler Birliği'nde ve Sovyet Türkistan'ında kadın (1917-1953)

Abstract

Bu çalışmada Sovyetler Birliği'nin kurulmasıyla birlikte yeni bir dönemin başlamış olduğu Sovyetler Birliği sınırları içerisinde yaşayan kadınların yaşantılarındaki değişimler incelenmiştir. Özellikle yeni hükümetin kurulması yolunda gerçekleştirilen mücadelelerde kadınların nasıl bir öneme sahip olduğunun bilincinde olan parti yetkililerinin onları kaybetmemek adına, yönetimi ele geçirdikten sonra yürürlüğe koydukları yeni kararnameler çalışmanın içerisinde yer almaktadır. Gerçekleştirilen yeni uygulamalar Sovyetler Birliği içerisindeki tüm kadınları etkilediğinden gayri Rus kadınlar ve özellikle de Türk kadınların mücadeleleri için ayrı bir başlık açılmıştır. Bu tezde Sovyetler Birliği'nin kadınlara karşı kullandığı bütün propaganda yöntemleri bu amaçla uygulamaya koyduğu komün kurumları ve daha fazla kadını yanlarına çekebilmek için açtığı örgütlerden bahsedilecektir. O dönemde tüm dünyada baskı altında yaşayan kadınlar gibi Sovyetler Birliği toprakları içerisinde yaşayan kadınlar da ataerkil bir yaşantıya sahip olduklarından kendi haklarını savunacak durumda değillerdi ancak belli bir noktadan sonra herkesin isyan bayrağını çekeceği gibi kadınlar için de yaşadıkları duruma bir başkaldırı zamanı gelmişti. Çeşitli protestolar, açlık ve işi bırakma, makinaları kapatma gibi grevler gerçekleştirerek haklarını aramaya başladıkları bir noktada Sosyalistleri kendilerine destekçi olarak buluverdiler. Sovyetler Birliği'nin bir şekilde yönetimi tamamen ele geçirmesiyle de kadınlar istedikleri bazı haklara kavuşmaya başladılar. Ancak kendileri kadın hakları savunucuları olarak yansıtan ve kadınlara hak ettikleri özgürlüğü sağladıklarını belirten Sosyalistlerin aslında istedikleri belirli sınırlar içerisinde kadınların hayatlarını yönlendirmek olmuştur.

The study focuses on the living standards of women in the newly established Soviet Union. The most important notion is made about the policies executed by the new government based on the awareness of the party officials vis-à-vis the role of the women and their participation in the day-to-day activities. New policies implemented had created impacts on the Russian, non-Russian, especially Turkish women, for whom the study opens a new chapter and argues in further details. The study also emphasizes that the regulations proposed by the Soviet officials from different spectrum to propagate the involvement of the women in different organizations and communities to gain their support. Obviously, in the early years of the Soviet Union the rights of the women in Russia, as in the whole world, were suppressed by the patriarchal pressure. However, after some point, the women of the Soviet Russia would raise their voice against the suppressive order, just like any other underground group of people with limited or no rights would. Numerous protests, hunger strikes and resigning from the workplaces led the women to grab the attention and support of the Socialists. As a result of the Soviets enhancing their authority over the population, the women managed to get their rights partiyi implemented. However, by claiming the protection and practising of the women rights, the Soviets in fact, aimed to control and lead the women involvement within the specified frames of their favour.