Show simple item record

dc.contributor.advisorSarıalioğlu, Kenan
dc.contributor.authorGüzün, Nihat
dc.date.accessioned2021-05-08T09:32:26Z
dc.date.available2021-05-08T09:32:26Z
dc.date.submitted2017
dc.date.issued2020-07-31
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/665660
dc.description.abstractBu çalışmada on yedinci yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanılan `çokluk` ve `halk` kavramlarının felsefesine değinilmektedir. Bu kavramları sırasıyla Spinoza ve Hobbes ortaya atmıştır. Spinoza'ya göre bütün medeni özgürlükler çokluk üzerinden yükselir. Hobbes ise halk kavramını devletle bütünleştirir. Çokluk kendi haklarını egemene devretmediği için bir düşman olarak algılanır. Burada çokluk toplumsal farklılıklara vurgu yaparken, halk ise bir'in yönetimini ön plana çıkarır. On yedinci yüzyıldan itibaren çokluğun geri plana itilmesiyle beraber halk kavramı ağırlık kazanır. Bu durum da ulus devletlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Bu çalışmada yirminci yüzyılla beraber ulus devletlerin ortaya çıkardığı sorunlar üzerine W. Kymlicka, C. Taylor ve P. Chatterjee''nin yaptığı tartışmalar üzerinde durulmaktadır. Aynı zamanda A. Negri ve M. Hardt'ın `çokluk` kavramına yaklaşımları ele alınmaktadır. Bu çalışmada çokluk felsefesinin düşünsel temelleri siyaset felsefesinin kavramlarıyla açıklanmaya çalışılmıştır.Anahtar kelimeler: Bir, Çokluk, çokkültürlülük, Siyaset Felsefesi
dc.description.abstractIn this study, it is focused on the concepts of `multitude` and `public` which have been started to be used from 17th century. Spinoza and Hobbes have respectively come up with these concepts. According to Spinoza, all civil freedoms rise in terms of the multitude. On the other hand, Hobbes relates the concept of public to the state. Because multitude does not assign its rights to the sovereign, it is perceived as an enemy. Here, the multitude prioritizes social differences while the public emphasizes the ruling of the `one`. By ignoring of the multitude from the 17th century, the public concept gains importance. Such a situation gives nation states a ground to show up. In this study, it is focused on the discussions that were made by W. Kymlicka, C. Taylor and P. Chatterjee on the problems rising with nation states with 20th century. The approaches of Antonio Negri and Micheal Hardt to the `multitude` are mentioned, as well. In this paper, it is tried to explain the intellectual basics of the philosophy of multitude with the concepts of political philosophy.Keywords: The One, Multitude, Multiculturalism, Political Philosophyen_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectFelsefetr_TR
dc.subjectPhilosophyen_US
dc.titleOn yedinci yüzyıl ve sonrasında çokluk kavramı
dc.title.alternativeThe concept of multitude in and post 17th century
dc.typemasterThesis
dc.date.updated2020-07-31
dc.contributor.departmentFelsefe Ana Bilim Dalı
dc.subject.ytmPhilosophy
dc.subject.ytmPolitical philosophy
dc.subject.ytmModern philosophy
dc.subject.ytm17. century
dc.subject.ytmMultitude
dc.subject.ytmMulticulturalism
dc.identifier.yokid10158711
dc.publisher.instituteSosyal Bilimler Enstitüsü
dc.publisher.universityMARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid469503
dc.description.pages85
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess