Çürük tanısında yeni yöntemlerle geleneksel yöntemlerin karşılaştırılması

Abstract

IV ÖZET ÇÜRÜK TANISINDA YENİ YÖNTEMLERLE GELENEKSEL YÖNTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI Saadettin KAYD7MAZ, Doktora Tezi Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun, Nisan 2004 Çürük tanısında, görüntüleme yöntemleri ancak belirli bir seviyeye ulaşmış çürükleri gösterebilmektedir. Çürükleri belirli seviyeye ulaşmadan yakalayabilmek için yeni yöntemler üzerinde durulmaktadır. Çalışmamızda amacımız, yeni yöntemlerden biri olan ikinci sınıf lazer Diagnodent'i bitewing radyografi ve RVG ile bistopatolojik sonuçlar açısından karşılaştırmak, doğal çürük ile asit uygulayarak mineral kaybı oluşturulmuş ve firezle aşındırılarak madde kaybı oluşturulmuş yapay çürük lezyonlarına karşı duyarlılığını ölçmek ve dentin çürüklü dişlerin çürüklü hali ile çürüğün temizlendikten sonraki haline ait değer değişimlerini karşılaştırmaktır. Bu amaçla 1) 353 adet çekilmiş premolar ve molar diş kullanıldı. Bu dişlerin 96 tanesinin oklüzal yüzeylerine değişik derinliklerde kavite açıldı. Kalan dişlerin 177 tanesi doğal oklüzal çürüklü, 80 tanesi de çürüksüzdü. Bu dişlerin bitewing radyografi, RVG ve Diagnodent ölçüm sonuçları 3 gözlemci tarafından değerlendirildi. 2) Kullanılan tüm diş gruplarına 98 adet oklüzal ve aproksimal yüzeylerinde laktik asit tampon çözelti ile demineralizasyon oluşturulmuş yapay çürük grubu eklendi Daha önce firezle kavite açılmış 96 dişin aproksimal yüzeylerine de kavite açıldı. Elde edilen 451 dişin hem kuru hem de nemli ortamda tek bir gözlemci tarafından Diagnodent ile ölçümleri yapıldı. Dişlerin histolojik kesitleri hazırlandı ve yüksek çözünürlüklü tarayıcı ile xl5 ve x30 büyütme altoda incelendi. 3) Dentin çürüklü 29 dişin Diagnodent ölçümlerinden sonra çürükleri temizlendi ve tekrar Diagnodent ölçümü yapıldı. İki değerlendirme arasındaki sonuçlar karşılaştırıldı. Sonuç olarak, 1- 353 dişte Diagnodentin histoloji ile uyumu, bite-wing radyografi ve RVG' ye oranla daha iyi olduğu,2- Diagnodenfin doğal çürüklerde daha başarılı olduğu, yapay çürük lezyonlanna ve demineralize lezyonlara duyarsız olduğu, 3- Diagnodent' in kavitenin çürüklü-çürüksüz oluşuna duyarlı olduğu gözlendi.

ABSTRACT COMPARISON OF A NEW METHOD AND CONVENTIONAL METHODS ON CARIES DIAGNOSIS Saadettin KAYTPMAZ, Ph.D. Thesis University of Ondokuz Mayıs Samsun, April 2004 Dental caries can be detected at a level and new techniques are order development to detect than at the earlier stages. The aims of our study are to compare the DIAGNOdent with the techniques frequently used in clinic from the aspect of histopathology, to determine its affects against the naturel caries lesions and artificial caries lesions formed after demineralization by acid and abraded by burs and to compare reactions of teeth with dentinal cariesbefore and after the removel of the caries lesions. For this 1) 353 exracted premolar and molar teeth were used. Restoration cavity was formed on the occlusal surfaces of 96 teeth at different levels. The 177 of the rest teeth had natural occlusal caries lesion and 80 of the rest were free of caries lesion. Bitewing, RVG and DIAGNOdent results obtained from these teeth were evaluated by three observers. 2) than a group of 98 artificially decayed teeth which were occlusally and aproximally demineralized with lactic acid buffer solution. Also cavities were formed on the aproximal surfaces of the 96 teeth previously formed. Those 451 teeth were examined with DIAGNOdent by an observer under wet and dry conditions. Histological sections of those teeth were prepared and examined with high resolution scanner under xl5 and x30 magnification. 3) 29 teeth with dentinal caries were removed and controlled with DIAGNOdent once more. The two DIAGNOdent results were compared. As a result, 1- The DIAGNOdent is more harmonious with histology than bitewing and RVG. 2- DIAGNOdent is more succesful in naturally carious teeth and insensitive for artificial carious and demineralized lesions. 3- DIAGNOdent is sensitive at the presence or absence of caries on cavity.