Show simple item record

dc.contributor.advisorEğri, Sinan
dc.contributor.advisorÇağlayan, Mustafa Oğuzhan
dc.contributor.authorYilmaz, Emel Berna
dc.date.accessioned2021-05-08T11:24:07Z
dc.date.available2021-05-08T11:24:07Z
dc.date.submitted2018
dc.date.issued2018-11-14
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/684345
dc.description.abstractBu çalışmada, dokuma olmayan yapıda imal edilmiş ve damar grefti olarak kullanıma uygun elektroeğirilmiş nanoliflerin mekanik dayanım özelliklerinin nano ölçekte belirlenmesi ve karşılaştırılması amaçlanmıştır. Damar greftleri, damar hasarı ile sonuçlanan travmalarda, kan akışının ilgili dokuya ulaşabilmesi için cerrahi olarak hasarlı damarın değiştirilmesinde kullanılan, dokuma (woven) veya dokuma olmayan (nonwoven) boru şeklinde yapılardır. Literatürde sınırlı sayıda veri olmasına rağmen, vasküler bypass greft prosedürlerinin A.B.D'de, yılda yaklaşık 600000 hastaya uygulandığı bilindiğinden, ülkemizde de kalp hastalığı yoğunluğunun yaklaşık aynı olması durumunda, yaklaşık nüfus oranı ile 100000 hasta/yıl'lık potansiyel olduğu tahmini yapılabilir. Bu tür rekonstrüktif arteriel ameliyatlarda, otojenik (hasta kökenli) vasküler greftler tercih edilse de, bu tür dokuların hastada bulunması bazen zor olmaktadır. Ayrıca, vasküler dokunun hastadan alınması, ilave maliyet ve süre gerektirmektedir. İlave süre ve ilave ameliyat süreçleri, hastaların ölüm oranlarının artmasına da neden olmaktadır. Günümüzde politetrafloroetilen (PTFE), polietilen tereftalat ve poliüretan gibi bazı sentetik damar greftleri kullanılsa da, pıhtı oluşumu, uyuşmazlık sorunları gibi nedenlerle bu greftlerden herhangi birinin çapı 6 mm'den daha küçük olan damarların yerine kullanılması konusunda uygun değildir. Bu nedenle, farklı bileşimlere sahip damar greftlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Damar greftinin biyouyumluluğunun yanı sıra, doğal damarın yapısındaki kolajen ve elastin ile sağlanan dayanım ve viskoelastiklik koşullarını, uzun süreli dayanım açısından da karşılaması gerekir. Vasküler uygulamalarda mekanik dayanım oldukça önemlidir ve malzeme atımlı dairesel gerilime ve 80-120 mmHg fizyolojik basınca dayanmalıdır. Bu çalışmada, biyouyumlu damar grefti yapısı olarak Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi `FDA (Food and Drug Administration)` tarafından tıbbi kullanıma yönelik onay verilen az sayıdaki polimerlerden ikisi olan poli(L-laktat) ve poli(ε-kaprolakton) kullanılmıştır. Damar grefti olarak kullanılabilecek esneklik ve dayanıma sahip olacak şekilde, farklı oranlarda monomer-dimer (ε -kaprolakton-L-laktat) oranları (70-30; 60-40; 50-50) kullanılarak poli(ε -kaprolakton-co-L-laktat) kopolimerleri sentezlenmiştir. Ayrıca aynı oranlarda karışımlar (blendler) da hazırlanmıştır.Damar greftlerinin hazırlanması için nanofiber üretiminde uygun olan elektroeğirme (`electrospinning`) tekniği kullanılmıştır. Damar greftleri belirtilen kopolimer ve blendler kullanılarak elektroeğirme tekniği ile damar grefti üretimi için proses parametreleri (uygulanacak voltaj, çözelti konsantrasyonu, enjeksiyon hızı, tip-kollektör arası mesafe) optimize edilerek damar greftine uygun ancak borubiçimli olmayacak şekilde üretilmiştir.Makromekanik veya mikromekanik testler, uygulanan yük, uygulama alanı ve nispeten düşük hassasiyetli sonuçlar nedeniyle, ileri teknoloji ürünlerine uygulanamamaktadır. Örneğin, bir damar greftinin mekanik özellikleri (dayanım, sertlik gibi) klasik yöntemlerde uygulanan kg mertebesindeki yükler ile doğru bir şekilde ölçülememektedir. Bu nedenle, üretilen damar greftlerinin mekanik özelliklerinin nano-ölçekte belirlenmesi amacıyla nanoindentasyon tekniği kullanılmıştır. Malzemenin yapısı ile mekanik özellikleri arasındaki ilişki malzemenin seçimi esnasında en önemli husustur. Örneğin nN ölçeğinde küçük bir yük ile numunenin indentasyonu ve bu esnada sürekli olarak yük ve yer değiştirme miktarının kaydedilmesi işlemi şeklinde gerçekleştirilen cihaz kullanılarak nanoindentasyon işlemi, yük-yer değiştirme eğrileri kullanılarak bir malzemeye ait yerel mekanik özelliklerin tayin edilmesinde kabul gören bir tekniktir. Atomik kuvvet mikroskobisi (AFM) - kuvvet spektroskopisi kullanılarak gerçekleştirilen nanoindentasyon, birkaç nN ila pN seviyesinde değişen kuvvet uygulayabilir. Bu yöntem, aynı numune üzerinde birden fazla analiz gerçekleştirme imkânı ile ve ölçümlerin oldukça dar bir yerel alanda gerçekleştirilmesi ile (bir başka deyişle numune ve prob arasındaki temas alanının küçük olması ile) bilindik standart yöntemlere kıyasla çeşitli avantajlara sahiptir.Bu çalışmada, elektroeğirme yöntemi ile elde edilmiş olan vasküler greftlerin, mekanik özelliklerinin incelenmesi için yeni bir yöntem ortaya konulmaktadır. Elektroeğirme sonucu elde edilen nanoliflerin mekanik dayanımlarının belirlenmesinde makromekanik testlere alternatif olarak nanomekanik test yönteminin önerildiği bu çalışmada, malzemenin yapısal özellikleri ile nanomekanik davranışları arasında bir ilişki kurulmuştur. Elde edilen örneklerin yüzey ve yapı karakterizasyonları Taramalı Elektron Mikroskobisi (SEM) ve görüntü işleme yazılımları kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Temel polimerlerden poli(L-laktat) ile elektroeğirilen yapının ortalama 830 nm'e çapa sahip olduğu ve 42 kPa'lık bir sıkıştırma elastik modülü (E) ortaya koyduğu, poli(ε-kaprolakton)'un ise ortalama 135 nm çapta lifler ile 450 kPa E değerine sahip olduğu belirlenmiştir. Karışım ve kopolimer içerisinde poli(ε-kaprolakton) miktarının artması ile karışımlarda 7 MPa ve kopolimerlerde 17 MPa'lık sıkıştırma elastik modülü elde edilmiştir. Karışım nanoliflerin çapları 700-800 nm civarında iken, kopolimerlerde 55-175 nm'lik düşük çap değerlerine ve daha yüksek mekanik dayanım değerlerine ulaşılmıştır.
dc.description.abstractIn this study, it is aimed to determine and compare the mechanical strength properties in nanoscale of electrospun nanofibers which are manufactured in non-woven structure and suitable for use as vascular grafts.Vascular grafts are woven or nonwoven tubular structures that are used to surgically replace damaged vessels in traumas resulting in vessel damage, so that blood flow can reach the tissue involved. Although limited number of data, it is known in the literature that vascular bypass graft procedures are applied to approximately 600,000 patients per year in the U.S. If the heart disease occurrence frequency is approximately the same in our country, it can be estimated that potential of 100,000 patients / year in Turkey by using population ratios between two countries. Although autogenous vascular grafts are preferred in such reconstructive arterial surgeries, it is sometimes difficult to have such tissues in the patient. In addition, removal of the vascular graft requires additional cost and time. Additional time and additional surgical procedures also increase the mortality rate of the patients. Although some synthetic vascular grafts such as polytetrafluoroethylene (PTFE), polyethylene terephthalate and polyurethane are used today, clot formation is not suitable for substituting vessels smaller than 6 mm in diameter for any of these grafts due to incompatibility problems. For this reason, vessel grafts with different compositions are needed. In addition to the biocompatibility of the vascular graft, it must also meet the conditions of visceral fatigue and viscoelasticity provided by collagen and elastin in the natural vascular structure, in terms of long-term stability. In vascular applications, mechanical strength is very important and the material must withstand pulsed circular stress and 80-120 mmHg physiological pressure.In this study, poly (L-lactate) and poly (ε-caprolactone), two of the few polymers approved for medical use by the US Food and Drug Administration (FDA), were used as biocompatible vascular grafts. Poly (ε-caprolactone-co- lactate) copolymers have been synthesized using different monomer-to-dimer ratios (70-30; 60-40; 50-50 ratio by mass), with the flexibility and strength that can be used as vascular grafts. Also blends were prepared at the same ratios. Electrospinning technique, which is suitable for the production of nanofibers, has been used for the preparation of vascular grafts. Vascular grafts have been produced in such a way that suitable for vascular grafting (but not in tubular shape), by optimizing the process parameters (voltage to be applied, solution concentration, injection rate, tip-collector distance) for electrospinning and using the specified copolymers and blends.Macromechanical or micromechanical tests are not applicable to high technology products due to applied load, application area and relatively low precision results. For example, the mechanical properties (strength, stiffness, etc.) of an arterial graft cannot be accurately measured with the loads of the order of kilograms applied in conventional methods. For this reason, nanoindentation technique was used to determine the mechanical properties of the generated vessel grafts in the nano-scale. The relationship between the structure of the material and its mechanical properties is most important parameter during the selection of the material. For example, the nanoindentation process using the device performed in the form of indentation of the sample with a small load at nN and recording the amount of charge and displacement continuously during this time is an approved technique for the determination of the local mechanical properties of a material using load-displacement curves. The nanoindentation performed using atomic force microscopy (AFM) -force spectroscopy can apply a force ranging from a few nN to pN. This method has several advantages over standard methods known in the art, with the ability to perform multiple analyzes on the same sample, and with the measurements being carried out in a very narrow local area (in other words, with a small contact area between the sample and the probe).In this study, a new method for examining the mechanical properties of vascular grafts obtained by electrospinning method is presented. For this purpose, the nanomechanical test method which is an alternative to macromechanical tests, is proposed in determining the mechanical strengths of the nanofibers obtained from electrospinning. The relationship between the structural properties of the material and nanomechanical behaviors has been established. Surface and structure characterizations of the obtained samples were performed using Scanning Electron Microscopy (SEM) and image processing software. It was found that the diameter of 830 nm and a compressive elastic modulus (E) of 42 kPa is obtained for the poly(L-lactate) which is one of the main structural component of blends and copolymers in this study. Also, it was reported 450 kPa E for the poly (ε-caprolactone), which has a diameter of 135 nm. By increasing the amount of poly (ε-caprolactone) in the mixture and the copolymer, a compressive elastic modulus of 7 MPa in the blends and 17 MPa in the copolymers was obtained. The diameters of the mixture nanofibers were around 700-800 nm, while the copolymers had low diameters of 55-175 nm and higher mechanical strength values.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectBiyomühendisliktr_TR
dc.subjectBioengineeringen_US
dc.titleBiyouyumlu damar greftlerinin mikromekanik özelliklerinin nanoindentasyon ile belirlenmesi
dc.title.alternativeDetermination of micromechanical properties of biocompatible vascular grafts by nanoindentation
dc.typemasterThesis
dc.date.updated2018-11-14
dc.contributor.departmentBiyomühendislik Ana Bilim Dalı
dc.identifier.yokid10208032
dc.publisher.instituteFen Bilimleri Enstitüsü
dc.publisher.universityTOKAT GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid518313
dc.description.pages99
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess