Analysis of gothic elements in the Castle of Otranto and not to disturb and their cultural reflections

Abstract

İngiltere, on sekizinci yüzyılda, özellikle Fransız ihtilali sonrası hızlı bir değişim süreci içersine girmiştir. Aydınlanma çağını yaşayan dönem, orta çağdaki yobaz din baskısının korkusuyla giderek kiliseden, batıl inançlardan ve fantastik öğelerden arınmıştır. Bir bilim ve sanayi devrimi süreci içerinse girilmiştir. Bu süreç içerisinde yeni ve zengin bir orta sınıf doğmuştur. Ticaretle uğraşan bu sınıf, politik ve ekonomik gücü ellerine geçirerek toplumdaki kültürel ve sosyal düzene istedikleri değişimi kazandırmışlardır. Kültürel ve toplumsal değişimin şokunu atlatamayan halk, içine düştüğü ikilem, yalnızlık ve depresyondan çıkmak için çözümü hayal gücünü ve romantizmi edebiyata geri çağırmakta bulmuştur. Dönemin tüm kargaşasını ve endişesini yansıtmak adına Horace Walpole çok eski bir geleneği yeniden gündeme getirmiştir. Milattan önce dördüncü yüzyıldan gelen, emperyalist ve kapitalist düşünceye karşı duran, toplumun ahlak ve kültürel bütünlüğünü korumaya çalışan, bireyselciliğe ve bencilliğe karşı, toplum için var olan bir akımın öncüsü olmuştur. İlk Gotik eser, Castle of Otranto'nun yazılmasıyla birlikte günümüze kadar sürecek olan tartışmanın da fitili ateşlenmiştir. Acaba Gotik toplum ahlakını ve düzenini korkutarak ayakta tutmayı başaran bir psikolojik araç mıdır yoksa tam tersi, içerdiği olağan üstü, çekici, gerçek dışı, karanlık ve gizemli elementler toplumu uyararak, bastırılmış şiddet ve cinsellik dürtülerini deşifre eden ve harekete geçiren bir şeytan mıdır? Gotik bir özgürlük elçisi midir yoksa bir esaret bekçisi midir?Yüzyıllar içersinde Gotik'in amacı ve yarattığı ikilemler değişmemiştir. Otorite sahipleri Gotiği insanların ayaklarını denk alması için kullandıklarını zannederken, insanlar bu eserlerin içindeki olumsuz, karanlık ve şeytani olan kısımlarıyla daha çok ilgilenmiştir. Özellikle içinde bulunduğumuz şiddete susamış post-modern çağ, Gotiği artık bir korku unsuru olmaktan çıkarmış, bir eğlence yöntemi haline getirmiştir. Gotik karakteristikler bugün bilgisayar oyunlarında, çizgi filmlerde, t-shirtlerde, müzikte, mimaride, bahçe tasarımında, saç kesimlerinde, makyajda yerini sağlamlaştırmıştır. Çıkış amacı kapitalist ve emperyalist görüşlere tepki olan Gotik, bu güçlerin eline geçmiş ve orijinalliğini yitirmiştir. Her şeye rağmen, özellikle Gotik filmlerde ve kitaplardaki korku ve terör unsuru halimize şükrettirip, bizi ailemize, dine ve Tanrı'ya yaklaştırarak, sürüden ayrılmamız gerektiği mesajını bize vermektedir.Bu çalışma, Gotiğin on sekizinci yüzyıldan yirmi birinci yüzyıla kadar olan yolculuğuna ışık tutmaktadır. Geçen yüzyılların birbiriyle olan benzerlikleri ve farklılıkları Gotik aracılığıyla incelenmiş, Gotiğin insan psikoloji üzerindeki gücüne değinilmiştir. Bir psikolojik silah haline alan Gotik, Horace Walpole tarafından yazılan klasik eser The Castle of Otranto (1764) ve bu tarzın post modern parodisi olan Muriel Saprk'ın Not to Disturb (1971) eseri ile karşılaştırılmıştır. Böylece günümüzdeki Gotik etkisinin ister alaycı olsun, ister ciddi olsun halen devam ettiği, ancak dozunun her geçen zaman daha da arttığı gözlemlenmiştir.

After the French Revolution, England experiences a rapid change in the eighteenth century. The society is under a scientific and industrial revolution in which people are kept away from religion and free imagination. The Enlightenment period rejects all the romantic feelings, superstitions, and fantastic elements in the social structure. These changes cause a cultural shock and quest for the romantic feelings among the people that long for the good old days. In a period of anxiety, confliction and dualism, Horace Walpole recalls an old tradition to reflect the problems in the British fiction. Therefore, the fist gothic novel, The Castle of Otranto is written in 1764 with an aim of moral re-establishment. It calls a great attraction and is sold immediately. With the The Castle of Otranto started the basic argument about the aim of Gothic which still continuous today. Is Gothic a psychological weapon that keeps the society away corruption or is it a devilish seduction for the suppressed violence and desires of human nature? Is Gothic a guard of freedom or is it a guardian for moral imprisonment?Throughout the centuries, the goal of Gothic and its dualism have not changed much. Every century experiences its own chaos and Gothic benefits from them. The authorities try to use Gothic for a more controlled and sterile order. But people are interested in the immoral, devilish, mystic and dark side of it more; especially in our blood-thirsty post-modern times. People are not afraid of Gothic anymore but they desire for it. Gothic is in computer games, in cartoons, on t-shirts, in architecture, in garden designs, on our make up and hair cut. It was once against the capitalism and imperialism but today it is in the hands of them. It looses its originality and becomes a stereo-type or an entertainment method. Nevertheless, especially the elements of horror and terror in the Gothic still succeed to keep us closer to our family and God and unite us with the rest of the society. It rejects us from selfishness, alienation and individuality.This study focuses on the journey of Gothic starting from the eighteenth century till the twenty first century. The main concern is the Gothic?s effect on human nature and social life both in the past and today. Through Gothic, the social, political and cultural changes of the last three centuries are observed. To do this better, the first Gothic novel by Horace Walpole The Castle of Otranto (1764) and Muriel Spark?s post modern Gothic parody Not to Disturb (1971) are chosen. It is seen that, the effect of Gothic whether it is cynical or serious, still goes on but the dosage of violence increasing each time.