dc.contributor.advisor | Işık, İdil | |
dc.contributor.author | Çetin Özbudak, Esin | |
dc.date.accessioned | 2023-09-22T11:39:26Z | |
dc.date.available | 2023-09-22T11:39:26Z | |
dc.date.submitted | 2022-05-27 | |
dc.date.issued | 2018 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/734723 | |
dc.description.abstract | Organizasyonlar güvenli çalışma koşullarının oluşturulması ve sürdürülmesinden sorumludur. Ancak ister insan yapımı ister doğal olsun, organizasyonlarda travmaya neden olabilecek olaylar her zaman devam edecektir. Organizasyonlar bu durumda iki ayrı yol seçebilir. Görmezden gelebilir ya da hazırlıklı olmayı tercih ederler. Hazır olmayı seçerlerse, potansiyel riskleri ve güçlü veya zayıf yönlerini bilmeleri gerekir. Bu çalışmanın iki aşamalı hem niteliksel hem de nicel araştırma tekniklerini kullanan karma bir yöntem tasarımı vardır. Olası Travmatik Organizasyonel Olaylar Ölçeği oluşturulurken nitel düzeyde odak grup çalışması, bir tekstil firmasında insan kaynakları yönetimi ve çalışan ilişkileri departmanlarından 21 çalışanın katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, yaş ortalaması 31 olan (SD=6.5) katılımcıların %48'i kadın ve %52'si erkektir. Bu aşamanın sonunda, 36 maddeden oluşan, her bir madde için şirketteki çalışanların bu olayı deneyimleme ihtimali ve bu olayın önlenebilir olması ile ilgili iki soru içeren Olası Travmatik Organizasyonel Olaylar Ölçeği geliştirilmiştir. Ölçekteki 36 maddenin deneyimleme ve önlenebilirlik puanları, her öğenin algılanan riskini ölçmek için kullanılmıştır. Bu hesaplamada, eğer bir maddedeki senaryonun karşılaşma yani deneyimleme ihtimali yüksekse ama önlenebilirliği düşükse, risk olarak algılanmaktadır anlayışından yola çıkılmıştır. Nicel çalışmanın yapıldığı ikinci aşamada, yaş ortalaması 34.5 olan (SD=7.6), %47.5'i kadın ve %52.5'i erkek toplam 145 beyaz yakalı çalışan katılımcı bulunmaktadır. Araştırmanın örnekleminde (%46.8) yönetici rolleri olan 68, yönetici olmayan 77 katılımcı (%53.2) bulunmaktadır. Katılımcıların %38'i küçük veya orta ölçekli kuruluşlardan 55 kişiden, 92'si ise büyük kuruluşlardan (%62) oluşmaktadır. Örgütsel Dayanıklılık Ölçeği ve oluşturulmuş olan Olası Travmatik Organizasyonel Olaylar Ölçeği katılımcılara online anket olarak gönderilmiştir. Bu çalışmanın amacı, hangi olayların en çok travmatik olarak algılandığını anlamak ve çeşitli demografik özelliklere sahip gruplar arasındaki risk algısı farklılıklarını araştırırken, örgütsel travma ve örgütsel dayanıklılık için algılanan risk düzeyi arasındaki ilişkiyi ölçmektir. Sonuçlara göre Olası Travmatik Organizasyonel Olaylar Ölçeği'nin oldukça güvenilir olduğu bulunmuştur (36 madde; Cronbach α = .87). Travmatik olaylara karşı risk algısı, organizasyonel dayanıklılık ile negative ve anlamlı bir ilişkiye sahiptir. Yani bir çalışan şirketin dayanıklı olduğunu düşünürse, travmatik olay senaryolarına ilişkin algıları değişmekte ve daha az risk algılamaktadır (r=-0.361, p=.00). Algılanan risk değişkenleri arasındaki mesafeleri açıklamak için altta yatan boyutların ve segmentlerin tespitinde Çok Boyutlu Ölçeklendirme kullanılmıştır. Sonuç olarak, araştırmacı tarafından yedi bölüm tespit edilmiş ve adlandırılmıştır. Kazalar, şiddet, itibar, hırsızlık ve psiko-sosyal segmentlerde, bazı çalışanlar veya küçük gruplar tarafından olaylar yaşanır, böylece `Bireysel düzeyde etki` yaratırlar. Ancak, doğal felaketler, terör, finansal kriz, şirketin küçülmesi ya da birleşmesi gibi finansal organizasyonel değişim ve kontrol edilemeyen dış segmentler, şirket içinde çalışan herkesi etkiler, bu nedenle `Organizasyonel düzeyde etki` yaratır. Hem organizasyonel düzeyde hem de bireysel düzeyde risk algısında, yönetici (M=1.30, SD=0.57) ve yönetici olmayan (M=1.55, SD=0.69) puanlarda anlamlı bir fark vardır (p<=.05). Bu sonuçlar, işlerinde yöneticilik rolüne sahip çalışanların, yönetici olmayanların potansiyel risk kaynağı olarak gördükleri olaylarda, daha az risk algıladıkları anlamına gelir. Cinsiyet değişkenine bakıldığında ise, kadınların puanlarında (M=1.58, SD=0.68) ve erkeklerde (M=1.30, SD=0.58) hem organizasyonel düzeyde hem de bireysel düzeyde risk algısında (p<=.05) anlamlı bir fark görülmüştür, özellikle de senaryolar hırsızlık (t=2.01, p=.04) ve finansal örgütsel değişim (t = 2.63, p = .009) ile ilgili olduğunda. Bireysel düzeyde risk algısında, özellikle kaza ve itibar segmentlerinde, küçük ve orta ölçekli kuruluşların (M=0.69, SD=0.43) ve büyük ölçekli kuruluşların (M=0.92, SD=0.45) puanlarında da anlamlı bir fark (t=-2.91, p=.004) bulunmuştur. Yaş, sektör ve görev bakımından risk algılamasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmemiştir. | |
dc.description.abstract | Organizations are responsible for creating and maintaining safe working conditions. But the events that can cause trauma in organizations will always continue to happen, whether human-made or natural. Organizations may choose two separate ways in this case. They may ignore the possibility of encountering traumatic events or they prefer to be prepared. If they choose to be prepared, they need to know their potential risks and their strengths or weaknesses. This study has a mixed method design using both qualitative and quantitative research techniques with two phases. In qualitative phase while generating the Traumatic Organizational Events Scale, I conducted a focus group study with participation of 21 employees mostly from human resources management and employee relations departments within the logistics center of a textile company. There are 48% females and 52% males in this study with an age mean of 31 (SD=6.5). At the end of this phase, we obtained 36 statements to be part of the Traumatic Organizational Events Scale which items had the format with two questions for each item asking if there is any possibility that employees in their company will encounter that event, and secondly if this event can be prevented. The participants rated the possibility of emergence of this experience and being preventable or unpreventable. The perceived risk of each traumatic event was calculated with an assumption that, if the item has high probability and it is not preventable, the item would depict perception of high risk. In the second phase, which is quantitative study, white-collar employees (N=145) in different companies participated. The participants' distribution was 47.5% females and 52.5% males in this study with an age mean of 34.5. (SD=7.6) The sample included 68 participants having managerial roles in their work (46.8%) and 77 participants who are not managers (53.2%). Participants' 38% consisted of people from small or middle size organizations, and 62% were from large-scale organizations. In this phase of the research, non-experimental, correlational design was used. The questionnaire containing Organizational Resilience Scale (Kantur & İşeri, 2015) and Traumatic Organizational Events Scale that was developed at the earlier phase of the study was sent online. The aim of this study was to understand which events are mostly perceived as traumatic, and to measure the relation between the level of perceived risk for organizational trauma and organizational resilience, while investigating risk perception differences between groups having various demographical characteristics. According to the results, The Traumatic Organizational Events Scale was found to be highly reliable (36 items; Cronbach α = .87). Multi-Dimensional Scaling was used to detect meaningful underlying dimensions and segments to explain distances between the perceived risk variables. As a result, seven segments were detected and named by the researcher. Accidents, violence, reputation, theft, and psycho-social segments, events are grouped under `Individual-level impact` dimension. However, financial organizational change and uncontrollable-external segments having natural disasters, terror, financial crisis, company downsizing or merge, their impact contain all the people who work for the company creating the `Organizational level impact` side of the dimension. Perceived risk of traumatic events has negative and significant correlation with resilience meaning if an employee thinks the company is resilient, his or her perceptions for traumatic event scenarios changes and perceives less risk (r=-0.361, p=.00). There was a significant difference in the scores for manager (M=1.30, SD=0.57) and non-manager (M=1.55, SD=0.69) in both organizational level and individual-level impact risk scenarios, (p<=.05). Those results mean employees having a managerial role in their work tend to perceive less risk in events in which non-managers may see as potential risk sources. There was a significant difference in the scores of women (M=1.58, SD=0.68) and men (M=1.30, SD=0.58) in both organizational level and individual-level impact risk scenarios, especially when the scenarios are about theft (t=2.01, p=.04), and mostly about financial organizational change (t=2.63, p=.009) according to the mean differences. There was a significant difference in the scores of small to medium organizations (M=0.69, SD=0.43) and big sized organizations (M=0.92, SD=0.45) in individual-level impact risk scenarios, (t=-2.91, p=.004). Individual-level impact dimension is significant because the accidents and reputation segments of that dimension is also found to be significant between organizational size variables. There were no statically significant differences in risk perceptions in terms of age, sector and tenure. | en_US |
dc.language | English | |
dc.language.iso | en | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Psikoloji | tr_TR |
dc.subject | Psychology | en_US |
dc.title | Are you prepared? measuring the level of perceived risk for organizational trauma and its relationship with organizational resilience | |
dc.title.alternative | Hazır mısınız? organizasyonel travma için algılanan risk düzeyinin ölçülmesi ve örgütsel dayanıklılıkla ilişkisi | |
dc.type | masterThesis | |
dc.date.updated | 2022-05-27 | |
dc.contributor.department | Örgüt Psikolojisi Ana Bilim Dalı | |
dc.identifier.yokid | 10207220 | |
dc.publisher.institute | Lisansüstü Programlar Enstitüsü | |
dc.publisher.university | İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ | |
dc.identifier.thesisid | 724421 | |
dc.description.pages | 97 | |
dc.publisher.discipline | Diğer | |