Settler - indigene conflicts within the Plateau state of Nigeria: A perspective from the theories of (post) colonial studies

Abstract

Nijerya'nın Plateau eyalet yapısı içerisinde ayrışma yaratan yerleşik-göçmensendreomu uzmanları yoğun bir biçimde düşünmeye teşvik eden, kritik, bir konudur.Bahsi geçen eyaletin sakinleri resmi biçimde 'yerleşik' ve 'göçmen' biçiminde,ayrıştırarak, kategorize edilmiştir. Bunun manası, siyasal ve ekonomik haklarınnüfusun 'yerleşik' olarak tanımlanan bir kısmına sunulması, buna karşılık nüfusunkalanının, pek de adilane olmayan biçimde, yerleşik olmayan, veya göçmen, diyetanımlanarak bu haklardan mahrum bırakılmasıdır. Böylesi bir yerleşik/göçmenayrıştırması, bir siyasal dışlama eylemi olarak, bahsi geçen coğrafyada yoğunbiçimde tansiyona, öfkeye ve hatta çatışmaya sebep olmaktadır. Bu tezin de önesürdüğü gibi, çatışma bir bakıma hem tarafların toprağın mülkiyeti üzerindeki zıttaleplerinden doğmaktadır, hem de bu konuyla çatışma doğrudan ilişkilidir. Bir başkaaçıdan bakılırsa, çatışmanın bir biçimde etnik ve dini boyutları da var. Çünküyerleşik olarak lanse edilen etnik grubun ağırlıklı kısmı (Berom, Anaguta ve Afizere)Hristiyan'dır. Buna karşılık göçmen denilerek dışlanan grup (Hausa-Fulani) genebüyük nispette Müslüman'dır. Bunların hepsini bir arada düşünürsek, bu tezin detartıştığı üzere, bu çatışma algı düzeyinde barıştırılamaz olduğu düşünülen kimlikfarkılılıklarından kaynaklandığı gibi, bu kimlik ayrışmaları ile çakışan toprak vebaşka benzeri ayrıcalıkların paylaşılması ile de doğrudan ilgilidir. Bu çalışmanınbakış açısından, göçmen/yerleşik çatışması kökenini koloni döneminde inşa edilen vehalen ayakta kalan yapılardan almaktadır. Buna göre, İngiliz idaresinin sistematikbiçimde kullandığı böl-buyur politikası neticesinde adı geçen dikatomi ilk defakoloni döneminde yüzeye çıkmıştır. Değinildiği gibi, koloni döneminden bağımsızlıkdönemine anılan ayrıştırmayı besleyen pek çok kurum, özüne dokunulmaksızın,faaliyetine devam etmiştir. Çünkü Nijerya'nın politik elitleri bu kurumlar vasıtası ilekendi siyasal ve ekonomik sermayelerini, etnik katmanlaşmayı/ayrışmayı manipüleederek ilerletme gayretindedir. Yani, tezin de ileri sürdüğü gibi, siyaset kurumu etnikgerginlikten beslenmektedir, tam da bu nedenle bu tansiyonu gidermekten aktörlerinmenfaati kısıtlıdır. Bu 'gönülsüzlük' halinin en açık ifadesi ise bahsedilenayrıştırmayı gidermeyen, ama tersine besleyen bir anayasa metninin varlığı.Anahtar Kelimeler: Plateau Eyaleti/Devleti, Etnik Çatışma, Yerleşik/GöçmenDüşmanlığı, Sömürgecilik, Sömürgeciliğin Mirası, Sömürge-sonrası NijeryaSiyaseti, Sömürge-sonrası Nijerya Anayasası, Modernizasyon ve Toprak Sahipliği.

Settlers-indigenes syndrome is an extremely thought-provoking issue withinPlateau State of Nigeria that created division within the state. Because, in a bizarrefashion, here in this state population is categorized into 'indigenes' and 'settlers'.This connotes that opportunities (i.e. political and economic) are granted to thosePlateau State habitants who are unjustifiably categorized as 'indigenes', whereasdenying the same to those who are alleged to be non-indigenes or 'settlers'. Such anact of political exclusion in the name of `indigenes` and `settlers` is the reason, thatthis thesis argues, that brings about constant tension, resentment and even violence.One way to look at this conflict, so argued in this thesis, is to see the conflict asissuing from, and erupting out of, controversial claims to the land ownership.Another way to look the same conflict is to read it as a religious and ethnic enmity.This is because of the fact that majority of the ethnic group considered as indigenes(i.e. Berom, Anaguta and Afizere) are Christians, whereas those designated assettlers (Hausa-Fulani) are predominantly Muslims. Against this backdrop, thisdissertation contents that the conflict sources from a mixed base: it is due to aperceivably irreconcilable identity class as much as a fierce struggle over access topower and privileges. Hence settlers are denied access to political office, militaryacademic, health care, education, and civil service jobs, both at the State and federallevel. It is the main thrust of this dissertation the said social split derives from allthose structures set in place by the British colonial masters, whose primary intentionwas to ease the management of the colonized through infamous divide and rulepolicies. The rulers of Nigeria in the post-colonial epoch, as it is also surmised in thisthesis, left these colonial artifacts (such as Nigerian constitutions) untouched as theseinstitutions have somewhat helped them advance their political as well as economiccapital within the Nigerian domestic politics. In other words, one of the key reasonsas to the persistence of the said social split (i.e. indigene/settler) is attributable to theunwillingness of the political actors to disengaging their political status from theongoing ethnic/religious tensions within the State of Plateau. The most significantproof to politicians' intentional absentee from dissolving the tension, if not funnelingmore flame on it, lays in the presence of a constitution that mostly sustains the termsof colonial era. The flaws of the Nigerians constitutions to address the issueindigeneity reinforce or enhance the settlers-indigenes dichotomy even aftercolonialism.Key Words; The Plateau State, Ethnic Conflict, settler/indigene hostility,Colonialism, Post-colonial legacies, Post-colonial Nigerian Politics, Post-colonialNigerian Constitutions, Modernization and Land Ownership.