İşlenemez suç

Abstract

İşlenemez suç, failin bir ceza normunu ihlale yönelmiş olmasına rağmen, hareketin elverişsizliği veya suçun konusunun yokluğu sebebiyle suçun tamamlanabilmesinin baştan itibaren imkânsız olması şeklinde tanımlanabilir. İşlenemez suç hallerinde fail, bir suç işleme iradesini ortaya koymuş olmasına rağmen, suçun maddi konusu üzerinde somut bir tehlike meydana getirememektedir. Bu sebeple işlenemez suç hallerinde faile bir yaptırım uygulamanın gerekli olup olmadığı uzun yıllardır doktrinde tartışılmaktadır. Karşılaştırmalı hukukta bazı ülkeler işlenemez suç hallerinde faili cezalandırırken, bazı ülkelerde işlenemez suça herhangi bir yaptırım öngörülmemektedir. Bu tercih teşebbüsün cezalandırılması bakımından sübjektif ya da objektif bir teorinin benimsenmesinin doğrudan bir sonucudur. Sübjektif bir teorinin benimsendiği ülkelerde işlenemez suç hallerinde fail cezalandırılmaktadır. Buna karşın objektif bir teorinin benimsendiği ülkelerde ise işlenemez suç cezasız bırakılmaktadır. Ülkemizde işlenemez suç hallerinde faile yaptırım uygulanabileceğine ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca failin teşebbüs sebebiyle sorumlu tutulabilmesi için `elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlaması` şart olarak aranmıştır. Dolayısıyla bir suçu işlemek için elverişsiz bir hareket gerçekleştiren fail, bu eylemi sebebiyle sorumlu tutulamayacaktır. Sonuç olarak teşebbüsün cezalandırılması bakımından Türk Ceza Kanunu'nun objektif bir teoriyi benimsediği ve işlenemez suç hallerini yaptırımsız bıraktığı rahatlıkla söylenebilecektir. İşlenemez suç ceza hukukunun birçok müessesesiyle yakın ilişki içerisindedir. Esasen işlenemez suç konusunda çözüm aranan iki temel sorun bulunmaktadır. Bunlardan birincisi işlenemez suç hallerinde faile bir yaptırım uygulama ihtiyacının bulunup bulunmadığıdır. İkincisi ise elverişli bir teşebbüs ile elverişsiz bir teşebbüsün nasıl ayrılacağı hususudur. İşlenemez suç hallerinde faile bir yaptırım uygulamanın gerekli olduğu sonucuna ulaşıldığı takdirde, Türk Ceza Kanunu'na bu yönde bir hüküm eklenmesi zorunluluğu ortaya çıkacaktır. Bununla birlikte elverişli bir teşebbüs ile elverişsiz bir teşebbüsün nasıl ayırt edilebileceği sorusunun cevabı, yürürlükteki Türk hukuku bakımından oldukça önem arz etmektedir. Zira elverişli teşebbüs halinde fail cezalandırılabilecekken, elverişsiz teşebbüs durumunda ise faile herhangi bir yaptırım uygulanamayacaktır.

Impossible attempts can be defined as the impossibility of completing the crime from the beginning due to the inconvenience of the act or the absence of the object of the crime, although the perpetrator has tended to violate a penal norm. In cases of impossible attempts, although the perpetrator has demonstrated his will to commit a crime, he cannot create a concrete danger on the objective matter of the crime. For this reason, it has been discussed in the doctrine for many years whether it is necessary to impose a sanction on the perpetrator in cases of impossible attempts. In comparative law, some countries punish the perpetrator in cases of impossible attempts, while some countries do not impose any sanctions. This preference is the direct result of adopting a subjective or objective theory of punishment of the attempt. In countries where a subjective theory is adopted, the perpetrator is punished in cases of impossible attempts. On the other hand, in countries where an objective theory is adopted, the impossible attempt is left unpunished.In our country, there is no regulation regarding the possibility of imposing sanctions on the perpetrator in cases of impossible attempts. In addition, for the perpetrator to be held responsible for the attempt, it was required that he `begins the execution directly with convenient behaviors`. Therefore, the perpetrator who performs an inconvenient act to commit a crime cannot be held responsible for this act. As a result, it can be easily said that the Turkish Penal Code adopts an objective theory in terms of punishing the attempt and leaves the cases of impossible attempts without sanctions.An impossible attempt is closely related to many issues of criminal law. In fact, there are two main problems that are sought to be solved in the issue of impossible attempts. The first is whether there is a need to impose a sanction on the perpetrator in cases of impossible attempts. The second is how to distinguish between a convenient attempt and an inconvenient attempt. If it is concluded that it is necessary to impose a sanction on the perpetrator in cases of impossible attempts, it will be necessary to add an article in this direction to the Turkish Penal Code. However, the answer to the question of how to distinguish a convenient attempt from an inconvenient attempt is very important in terms of Turkish law in force. Because, while the perpetrator can be punished in the case of a convenient attempt, no sanction will be imposed on the perpetrator in the case of an inconvenient attempt.