1923-1960 yılları arasında yaşanan doğal afetlerin Türk dış politikasındaki rolü (deprem-sel-çekirge afetleri)

Abstract

Anadolu coğrafyasının, yeraltı ve yerüstü çeşitliliği bakımından zengin bir yapıya sahip olması, tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmasına neden olmuştur. Bu coğrafya üzerinde kurulan toplumlar, çeşitlilik ve zenginlik sayesinde yüzyıllarca yaşamlarını sürdürebilmişlerdir. Bu coğrafyanın toplumlara sağladığı olumlu etkiler yanısıra olumsuz etkileri de olmuştur. Anadolu topraklarının jeolojik yapısı ve iklimsel özellikleri nedeniyle doğal afetlere yatkın olması yüzyıllarca burada yaşayan toplumları olumsuz yönde etkilemiştir. Tarih boyunca yaşanan doğal afetler neticesinde kimi zaman toplumlar yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda kalırken kimi zaman da yok olma noktasına dahi gelmişlerdir. Anadolu'nun doğal afetlere yatkınlığı günümüzde de hala can ve mal kayıplarına neden olmakta, toplumları derinden etkilemektedir. Türkiye'de 20.yüzyılın başından bu yana meydana gelen doğal afetler sonucunda; 87.000 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 210.000 kişi yaralanmış ve 651.000 konut yıkılmış veya ağır hasar görmüştür.Bu doğrultuda çalışmamız; 1923-1960 yıllarında yaşanan doğal afetler, jeofiziksel, hidro meteorolojik ve biyolojik afet türü olmak üzere üç ana örnek altında incelenmiştir. Bu dönemde yaşanan doğal afetlerin, ülkenin sosyal ve iktisadî yapısına etkisini ve bu yıllar arasında devlet tarafından yürütülen afet kriz yönetiminin gelişim süreci ve hukuksal düzenlemelere de yer verilmeye çalışılmıştır. Doğal afetlerin çoğu zaman ülkelerin kendi imkanları doğrultusunda başa çıkabileceğinden çok daha fazla sorun ortaya çıkarması çalışmamızın ana unsurunu oluşturmuştur. Bu nedenden dolayı çalışmada; yaşanan doğal afetlerde ülkeler arası işbirliği ve uluslararası sosyal yardım kuruluşlarının çalışmalarına yer verilerek dönemin Türk dış politikası çerçevesinde incelenmiştir.Anahtar Kelimeler: Deprem, Sel, Taşkın , FAO, Sudan Çekirgesi, Fas Çekirgesi, İtalyan Çekirgesi, Çekirge İstihbarat Ofisi, Kandilli Rasathanesi, MEALU

The Anatolian peninsula has hosted many civilizations throughout history due to the rich diversity of its above- and below-ground resources. The societies that lived in these lands survived for centuries thanks to this diversity and richness, although these lands had both positive and negative effects on the resident societies. Anatolia is prone to natural disasters due to its geological structure and climate, both of which have negatively affected societies over the centuries. Settlers were sometimes forced to leave their homes as a result of natural disasters, and some were brought to the brink of extinction. Natural disasters on the peninsula still cause loss of property and life, and deeply affect societies. As a consequence of the natural disasters that have hit Turkey since the beginning of the 20th century, 87,000 people have lost their lives, 210,000 people have been injured and 651,000 houses were destroyed or badly damaged.The present study examines the natural disasters that took place from 1923 to 1960 on the Anatolian peninsula in three main categories: geophysical, hydro-meteorological, and biological. The effects of natural disasters in this period on the social and economic structure of the country are discussed, along with the disaster crisis management approaches of the government in these years and the relevant legislation. Natural disasters usually create more problems than individual countries can deal with on their own, which is the area of focus of this study. Consequently, the study looks at the issue of inter-country cooperation and the efforts of international aid organizations in natural disasters within the framework of Turkish foreign policy.Keywords: Earthquake, Flood, FAO, Desert Locust, Dociostaurus maroccanus, Calliptamus Italicus, Locust Information Office, Kandilli Observatory and Earthquake Research Institute, MEALU