Ahmet Uluçay`ın eserlerinde halk bilimi unsurları üzerinebir inceleme

Abstract

Sinemanın hakikatle kurduğu ilişkiyi eserlerine yansıtan Ahmet Uluçay yerli kültür hazinemizden en doğal haliyle yararlanabilen bir yönetmen olarak ortaya çıkmıştır. Doğal unsurlarla doğa ötesini anlattığı eserlerinde yaşadığı köyde bütün imkânsızlıklar içinde sinema yapma ya da Uluçay'ca söylersek `filmleri gımıldatma` sevdasına düşmüştür.Ahmet Uluçay kullandığı dil ve üslup ile yerli ve milli kültürden beslenir. Bunda Ahmet Uluçay'ın ömrünü geçirdiği çevrenin; duru, sade, gösterişten uzak, bozulmamış bir dil, kültür ve folklora sahip olmasının da büyük önemi vardır. Ahmet Uluçay'ın ortaya koyduğu eserler millî folklor ve Anadolu inanç sistemlerinin olağanüstü sadelik ve doğallıkla ele alındığı bir yer olarak karşımıza çıkmaktadır.Uluçay; yerel kültür ve folkloru, evrensel değerlerle ortaya koyduğu sanatla bütünleştirmiştir. Eserlerinde gerçekle bağını koparmayan Uluçay, kendi toplumsal değerlerimizden beslenerek taşra atmosferindeki insan ilişkilerini ele almıştır. Uluçay sineması bu bağlamda kendi ifadesiyle hayatın görsel, yeniden ifadelendirilişi ve bunun yine sinemasal bir dille yazımıdır.Ahmet Uluçay bütün eserleriyle, hayatı boyunca karşılaştığı tüm güçlüklere rağmen bir sanat dalı olarak sinemanın olanaklarını kullanarak trajediye düşmeden derdini anlatmak için mücadele etmiştir.Bu çalışmada Uluçay'ın eserleri halk bilimi unsurları açısından incelenmiştir. Sinema ve halk kültürü ilişkisi göz önünde bulundurularak Ahmet Uluçay'ın eserindeki halk bilimi unsurlarını ortaya koyma amaçlanmıştır.

Reflecting the relationship between cinema and truth in his works, Ahmet Uluçay emerged as a director who could benefit from our local cultural treasure in its most natural form. He fell in love with shooting films in the village where he lived with all of the impossibilities, and as in his terms he had a love of `wiggling the films` in his works that tell about the metaphysics with natural elements.Ahmet Uluçay feeds on local and national culture with the language and style he uses. The environment where Ahmet Uluçay spent his life, a clear, plain, unspoilt, intact language, culture and folklore had a great role in this. The works of Ahmet Uluçay appear as a place where national folklore and Anatolian belief systems are handled with extraordinary simplicity and naturalness.Uluçay integrated local culture and folklore with the art that he presented with universal values. Uluçay, who did not lose touch with reality in his works, dealt with human relations in the rural atmosphere by depending on our own social values. Uluçay cinema, in this context, in his own terms, is a visual restatement of life and its writing in a cinematic language.Ahmet Uluçay, throughout his career, struggled to explain himself without falling into tragedy by using the possibilities of cinema as an art branch, despite all the difficulties he faced throughout his life.In this study, we examined Uluçay's works in terms of folkloric elements. Considering the relationship between cinema and folk culture, we aimed to present the folkloric elements in Ahmet Uluçay's works.