The Judgments of the European Court of Justice and Turkey-The Legal problems in Turkey-EU relations-

Abstract

Kırkbeş yılı aşkın bir tarihi olan Avrupa Topluluğu-Türkiye Ortaklığı, nihai amacı olan Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliği sonucunu henüz doğurmamış olsa da, Avrupa Adalet Divanı'nın AT-Türkiye Ortaklık Anlaşması, Katma Protokol ve AT-Türkiye Ortaklık Konseyi Kararları ile ilgili olarak vermiş olduğu sayıları kırkı geçen ve giderek de artan kararlar, Ortaklık Hukuku'nun oldukça dinamik ve kendine özgü bir hukuk dalı olmasını sağlamıştır. Divan kararlarının genelde, gurbetçi olarak anılan Türk vatandaşlarının haklarını ve Avrupa Birliği sınırları içerisinde serbest dolaşım konusunu ilgilendirdiği düşünülse de, bu kararlar, Avrupa Birliği ülkelerinde seyahat etmek, iş kurmak, yerleşmek, eğitim görmek, profesyonel hizmet vermek/almak veya çalışmak isteyen tüm Türk vatandaşlarını ilgilendirmektedir. Divan'ın kararlarıyla oluşan içtihatlar, aynı zamanda Ortaklık Anlaşması'nın diğer tarafı olan AT üyesi ülkelerin Türkiye'de ikamet eden veya Türkiye'de yerleşik şirketlerle istihdam ilişkisi içinde olan vatandaşları açısından da önem arz etmektedir. Eşi benzeri olmayan uluslararası bir anlaşma olan AT-Türkiye Ortaklık Anlaşması'nın da bir parçası olduğu AT-Türkiye Ortaklık Hukuku, Divan tarafından 1987 yılından beri belirtildiği üzere AB Hukuku'nun ayrılmaz bir parçasıdır. Ortaklık Hukuku ve AB Hukuku verilen her yeni kararla birbirlerini etkilemekte ve Türk vatandaşları da giderek AB hukukunun birer parçası olmaktadırlar. Ortaklık Hukuku, Türk vatandaşlarını ve Türkiye'yi AB'ye ve hukukuna bağlayan bir çıpa görevi görmektedir ve bu durum Divan kararlarıyla da sürekli tespit ve teyit edilmektedir. Bu noktada yapılması gereken, Avrupa Adalet Divanı'nın Ortaklık Hukuku ile ilgili kararlarının sürekli gündemde tutulması ve Divan'ın vereceği yeni kararlar ile Ortaklık ilişkisinin üyelik ilişkisine geçişinin hukuki çabasının verilmesidir.

Even though the forty-five-year old European Community-Turkey Association has not produced the desired result, the judgments delivered by the European Court of Justice on the EC-Turkey Association Agreement, the Additional Protocol and the decisions of the EC-Turkey Association Council have made the Law of the Association become a quite dynamic and unique field of law. The judgments of the Court are considered to be in relation to Turkish migrant workers or to the issue of the free movement of persons. However, those judgments affect and involve all Turkish nationals who wish to travel, set up a business, settle, receive higher education, provide/receive professional service, or be employed in the EU. At the same time, the legal precedent established by the Court in its judgments concern the nationals of the EC member states who are resident or employed in Turkey. The EC-Turkey Association Agreement is the only one of its kind and it constitutes the Law of the EC-Turkey Association which has been regarded by the ECJ as an integral part of EU law since 1987. Every new judgment of the Court strengthens the interaction between the Law of the EC-Turkey Association and EU law, and hence Turkish nationals integrate into the latter. Turkey and her nationals have been pegged to the EU and its law by means of the Law of the Association, a view which has always been expressed and confirmed by the ECJ. What needs to be done is to put the ECJ?s judgments on the agenda and make the effort to transform the `association? into `membership? through new judgments of the Court.