Show simple item record

dc.contributor.advisorŞenel, Süleyman
dc.contributor.authorTuncel Nasman, Ufuk
dc.date.accessioned2021-05-09T10:50:13Z
dc.date.available2021-05-09T10:50:13Z
dc.date.submitted1999
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/713786
dc.description.abstractKöçekler, kadın kılığına girerek dans eden ve bunu meslek haline getirmiş, profesyonelce çalışan erkeklerdir. Kelime dilimize Farsça'dan girmiş olup; küçük anlamındadır. Eski dönemlerde köçekler 8 ila 10 yaşlarında Çingene ya da Mısır göçmeni olan Kıpti kadınlar tarafindan eğitilirlerdi. Eğitimleri tamamlanınca oynamaya başlayan köçeklerin; bıyıklan terleyip askere alındıkları 17 ila 18 yaşlarında mesleklerini bıraktıkları bilinmektedir. Osmanlı İmparatorluğu Devri eğlence hayatında, önemli bir yere sahip olan köçekler, özellikle İmparatorluğun en önemli merkezi olan İstanbul'da göz önünde bulunmuşlardır. Bunun önemli bir sebebi; o dönemi anlatan yazdı kaynakların, sadece saray ve çevresine ait olan eğlencelerden söz etmesidir. Saray çevresi ve İstanbul dışında kalan halkın yaşantısına ait, yazılı kaynak ve bilgilerin yok denecek kadar az olması, Anadolu'da yaşayan köçeklerin nasıl ortaya çıktıkları, Anadolu kültürü içinde nasıl yaşadıkları ve toplumdaki işlevleri hakkındaki sorulan cevapsız bırakmıştır. Ne zaman ve hangi kaynaktan beslenerek ortaya çıktığı bilinmeyen köçeklik geleneği, günümüzde dahi belli bölgelerde, halk kültürümüzün önemli parçalarından biridir. Osmanlı eğlence hayatının 1600'lü yıllarda hareketlenmeye başlamasıyla köçekler de profesyonelce bu hayatın içinde görülmeye başlamışlardır. Rivayetlerde bu dönemlerde oynayan köçeklerin genellikle Rum ya da Ermeni asıllı olduklan; bunun yam sıra Çingene ve Müslüman köçeklerin varlıklan da belirtilmektedir. Köçekler Osmanlı eğlence hayatında `kol` denilen teşkilatlara bağlı olarak çalışmışlardır. Herhangi bir eğlencede köçek bulundurmak isteyen kişiler, bu teşkilatların kendilerine ait olan hanlarına ya da mesken tuttuklan kahvehane türü mekanlara başvurmaktaydı. Köçeklerin istenen eğlenceye katılabilmesi için, köçek tutmak isteyen kişinin, köçeklerin patronu ve yöneticisi olan kolbaşı ile pazarlık yapması ve anlaşması gerekirdi. Oyuncu kollarına bağlı olarak çalışan köçeklerin sayılarının üç kişi ile bir-iki düzine arasında değiştiği bilinmektedir. Köçekler, eğlence hayatında, kol takımlarına bağlı olarak; Saray eğlencelerinden şenliklere, vezirlere ve zenginlere ait olan konaklardan mesire yerlerine, Orta oyunundan Karagöze, kahvehanelerden meyhanelere kadar tüm eğlence ortamlarında oyunlarım sergilerken, dönemin pek çok şair ve yazarına da malzeme olmuşlardır.Köçekler, kendileri için bestelenen ve çalınan ecKöçekçe`ler eşliğinde oyunlarını sergilemişlerdir. Genellikle dört fasıl süren oyunun ritmi başlangıçta ağır havalarla başlar, ilerleyen süre ile ritm gittikçe hızlanırdı. Çalpara ve zil çalan oyuncular ritmin hızını kendileri belirlerdi. Köçekçeler eşliğinde hünerlerini sergileyen köçekler, oyunları sırasında belirli ve kalıplaşmış hareketler yapmazlardı; el, kol, ayak hareketlerinin, dönmelerinin, bel bükmelerinin sabit ve değişmez kuralları yoktu.Köçekler nerede olursa olsun, oyunlarım bitirdikten sonra, içlerinden birinin eline aldığı tefle, `Parsa` denilen bahşişi toplarlardı. Bu bahşiş daha sonra aralarında pay edilirdi. Lale Devri ile doruklara ulaşan eğlence hayatında, köçekler en parlak günlerini yaşamışlardır. Köçeklik 1856 tarihine kadar devam etmişti. O sene 5. defa sadrazam olan Reşit Paşa'nın Sultan Abdülmecitten aldığı bir `irade-i saniye` üzerine, İstanbul'da köçekliğe hitam verilmişti. Osmanlı eğlence hayatından çekilen köçekler, tüm Osmanlı'ya yayılarak Anadolu'da bu kültürü geleneksel halde devam ettirmişlerdir. Anadolu'da hala yaşamakta olan köçeklik geleneğinin en canlı merkezlerinden olan Kastamonu, Sinop, Bartın ve Samsun'un sahil kesiminde yaşayan köçekler, tıpkı Osmanlı Devri eğlence hayatında olduğu gibi, çok iyi organize olmuş ve profesyonelce çalışan, genellikle düğünlerde ve `alem` ya da `muhabbet` denilen özel toplantılarda oyunlarını sergileyen oyunculardır. Günümüzde özellikle Kastamonu'nun Cide, İnebolu ve Şenpazar ilçelerinde oldukça yaygın olan köçekler bölgedeki en önemli eğlence unsurudur. Hemen hemen ortak özellikler taşıyan bu bölge köçeklerin Osmanlı devrinde görmüş olduğumuz köçeklerden önemli farkları vardır. Anadolu'da köçekler, sadece oyuncu değil, aynı zamanda; davul, zuma ya da yöreye has bir çalgı olan İstanbul kemençesine benzeyen armudi yapılı kemane çalabilen iyi birer müzisyendirler. Bunun en önemli sebebi doğal ortamda babalarından ve diğer aile büyüklerinden almış oldukları eğitirnlerindendir. Üstelik bu gelenek, geçmişten günümüze dek, babadan oğula aktarılarak yaşatılmıştır. Köçek aileleri birbirlerinden ayrı köylerde yaşıyor olmalarına rağmen, ailelerin neredeyse tamamı birbirlerini tanır ve zaman zaman; özellikle düğün ve eğlence mevsiminin yoğun olduğu yaz aylarında, birbirlerine ihtiyaç durumunda takviye yaparlar. Köçeklerin, bağlı bulundukları eskiden `Meyter` denilen günümüzde `Takım` ya da `Ekip` olarak adlandırılan toplulukları vardır. Bu topluluklar, sadece köçekleri değil tüm müzisyenleri de kapsar. Bir takım, genellikle 5 ya da 6 kişiden kurulu olup; iki davul, bir zurna, bir kemane, bir ya da iki köçek bu takımın mevcudunu oluşturmaktadır. Eskiden, köçek sayısının 3 hatta 4'e kadar çıktığı söylenmekle birlikte günümüzde, genellikle 2 köçeğin oynadığı bilinmektedir. vıııTakımların başında `Takım Başı` ya da `Ekip Başı` denilen kişiler bulunmaktadır. Takım başı, genellikle toplum tarafından sevilen, uyumlu ve ağzı laf yapan kişilerden seçilmiştir. Herhangi bir eğlencede takım bulundurmak isteyen kişiler, takım basma giderek pazarlık yapar; bu pazarlık, kaç kişi istendiğine, ne kadar süre ile çalınıp oynanacağına, pazarlık yapan kişinin yakınlık derecesine göre değişiklik göstermektedir. Köçeklerin yapmış oldukları pazarlıkla almış olduktan paranın dışında, eğlencede topladıkları `bahşiş'ler de bulunmaktadır. Köçekler oyunlarını sergilemeden önce mutlaka içki içmektedirler. İçki, oyunları sırasında daha rahat ve özgür davranmalarına ve ortama adapte olmalarına yardımcı olmaktadır. İçki ile demlenen köçeklerin, oyunlarının ilk bölümüne, davul ve zuma eşlik etmektedir. Oyunları sırasında ellerinde zilleri bulunur. Bir süre davul ve zurna ile oyunlarını sergileyen köçekler, ikinci bölümde oyunlarına kemane ve yan çalman davul ile devam etmektedirler. Her iki enstrüman grubunda da oyunları benzer bir tavır ve eda içinde görünse bile, davul ve zurna ile davranış, tavır ve oyun özellikleri daha coşkulu ve lirikken; kemane ve yan çalman davul ile davranış, tavır ve oyun özellikleri; daha yumuşak, kıvrak ve edalıdır. Köçeklerin oyunlarına eşlik eden ezgilerin mutlaka ara nağmeleri olur ve köçekler bu aranağmelerde genellikle omuzlarını titreterek çökmektedirler. Köçeklerin oyunları sırasında kullandıkları hareketler, özgür formlardan oluşmaktadır. Yalnız eski köçekler, müzikle ve takım arkadaşlarıyla bire bir uyum içinde oyun sergilerken, günümüzde bu uyum silikleşmiştir.
dc.description.abstractKöçek is the term used to define men performing a dance in women's garb as a profession. The word meaning small originates from Persian. In the old days köçeks were educated at the age of 8 to 10 by Gipsy or Coptic women migrated from Egypt. It is known that having finished their education köçeks started to dance until to age of 17-18 then retiring for military service. Köçeks who had important place in the entertainment life during the Ottoman Empire were especially admired in Istanbul which was the center of the empire. An important reason of this is that written documents telling about the period stated only about the entertainments taking place in and around the palace. Since the written documents and information about the way of life of the other people who were totlly alien to life in the palace or of those living out of Istanbulwere very rare, questions such as how the first köçeks living in Anatolia appeared, how they lived in the Anatolian culture or how they functioned within the society remain unanswered. Though it is unknown when or by which source it arised the köçek tradition is deemed significant in public culture at certain regions even today. As the entertainment life gained importance in the 1600s, köçeks took their place in such outings as professionals. According to same stories, köçeks of this period were generally of men with Greek or Armenian origin. There were also Gipsy and Muslim köçeks. Köçeks in the Ottoman entertainment life worked under constitutions called kol. Those who wanted the participation of a köçek in an entertainment were applying to inns belonging to the above referred constitutions or to coffee houses where these people used to send most of their time. For providing the participation of a köçek to an entertainment, the person willing to hire the köçek hade to make a deal and come to an agreement with the kolbaşı who was the patron and manager for the köçeks. It is known that the number of köçeks working for the actor kols varied from 3 to a dozen or two. While the köçeks were performing their acts at all kinds of places such as palace outings, festivities, palaces belonging to viziers and wealthy people, recreation stops, Ortaoyunu and Karagöz, performances, coffee houses and pubs, they also inspired many of the poets and authors af the period.Köçeks were performing their acts by the accompany of köçekçes, a genre of music specially composed for their acts and dances. The performance which generally took place in four episodes, began first with a slow rhythm that gradually speeded up. The rhythm was determined by the actors playing the castanets and cymbal randomly. The dance figures of köçeks performing their art in the accompaniment of köçeks were not in any sense particular ar standard to each performance. The performance dictated no regular choreography for hands, arms, feet, whirls or belly movements. Wherever the performance took place, in consequence of the performance one of the köçeks would come out with a tambourine and collected the tips, called the parsa. The tips were shared equally among all. Köçeks had their golden period during Lale Devri (a perriod of time the Ottoman Empire devoted to mere entertainment in splendor) when entertainment as a social motive had reached its peak. Köçeklik lasted until 1856 when Sultan Abdülmecit passed on an imperial edict to Reşit Pasha who had won the title of grand vizier for the fifth time that year dictating that this conduct of intertainment called köçeklik be banned. Köçeks exluded from Ottoman entertaintment life with that edict, spread out in the empire carrying with them this tradition all over to Anatolia. Köçeks who live at the coasts of Kastamonu, Sinop, Bartın and Samsun are well organized actors working professionally just as they had been during the Ottoman period entertainment life. They usually dance in wedding parties and at specially organized gatherings called alem or muhabbet. Today köçeks are mostly in towns of Kastamonu such as Cide, İnebolu and Şenpazar and they are the leading figures in the entertainment life of the region. Köçeks in these regions of similar characteristics have important differences from the köçeks of the Ottoman period. Köçeks in Anatolia are not only actors but also good musicians playing davul zurna and a local instrument called kemane having the shape of a pear and resembling the istanbuline kemancha. The most important reason of this is the education inherited from their fathers and other old members of the family. The tradition is inherited from father to son and thus passed over from one generation to another. Althougth the köçek families live in villages apart from one another, almost all families know each other and espscially during summers when most of the weddings and other gatherings take place, they help one another from time to time in all senses. The köçeks still work under local organizations that used to be called meyter and are now called takım or ekip, These organizations include nut only the köçeks but also all musicians. A takım is usuually composed of five or six people: Two davuls, single zurna, single kemane, one or two köçeks. It is said that the köçeks danced in groups of there or four in the old days whereas today the groups are usually of two köçeks. XIThe head of the takım is called taktmbaşı or ekipbaşı. To be takımbaşı, the köçek had to be a person loved by most, easy-going and chatty. For providing the participation of a köçek to an entertainment of any kind, a person willing to hire the köçek had to make a deal and come to an agreement with the takımbaşı. The nature of the deal depends on the affinity of the person willing to hire the köçeks to the takımbaşı. Apart from the wage agreed upon through the deal, there is also the tips they collect from the audience after the performance. Before the performance, the köçeks always dirink. Alcohol helps them to be more relaxed and free during the performance and to get adapted to the atmosphere. Laxed with alcohol the köçeks perform the first episode of the dance in the accompaniment of davul zurna. During act, they employ castanets, carry on the performance by davul zurna and then continue with kemane and bells in the second episode. Although the two episodes seem to be similar ıin nature, in the first episode performed in the accompaniment oî davul zurna, the figures are full of energy and are lyric whereas in the second episode of kemane and bells the figures turn out to be softer, elastic and seducing. Melodies accompanying the dance have interludes during which köçeks usually kneel down shaking their shoulders. Dance figures of the köçeks are of free style. Only the old köçeks' performances are in harmony with both the music and their partners. However today this harmony is on the way of fading away.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectHalk Bilimi (Folklor)tr_TR
dc.subjectFolkloreen_US
dc.subjectMüziktr_TR
dc.subjectMusicen_US
dc.titleKöçeklik geleneği
dc.typemasterThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentDiğer
dc.subject.ytmTraditions
dc.subject.ytmFrivolous person
dc.subject.ytmEntertainments
dc.subject.ytmKastamonu
dc.subject.ytmGames
dc.subject.ytmFolk dances
dc.identifier.yokid92704
dc.publisher.instituteSosyal Bilimler Enstitüsü
dc.publisher.universityİSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid92704
dc.description.pages142
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess