Kentin görünen ve görünmeyen sınırları: İstanbul-Batı Ataşehir örneği

Abstract

Kentsel sınırlar, farklı fiziksel, sosyal, ekonomik, politik ve kültürel etmenleri birleştirme ve ayırma işlevleri ile kentsel dokunun mekânsal organizasyonunu oluşturan çok katmanlı ve karmaşık sistemlerdir. Sınırlama kavramı kentsel ölçekte yeni bir kavram olmamakla birlikte, 1980 sonrasında değişen günümüz metropollerinin sosyo-ekonomik yapısı yeni sınırlandırma tiplerini de beraberinde getirmiştir. Metropolün farklı kullanıcılarının etkileşime girdiği ara kesitlerde sınırların geçirgenliği, esnekliği ve ölçeği değişime uğramıştır. Bu çalışmanın amacı, sınır kavramını ve kentsel sınırın kentsel dokuya fiziksel ve sosyal yansımalarını irdeleyerek, neoliberal kentlerdeki kentsel konut alanlarında ortaya çıkan sosyal ve mekânsal sınırları ve bu sınırların yarattığı yeni fiziksel ve sosyal ayrışma biçimlerini, dönemin mekânsal gelişiminin karakteristik özelliklerini yansıtan Batı Ataşehir / Barbaros Mahallesi örneği üzerinden analiz etmektir. Bu bağlamda çalışma sınır kavramını, sınırın mekânsal ve kentsel karşılıklarını incelemeyi, İstanbul'da ortaya çıkan yeni kentsel sınırların fiziksel ve sosyal boyutlarını ortaya koymayı ve görünen sınırlarla görünmeyen sınırların birbirleri ve kentsel doku üzerindeki etkilerini analiz etmeyi ve buradan yola çıkarak kentsel morfolojinin geleceğini tartışmayı hedeflemektedir.

Borders are multi-layered and complex structures, forming the spatial organization of the urban landscape, through their dialectical function of connecting and separating different physical, social, economical, political and cultural phenomena. Though the idea of bordering is not new, the modes of bordering changed with the transformation of the social and economical structure of today's cities since 1980s. In the intersection points of metropolitan areas where different users interact, the permeability, flexibility and scale of boundaries have changed.The purpose of this study is to examine the social and spatial boundaries emerging in the urban residential areas of neoliberal cities in the case of Batı Ataşehir / Barbaros Neighborhood, which reflects the characteristics of the spatial development of the period, as well as the new forms of physical and social differentiation created by these boundaries, by examining the boundary concept and the physical and social reflections of urban boundaries into urban fabric. to analyze it. In this context, the aim of the study is to examine the concept of the boundary, the spatial and urban reflections of bordering, to reveal the physical and social dimensions of the new urban borders emerging in Istanbul, to analyze the effects of visible and invisible boundaries on each other and on urban fabric and to discuss the future of the urban morphology.