dc.contributor.advisor | Acar Keskin, Sengün Meltem | |
dc.contributor.author | Esencik, Alican | |
dc.date.accessioned | 2023-09-22T11:51:35Z | |
dc.date.available | 2023-09-22T11:51:35Z | |
dc.date.submitted | 2023-08-09 | |
dc.date.issued | 2022 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/736785 | |
dc.description.abstract | Sokrates'in ve Nietzsche'nin isimleri felsefe tarihi içerisindeki iki önemli dönüm noktasını temsil eder. Onların her ikisi de öncellerinin problemlerini, metodolojisini ve çözüm önerilerini tümüyle reddetmiş ve böylece felsefi ilginin yönelimini yeniden tanımlamıştır. Bu yeniden tanımlama, Sokrates'te, öncellerinin doğaya ve maddeye yönelik ilgileri ile belirlenen felsefe imgesini, bizlerin bugün uzun felsefe tarihi boyunca aşina olduğumuz varlığa ve akla yönelik felsefe imgesiyle değiştirir. Nietzsche ise Sokrates'in en önemli yaratıcılarından biri olduğu bu felsefe imgesinin yaşam ve insan için kullanışsız ve daha da önemlisi sahte ve zararlı olduğunu öne sürerek onu bütünüyle parçalamaya ve yok etmeye girişir. Dolayısıyla, bu iki isimle ilgilenmeye başladığımızda, kendimizi sanki felsefenin doğumu ve ölümü hakkında bir tablo karşısındaymış gibi hissederiz. Öte yandan, bu doğum anı ve ölüm anı arasında gerçekleşen olaylar, Nietzsche'nin Platonculuğun çeşitlemeleri olarak gördüğü metafizik ve Hristiyanlık tarafından şekillendirildiği için, Platon'un ustası ve felsefi esini onun zihnine üfleyen isim olarak Sokrates, Nietzsche'nin daima kendisiyle saldırgan bir içgüdü ile ilgilenmek zorunda olduğu bir figür olarak kendini gösterir. Fakat yapıtının satır aralarında Nietzsche, Sokrates'ten şüphelenir; onu bir yandan suçlu geleneğin bir parçası olarak görürken bir diğer yandan ise onu bu suça alet edilmiş masum bir kişi olarak görür. Sokrates masum mudur? Kendi ismi ile birlikte o suçlu gelenekte yer aldığı kadarıyla Sokrates, elbette ki suçludur. Fakat hiçbir şey yazmayan bu bilge adam, bir figür ya da bir kişi olarak, ne suçlu ne de masumdur; o, hem suçluluk hem de masumiyet karşısında sessiz ve kayıtsızdır. Bu tez, Nietzsche'nin Sokrates'i kabullendiği, onu bir dost olarak gördüğü o masumiyet anlarını esas alıyor ve bunu gerçekleştirebilmek için Sokrates'i Platonculuktan arındırmaya çalışıyor. Hem Nietzsche'nin yazıları hem de onun geliştirdiği felsefi aletler vasıtasıyla Sokrates ile Nietzsche arasındaki dostluk kurulmaya ve bu dostluğu zorunlu olarak gönülsüz kılan geleneksel felsefe tarihi anlayışı zayıflatılmaya çalışılıyor. Nihayetinde, Platon'un diyalogları ile Nietzscheci aletler yan yana getirildiğinde, ortaya Sokrates'in felsefesi olarak adlandırılabilecek yeni bir felsefenin çıkıp çıkamayacağı tartışmaya açılıyor. Böylece, eğer bu mümkünse, Sokrates'in en büyük mirasçısının Platon değil, Nietzsche olduğu sonucu ortaya çıkıyor. Hem söz konusu tartışma hem de ondan çıkan sonuç kabullenildiğinde, felsefenin başlangıcındaki ve sonundaki bu iki özel figürün olanaklı kıldığı yeni yorumlar vasıtasıyla, felsefe tarihi olarak adlandırılan bu katı, sabit ve durağan yapı, onunla ilgili yeni tasarımlar oluşturabilmek ve onun yeni imgelerini yaratabilmek üzere hafif, esnek ve akışkan bir sürece dönüşüyor. Eğer bu doğruysa, bu sürecin yeni imgeler ve yeni tasarımlar yaratmayı denemek amacıyla nasıl kullanılabileceği, böylesi bir süreci öne süren bu çalışmanın kendisinin sunduğu ve kendisinin savunmaya çalışacağı bir tez olarak, aşağıdaki satırlarda gösterilmeye çalışılıyor. | |
dc.description.abstract | The names Socrates and Nietzsche represent two significant landmarks in the history of philosophy. Both philosophers completely rejected the problems, methods and proposed solutions of their predecessors and thus redefined the orientation of philosophical interest. This redefinition manifested itself in Socrates by means of the transformation of the image of philosophy determined by his predecessors's interest in nature and matter into an image of philosophy determined by an orientation towards being and mind, an orientation we have been familiar with since the beginning of the history of philosophy. Nietzsche, on the other hand, embarked on completely disrupting and annihilating the image of philosophy – created by some major philosophers including Socrates – by asserting that it is impractible and, more importantly, artificial and harmful for life and humanity. Therefore, once we study these two philosophers, we inevitably feel as if we are examining a painting depicting the birth and death of philosophy. On the other hand, as the events that took place between these moments of birth and death were shaped by metaphysics and Christianity that Nietzsche interpreted as variations of Platonism, Socrates – as Plato's mentor and the person who provided Plato with philosophical inspiration – transpired as a figure with whom Nietzsche always had to contraverse in an offensive instinct. Yet, between the lines of his work, Nietzsche suspects Socrates; while Nietzsche views Socrates as a part of the guilty tradition on the one hand, he also views him as an innocent person used as an instrument for the crime on the other. Is Socrates innocent? As a matter of course he is guilty to the extent that his name is involved with the guilty tradition. Yet, this wise man who never wrote anything down is neither guilty nor innocent as a figure or a person; he is silent and indifferent both to guilt and innocence. This thesis grounds on those moments of innocence in which Nietzsche embraces Socrates and views him as a friend, and with this object in mind attempts to reclaim him from Platonism. It is also attempted in this thesis to build a friendship between Socrates and Nietzsche by means of the latter's writings and his self-developed instruments, and to weaken the traditional understanding of history of philosophy that compels this friendship to remain reluctant. Ultimately, by juxtaposing Plato's dialogues with Nietzschean instruments, this thesis calls into question the possibility of the emergence of such a new philosophical thought as Socrates' philosophy. Hence, if ever possible, this thesis will reveal that the greatest heir to Socrates is not Plato, but Nietzsche. When the aforementioned discussion and its concomitant results are accepted, by means of the new observations made possible by these two special figures from the beginning and the end of philosophy, the stern, firm and stable structure called history of philosophy will transform into a subtle, flexible and fluid process in order to create new designs about it and make its new images of it. If this is ever true, how this process can be used to attempt to create new images and designs will be demonstrated in the ensuing chapters as an argument this study puts forward and will attempt to defend. | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Felsefe | tr_TR |
dc.subject | Philosophy | en_US |
dc.title | Gönülsüz bir dostluk: Sokrates ve Nietzsche | |
dc.title.alternative | A reluctant friendship: Socrates and Nietzsche | |
dc.type | masterThesis | |
dc.date.updated | 2023-08-09 | |
dc.contributor.department | Felsefe Ana Bilim Dalı | |
dc.subject.ytm | Philosophy | |
dc.subject.ytm | Philosophy history | |
dc.subject.ytm | Metaphysical | |
dc.subject.ytm | Nietzsche, Friedrich Wilhem | |
dc.subject.ytm | Socrates | |
dc.identifier.yokid | 10316769 | |
dc.publisher.institute | Lisansüstü Eğitim Enstitüsü | |
dc.publisher.university | ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ | |
dc.identifier.thesisid | 705646 | |
dc.description.pages | 162 | |
dc.publisher.discipline | Felsefe Bilim Dalı | |