Show simple item record

dc.contributor.advisorŞahin, Hüseyin Avni
dc.contributor.authorGüvendi, Gülnihal
dc.date.accessioned2021-05-08T14:19:16Z
dc.date.available2021-05-08T14:19:16Z
dc.date.submitted2016
dc.date.issued2019-03-02
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/706825
dc.description.abstractAile içi şiddet; ekonomik, kültürel düzey ve coğrafi bölge ayrımı gözetmeksizin, tüm dünyada ve her toplumda yaygın şekilde görülmektedir. Aile yapısını temelden sarsan bu durum, evlilik uyumunu bozup aile mutluluğunu olumsuz etkilemektedir. Bu çalışma gebelere yönelik şiddet sıklığını ve türlerini belirlemek, sosyo-demografik, gebelik ve evlilik özellikleri ile ilişkisini anlayabilmek ve yaşanan şiddetin evlilik ve aile mutluluğu üzerindeki etkisini ortaya koyabilmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Van ili Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği ve Kadın Hastalıkları ve Doğum birimlerine Haziran 2015-Eylül 2015 tarihleri arasında müracaat eden 308 gebe kadın oluşturmaktadır. Araştırma, görüşme ve anket tekniğine dayalı kesitsel tanımlayıcı bir çalışmadır. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından literatür incelenerek hazırlanan Kişisel Bilgi Formu ve Şiddet Ölçeği, geçerliliği ve güvenilirliği kanıtlanmış Evlilik Uyum Ölçeği (EUÖ) kullanılmıştır. Veriler t testi ve ki-kare testi ile istatistiksel olarak değerlendirilmiştir.Çalışmaya katılan gebelerin yaş ortalaması 27,4±5,8 (en az 18, en çok 45) olup, %21,4'ünün (n:66) 18 yaşının altında evlendiği ve %31,2'sinin (n:96) ise adelosan gebelik öyküsünün (15-19 yaş arası) olduğu saptanmıştır.EUÖ verilerine göre çalışmaya katılan gebelerin aile mutluluk düzeyleri incelendiğinde; kadınların 76'sının (%24,7) evliliklerinde mutsuz oldukları, 94'ünün (%30,5) mutlu ve de 138'inin (%44,8) çok mutlu oldukları tespit edilmiştir.Çalışmaya katılanlar arasında şiddet öyküsü olduğunu belirten gebelerin sayısı 227 (%73,7) olup, uğradıkları sözel, ekonomik, duygusal, fiziksel ve cinsel şiddetin prevalansları sırasıyla; %59,1, %47,4, %33,1, %8,4 ve %1,6 olarak saptanmıştır. Gebe kadınlara şiddeti uygulayan kişi / kişiler sorulduğunda `yalnız eş` cevabı %62,9 (n:194) oranı ile ilk sırada yer alırken, %22,4'ü (n:69) sadece eşlerinin ailesinden, %11,7'si (n:36) ise hem eşlerinden hem de ailelerinden herhangi bir şiddet türüne maruz kaldıklarını belirtmiştir. Eşlerinin aileleri tarafından maruz kalınan şiddet türleri ve sıklığı ise sırasıyla duygusal şiddet %17,5, sözel şiddet %13,3 ve ekonomik şiddet %10,1 olarak bulunmuştur.Çalışmada; kendilerinin ve eşlerinin eğitim seviyesi düşük, sosyal güvencesi olmayan, çalışmayan, gelir düzeyi düşük, erken yaşta evlenen, gebelikleri arasındaki süre kısa olan, eşlerinin aileleri ile yaşayan, gebeliği plansız olan, anomalili bebek öyküsü bulunan ve gebelik öncesi döneminde sigara içen kadınların hem aile içi şiddete daha fazla maruz kaldıkları hem de evliliklerinde daha mutsuz oldukları anlamlı saptanmıştır (p<0.05). Araştırmamızda fiziksel, sözel, duygusal ve ekonomik şiddet türlerinin birbiri ile ilişkili olduğu ve bu şiddet türlerinin aile mutluluğunu olumsuz etkilediği anlamlı olarak tespit edilmiştir (p<0.05).Çalışmada; erken yaşta çocuk sahibi olan, evlilik süresi uzun, çocuk sayısı fazla olan, çocuğun cinsiyetini bilmeyen, gebelik döneminde sigara içen ve eşleri ile cinsel anlamda uyuşmazlık yaşayan kadınların aile içi şiddete daha çok uğradığı, evliliğinin ilk yıllarında olan, daha az çocuğa sahip ve gebelik döneminde kronik bir hastalığı olan kadınların ise evliliklerinde daha mutsuz oldukları anlamlı olarak tespit edilmiştir (p<0.05). Çalışmada elde edilen veriler, aile içi şiddetin toplumumuzun önemli bir problemi olduğunu ve aile mutluluğunu olumsuz bir şekilde etkilediğini göstermektedir. Gebelikte şiddet ise sıklığı giderek artmasına rağmen sağlık çalışanları tarafından halen gözden kaçmaktadır. Bu nedenle risk faktörlerin belirlenmesi ve bilinmeyen tarafların açığa çıkarılması ile hem soruna karşı farkındalık yaratmak ve sorunu önlemek hem de duruma karşı etkili bir savaş başlatabilmek gerekmektedir.Bu konuda devletin ilgili kurumlarına ve tüm sağlık çalışanlarına önemli görevler düşmektedir. Sağlık çalışanları olguları belirleme konusunda duyarlı olmalı, kadınlara şiddetle mücadele, kendilerini korumaları konusunda eğitici ve cesaretlendirici telkinlerde bulunmalı; ilgili kuruluşlar ise ücretsiz sosyal, psikolojik destek programları geliştirmeli, gereğinde iş ve meslek olanağı bulunarak kadınların bağımsız ve kendilerine yetecek hale gelmeleri sağlanmalıdır.
dc.description.abstractDomestic violence is observed widely all over the world and in every society regardless of economic and cultural level, geographic area distinction. This situation that fundamentally undermines the family structure, destroys the marriage harmony and negatively affects the family happiness.In this study, starting from the violence history of the women, especially during pregnancy, was conducted to generate data to demonstrate the effect on their relationship with the socio-demographic, pregnancy and marriage characteristics, violence frequency and types, the effects of violence on the marriage and family happiness.This study involves 308 pregnant women, consulted to Gynaecology and Family Medicine Unit at University Hospital in Van. The research is a cross-sectional, descriptive study based on interviews and questionnaire techniques. As a data collector; Information Form and Violence Scale developed by researcher and validity and reliability proved Marital Adjustment Scale (MAS) were used.According to data of Marital Adjustment Scale (MAS), the satisfaction rates of their marriage is analysed. It has found that 76 of the women (24.7%) were unhappy, 94 of them (30.5%) were happy and 138 of them (44.8) were very happy.The number of pregnant women who were exposed to violence is 227 (73.7%). According to violence scale; prevalence of verbal, economic, emotional, physical and sexual violence during pregnancy is 59.1%, 47.4%, 33.1%, 8.4% and 1.6% respectively. When they were asked about the person who applied violence towards them, 62.9% (n: 194) of them replied 'their husbands' and this answer took the first place. It's been determined that 69 of pregnant women (22.4%) exposure to violence from only their husbands' families and 36 (11.7%) of them exposure to violence from their husbands and also their families. The type and frequency of the violence suffered by their husbands' families has been identified as; emotional violence with the ratio of 17.5%, verbal violence with 13.3% and economic violence with 10.1%.In this study pregnant women whose husbands and themselves were less educated, didn't work, had lower income, didn't have social security, married at an early age, had short duration between the pregnancy terms, smoked before the pregnancy, were living with their husbands' families, had unplanned pregnancy, had a story of baby with anomaly exposed to violence and were not satisfied with their marriage significantly more than the others (p<0.05).It's been significantly determined that the women; exposed to verbal, emotional, physical and economic violence in their marriage were very unhappy (p<0.05).In this study pregnant women who had children at an early age, had a long duration of marriage, had more children, smoked during pregnancy, were not sexually compatible with their husbands exposed to violence and who had less children and short duration of marriage and chronical illness during pregnancy were unhappy in their marriage significantly more than the others (p<0.05).Despite the increasing incidence of violence during pregnancy, it is still overlooked by health professionals. Therefore, with identification of risk factors and revealing unknown side, it's needed to raise awareness and prevent the problem and also to be able to launch an effective measures against the violence.In this regard, the relevant authorities and all health workers should take the responsibility. Health workers must be sensitive in identifying cases and should give educative and encouraging suggestions to women during pregnancy about struggling with violence and protecting themselves. Also free social and psychological support programs should be developed in the relevant institutions and make this women independent and self-sufficient by providing a work and an occupation.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectAile Hekimliğitr_TR
dc.subjectFamily Medicineen_US
dc.titleGebelerde aile mutluluk düzeyi ile aile içi şiddet ilişkisinin araştırılması
dc.title.alternativeThe investigation of relation between family happiness level and domestic violence of the pregnants
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2019-03-02
dc.contributor.departmentAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
dc.subject.ytmPregnancy
dc.subject.ytmHappiness
dc.subject.ytmViolence
dc.subject.ytmDomestic violence
dc.subject.ytmFamily relations
dc.subject.ytmWomen
dc.subject.ytmFamily
dc.identifier.yokid10104054
dc.publisher.instituteTıp Fakültesi
dc.publisher.universityYÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ
dc.type.submedicineThesis
dc.identifier.thesisid440147
dc.description.pages148
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess