dc.description.abstract | Türkiye, Cumhuriyetin kurulduğu ilk günlerden itibaren tarıma dayalı ekonomik yapıdan sanayileşmiş bir ekonomiye geçme çabası içinde bulunmaktadır. Ancak; bir yandan sanayileşmiş, rekabet avantajına sahip ülkelerin bulunması; diğer yandan sanayileşme için gerekli kaynakların kıt olması kamunun makro ekonomik politikalarla uyumlu sanayileşme stratejileri oluşturmasını gerekli kılmıştır. Şüphesiz bu politika ve stratejiler, ülkenin içinde bulunduğu siyasi ekonomik koşullar ve dünya ekonomi-politiğinde yaşanan değişimlerle etkileşim içinde bulunmaktadır. Bu etkileşim; Türkiye'nin günümüze gelinceye kadar değişik ekonomi politikaları ve dolayısı ile de farklı sanayileşme stratejileri, planlan oluşturmasına yol açmıştır. Türkiye'de 1960 ile 1980 yıllan arasında beşer yıllık planlarla desteklenen ithal ikamesine dayalı sanayileşme stratejisi izlenmiştir. Bu strateji ile, dolaylı ve dolaysız özendirme araçlan ile tüketim mallarından başlayarak; sırası ile ara ve yatırım mallan üretiminin yurtiçinde gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Ancak 1970'li yılların sonuna doğru Türkiye ekonomisi, 1974 Kıbns Müdahalesinin mali yükü ve petrol şoklan ile bunun dünya ekonomisinde yol açtığı durgunluk nedeniyle ülkenin üretim için gerekli ithal ara girdi ve yatırım malı ithalinin zorlaşması; yaşanan siyasi bunalım, üretimin yurtiçi talebe dönük olması ve döviz rezervlerinin hızla azalmasının bir sonucu olarak da dış kredi imkanının azalması neticesinde bunalıma sürüklenmiştir. Yaşanan bunalımdan çıkış için, 24 Ocak Kararlan (1980) ile karakterize edilen yeni bir ekonomi programı ve bu çerçevede ihracata yönelik sanayileşme stratejisi benimsenmiştir. İhracata dayalı sanayileşme stratejisi, temel olarak yurtiçi nihai talebin çeşitli makro araçlarla kısılarak bir arz fazlası elde edilmesi ve bunun ihracata yönlendirilmesine dayanmaktadır. 1973-1990 yıllarında 1980 yılı bir kırılma noktası olarak kabul edilirse birbirine zıt iki farklı sanayileşme stratejisi izlenmiştir. Bu süreçte beklenen, uygulanan farklı stratejilere paralel olarak, ekonomide ve dolayısı ile ekonomiyi oluşturan sektörlerde yapısal değişimin meydana gelmesidir. Diğer yandan, uygulanan sanayileşme stratejisi ne olursa olsun iktisadi gelişmeye paralel olarak sektörlerin hem üretim yapılarında hem de ekonomi içinde birbirleriyle olan üretim ilişkilerinde değişim olacaktır. Bu. değişimin saptanması amacıyla; farklı dönemlere ait input-output tablolan kullanılabilmektedir. Bu çalışmada, Türkiye imalat sanayinde 1973-1990 yıllan arasında hem farklı iki sanayileşme stratejisinin izlenmesi hem de iktisadi gelişmeye paralel olarak ortaya çıkacak yapısal değişim; 1973, 1979, 1985 ve 1990 yıllarına ait toplam, yurtiçi ve dışalım ara girdi akım tablolan (input-output tablolan) kullanılarak incelenmektedir. Bu kapsamda çalışma, temel input-output analizi tekniklerine viiidayanan çözümlemelerle imalat sanayinde meydana gelen değişimin incelendiği (2., 3. ve 4. Bölümler) ve input-output analizine dayalı ayrıştırma modeli ile 1970-1980 ve 1980-1990 dönemlerinin karşılaştınlmasınm bulunduğu (5. Bölüm) iki kısımdan oluşmaktadır. Çalışmada ilk olarak, input-output analizine ilişkin temel bilgiler sunulmaktadır. İnput-Output analizinin temelini, üretici sektörlerin üretim surecinde diğer sektörlerin çıktılarını ara girdi olarak kullanmalan (diğer sektörlerin ürettikleri mallara alıcı olmaları) ve kendi çıktılarının diğer sektörler tarafindan üretimde kullanılması (diğer sektörlere kendi ürettikleri çıktıyı ara mal olarak sunmaları) özelliği oluşturmaktadır. İnput-output analizi, sektörlerarası ekonomik ilişkileri ve' buna bağlı olarak ekonominin üretim yapısını inceleme olanağı sağlamaktadır. Bu ilişki, input-output tablolarından elde edilen doğrudan ve toplam ileri ve geri bağ katsayıları ile sayısal olarak ifade edilmektedir. Diğer yandan, input-output tablolarım yurtdışı ve yurtiçi ara girdi akımları olarak ayırmak ve sektörel düzeyde ithalata bağımlılığı tespit etmek mümkün olmaktadır. Çalışmada ekonomiye `ara girdi arz etme` ve `uyarma` güçlerini yansıtan ileri ve geri bağ etkileri eş zamanlı değerlendirilerek, ekonomi içinde yatırım öncelikli (kilit) sektörler dönemler itibariyle tespit edilmektedir. İkinci olarak, üretim teknolojisindeki değişimin incelenmesi amacıyla endüstriyel bağınlaşma yapısı, üretim tekniklerinin karşılaştırılması, toplam girdi gereksiniminde değişim, ara girdi kullanımında etkinlik karşılaştırması gibi input- output teknikleri incelenmektedir. Üçüncü olarak, 1973-1990 döneminde ekonomideki yapısal değişim yurtiçi nihai talep, ihracattaki artış, ithal ikamesi etkisi ve ara girdi gereksinimindeki değişim gibi dört farklı etmene ayrıştırılarak incelenmektedir. Bu inceleme, ithal ikamesine dayalı sanayileşme stratejisi ile ihracata dayalı sanayileşme stratejisinin ekonomideki nihai talep kaynakları üzerine olan etkisine ışık tutmaktadır. Bu çalışmanın temel sonucu, 1973-1990 yıllan arasında ağaç-mantar ve mobilya, kağıt ürünleri ve basım-yayım, kimya, kauçuk-plastik, metal ana sanayi ve ulaşım araçları sanayinin yatırım öncelikli (kilit) sektörler olmasıdır. Bu, Türk ekonomisinin sektörlerarası mal ve hizmet akımı yönünden tipik bir gelişmekte olan ekonomi niteliğinde olmadığını; kilit sektörlerin çoğunun ara girdi üreten sektörlerden oluşması ekonominin ara mallan döneminde olduğunu göstermektedir. Ağaç-mantar ve mobilya sanayinde toplam geri bağ katsayısı 1990 yılında 2,2492; yurtiçi toplam geri bağ katsayısı 2,1108; dışalım toplam geri bağ etkisi ise 0,07 olarak hesaplanmıştır. Sektörün toplam ileri bağ etkisi ise 1990 yılı için 1,9205; yurtiçi toplam ileri bağ katsayısı 1,877 ve dışalım toplam ileriye bağ etkisi ise 0,0223 olarak gerçekleşmiştir. Sektörün endüstriyel bağınlaşma katsayısı 1990 yılında 1973 yılına göre gerilemiştir Buna göre; ağaç-mantar ve mobilya sanayi 1973-1990 yıllan arasında kilit sektör olma özelliğini koruyor olsa da; ekonominin bu sektöre olan bağımlılığının derecesinde bir azalma söz konusudur. Ağaç-mantar ve mobilya sanayinin 1973 ve 1990 yıllan arasında üretim teknolojisi karşılaştınldığmda üretim tekniğinde farklılaşma düşük bir düzeyde kalmaktadır. Üretim sürecinde ara girdi kuUanımında ise 1973 ile 1990 yıllan arasında farklılık tespit edilmemiştir. Diğer yandan; kullanılan ara girdi gereksinimindeki değişme yıllık ortalama %-0,04 olarak gerçekleşmiştir. ıxKağıt ürünleri ve basım-yayım sektöründe toplam geri bağ katsayısı 1990 yılında 2,46; yurtiçi toplam geri bağ katsayısı 2,0512; dışalım toplam geri bağ etkisi ise 0,2032'dir. Sektörün toplam ileri bağ etkisi ise 1990 yılı için 2,4198; yurtiçi toplam ileri bağ katsayısı 2,0691 ve dışalım toplam ileriye bağ etkisi ise 0,1538 olarak gerçekleşmiştir. Sektörün endüstriyel bağınlaşma katsayısı incelenen dönem içinde artış göstermiştir. Endüstriyel bağınlaşma katsayısındakd bu artış ekonominin kağıt ürünleri ve basım-yayım sektörüne olan bağımlılık derecesinin 1990 yılında 1973 yılına göre daha yüksek olduğunun bir göstergesidir. Sektörün, üretim teknolojisindeki farklılaşmanın ise nispi olarak düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Diğer yandan; üretim sürecinde ara girdi kullanımında etkinlik karşdaştaılması yapıldığında ise; sektörün 1973-1990 yıllan arasında etkinlik düzeyi aynıdır. Sektörün girdi kullanımında etkinlik düzeyinin incelenen dönem içinde farklılık göstermemesi, kullanılan ara girdi gereksinimindeki yıllık ortalama artışın edilebilir ihmal düzeyde (%0,08) gerçekleşmesini sağlamıştır. 1990 yılında Kauçuk-plastik sanayinde toplam geri bağ katsayısı 2,0674; yurtiçi toplam geri bağ katsayısı 1,5947 ve dışalım toplam geri bağ etkisi ise 0,2469 olarak hesaplanmıştır. Aynı yıl için sektörün toplam ileri bağ etkisi ise 2,2752; yurtiçi toplam ileri bağ katsayısı 2,0024 ve dışalım toplam ileriye bağ etkisi ise 0,1259'dur. 1973-1990 yıllan arasında sektörün endüstriyel bağınlaşma katsayısı gerilemiştir. Buna göre; 1973-1990 yıllan arasında ekonominin bu sektöre olan bağımlılık derecesi azalmıştır. Sektörün üretim teknolojisi 1973-1990 yıllan için karşılaştırıldığında üretim tekniğinde farklılaşmanın nispi olarak yüksek düzeyde olduğu görülmüştür. Üretim sürecinde ara girdi kullanımında etkinlik karşılaştırılması yapıldığında ise; sektörün etkinlik düzeyinde gerileme tespit edilmiştir. Ara girdi kullanımında etkinlik düzeyindeki gerilemeye paralel olarak; kullanılan ara girdi gereksinimindeki yıllık ortalama artış %3,53'dir. Metal ana sanayinde toplam geri bağ katsayısı 1990 yılında 2,3218; yurtiçi toplam geri bağ katsayısı 1,6566 ve dışalım toplam geri bağ etkisi ise 0,30852'dir. Sektörün toplam ileri bağ etkisi ise 1990 yılı için 3,7046; yurtiçi toplam ileri bağ katsayısı 2,2949 ve dışalım toplam ileriye bağ etkisi ise 0,5786 olarak gerçekleşmiştir. İncelenen dönem içinde sektörün endüstriyel bağınlaşma katsayısı gerilemiştir. Metal ana sanayinin, 1973 ve 1990 yıllarına ait üretim teknolojisi karşılaştırıldığında ise üretim tekniğindeki farklılaşmanın diğer sektörler içinde en düşük düzeyde olduğu görülmüştür. Ara girdi kullanımında etkinlik karşılaştırılması yapıldığında ise; sektörün 1973-1990 yıllan arasında etkinlik kaybı tespit edilmiştir. Metal ana sanayinde ara girdi kullanımında etkinlik kaybına paralel olarak ara girdi gereksiniminde 1973-1990 yıllan arasında yıllık ortalama %1,05 oranında artış meydana gelmiştir. Ulaşım araçlan sanayinde toplam geri bağ katsayısı 1990 yılında 2,2742; yurtiçi toplam geri bağ katsayısı 1,9099; dışalım toplam geri bağ etkisi ise 0,1666'dır. Sektörün toplam ileri bağ etkisi ise 1990 yılı için 2,0571; yurtiçi toplam ileri bağ katsayısı 1,7448 ve dışalım toplam ileriye bağ etkisi ise 0,169 olarak gerçekleşmiştir. 1973-1990 yıllan arasında sektörün endüstriyel bağınlaşma katsayısı 1990 yılında 1973 yılına göre daha yüksek bir düzeyde gerçekleşmiştir. Benzer gelişmeyurtiçi akım matrislerinden elde edilen endüstriyel bağınlaşma katsayısında da görülürken; dışalım akım matrisinden elde edilen bağınlaşma katsayısında gerileme tespit edilmiştir. Buna göre; ekonominin ulaşım araçları sanayine olan bağımlılığı artmıştır. Sektörün, 1973-1990 yıllan üretim teknolojisi karşüaştınldığmda ise üretim tekniğinde farklılaşmanın düşük bir düzeyde kaldığı görülmüştür. Üretim sürecinde ara girdi kullanımında etkinlik karşılaştırılması yapıldığında ise; sektörün 1990 yılı üretiminin 1973 yılı üretimine göre daha etkin olduğu tespit edilmiştir. Ara girdi kullanımmdaki etkinlik artışına paralel olarak sektörün ara girdi gereksiniminde de yıllık ortalama %0,66'lık bir gerileme söz konusudur. Bu çalışmanın bir diğer sonucu da 1973-1990 yıllan arasında Türk ekonomisindeki yapısal değişmenin kaynaklarının 1980 öncesi ve sonrası uygulanan farklı ve birbirine zıt karakterler taşıyan iki sanayileşme stratejisinin talep bileşenleri üzerine etkilerini ortaya çıkarmasıdır. 1973-1979 yıllan arasında ithal ikamesine dayalı sanayileşme stratejisinden dolayı ithal ikamesi etkisi pozitif değer alırken; takip eden dönemlerde (1979-1985, 1985-1990) bu değişken negatif değerler almış; bir başka deyişle ithalatta artış söz konusu olmuştur. Bunun nedeni şüphesiz; ihracata dayalı sanayileşme stratejisinin ithalatta kademeli olarak serbestleşmeyi getirmesidir. Ancak, ithalattaki artış 1979- 1985 yıllan arasında; 1985-1990 dönemine göre yaklaşık 2,5 kat daha yüksek gerçekleşmiştir. İhracat talebindeki genişleme etkisi ise 1973-1979 yıllan arasında negatif değer alırken yani ihracatta azalma meydana gelirken; takip eden dönemde (1979-1985) ise ihracat değerinde %425,5 oranında artış tespit edilmiştir. Bu dönemde ihracat artışının kapasite kullanım oranındaki artışlarla karşılanması, 1988 yılından itibaren TL kurunun aşın değerli hale gelmesi, ücretlerdeki reel artışlar ve 1990 yılında Irak'a uygulanan ambargo nedeni ile 1985-1990 yıllan arasındaki ihracat artışı azalarak yaklaşık %1 1,1 olarak gerçekleşmiştir. İncelenen dönem içinde imalat sanayinin toplam ihracat içindeki payı %1 oranında artış göstermiştir. İmalat sanayi ihracatı alt sektörler itibariyle incelendiğinde ise tüketim mallan imali sektörlerinin, payında azalma görülmüş; ara mallan ve yatırım mallan sektörlerinin paylarında ise artış tespit edilmiştir. 1990 yılında toplam ihracatın %34,5'ini tüketim malı; %13,6'sı ara malı; %5,3'ü ise yatırım maundan oluşmaktadır. Yapısal değişimin bir diğer unsuru, yurtiçi nihai talepteki değişim incelendiğinde; 1973-1990 yıllan arasında yurtiçi nihai talep artışının en yüksek değerine 1985-1990 yıllan arasında eriştiği görülmüştür. Bu dönemde, yurtiçi nihai talep artışının diğer dönemlere göre daha yüksek olması 1987 yılında 59,3 (1979=100) olan reel ücret indeks değerinin 1990 yılında 90'a çıkması ve TL/$ kurunun aşın değerli olmasından kaynaklanmıştır. 1980 yılından itibaren izlenen ihracata dayalı sanayileşme stratejisi neticesinde 1980'li yıllarda ihracat hızla artış göstermiş; ara ve yatırım mallan ihracatının payı yükselirken tarım kesiminin payı gerek toplam üretim içinde gerekse ihracat içinde azalmıştır. Uygulanan farklı sanayileşme stratejilerine rağmen 1973-1990 yıllan arasında; ekonomi için yatırım öncelikli (kilit) sektörler değişmemiştir. xı | |
dc.description.abstract | Since the Turkish Republic has been founded, Turkey has been exerting an effort to pass through the industrialized economy from the agricultural economy. However industrialized countries having competitive advantages and insufficient sources for industrialization led the public sector to form industrialization strategies, which should be harmonious with the macro economic politics. Certainly, these strategies and policies go into the interaction with the country's political economic conditions and the changes in the world's economic politics. This interaction has brought out different industrialization strategies and plans so far. The import substitution strategy formulated through five year plans, has been implemented in Turkey between 1960 and 1980. The aim of this strategy was to produce the intermediate and investment goods in Turkey by means of both direct and indirect incentive tools. Turkish economy entered the crisis period toward late 1970s, in consequence of several effects such as the Cyprus interference, petrol crisis that caused the stagnation in the world economy, the political crisis, the production structure oriented to domestic market and decrease in foreign currency reserve etc. To come over this crisis, Turkey has started to implement a structural adjustment program called 24th January, 1980 decisions. Within the program, the export orientation strategy has been adopted. The export orientation strategy focused on obtaining supply residual by means of reducing the domestic demand and channelizing this residual to export. If the year 1980 is accepted as a breaking point between 1973 and 1990, then it's possible to say that two completely different and opposite industrial strategies have been applied. In this period, the expectations from these strategies were to cause major changes both in the sectors that constitute economy and in the overall economy. On the other hand, no matter which industrial strategy is applied, there will be changes both in the sectors' production structures and their relationship in the total economy, in parallel to the economic developments. To point out these changes, input-output tables belonging to different years can be used. This study analyses the Turkish manufacturing industry's structural changes based on both putting different industrialization strategies into practice and structural changes that would occur due to economic growth, by using total, domestic and xii T4, YllKSEKÖ?BSTtM KURULUimport interindustrial flow tables (1973, 1979, 1985 and 1990). In this context, there are two chapters in this study. The first chapter, covering 2nd, 3rd and 4th sections, analyses the structural changes in the manufacturing industry by means of different analyses based on fundamental input-output techniques. The second chapter covers the structural changes in the Turkish economy between 1973-1990 and gives a comparison of the periods 1970-1980 with 1980- 1990. Firstly, theoretical structure of classical input-output analysis is discussed. Input-output analysis is a useful technique for sorting and quantifying sector-by- sector impacts. This approach captures not only the direct effects but also related impacts in other parts of the economy. Input-output analysis is based on interindustrial transaction table that indicates historic patterns of purchases and sales between industries. The columns of table show uses of revenues by each of the sectors. As the sales between sectors represent outputs that are used as inputs in manufacturing products sold to consumers, they are called intermediate sales. Input-Output analysis enables to research both the economic relations between sectors and the production structure of the economy. This relation is expressed as numerical data by means of forward and backward linkage effects attained from input-output tables. On the other hand, it is possible to split interindustrial transaction matrix into domestic interindustrial transaction matrix and import flow matrix to determine the import dependency of any sector and economy. Depending on the periods, the key sectors are determined by simultaneous evaluation of forward and backward linkage effects that represent the power of stimulation and the power of intermediate good supply to economy. Secondly, different input-output techniques such as the structure of industrial dependency, the comparison of production techniques, the change of total input requirements and the comparison of effectiveness in usage of intermediate goods are discussed to analyse the change of production technology. Thirdly, the structural change of the Turkish economy, in 1973-1990 period, is analysed by decomposing four key elements that consist of domestic final demand, the change of intermediate input requirement and the increase in export and import substitution effect. This discussion indicates the effect of the import substitution strategy and the export orientation strategy on the key demand elements of economy. The major finding of this study is that the wood, the paper, the chemicals, the rubber and plastics, the basic metal, the transport vehicles are the key sectors of Turkish economy. This result indicates that Turkish economy is not one of the typical developing economy in respect to interindustrial goods and services transaction. On the other hand, most of the key sectors are the ones producing intermediate goods. This is one of the most important evidences that the Turkish economy is in the period of intermediate goods. In 1990, total backward linkage effect, domestic total backward linkage effect and import total backward linkage effects are respectively 2,2492; 2,1108 and 0,07 in the wood industry. Furthermore, total forward linkage effect of the sector is calculated as 1,9205; whereas domestic total forward linkage and the imports total forward linkage effects are successively 1,877 and 0,0223. In 1990, the coefficient of industrial dependency of the sector has decreased in comparison with 1973. xinAlthough the wood industry has been the key sector in the period 1973-1990, there is a decline in the degree of dependency of economy to this sector. There is neither a differentiation in production technology of the wood industry nor the differentiation in input consumption in production process of the period 1973-1990. The average yearly change in input requirement has occurred as %-0,04. In 1990, total backward linkage effect, domestic total backward linkage effect and import total backward linkage effects are respectively 2,46; 2,0512 and 0,2032 in the chemicals industry. Furthermore, total forward linkage effect of the sector is calculated as 2,4198; whereas domestic total forward linkage and the imports total forward linkage effects are successively 2,0691 and 0,1538. In 1990, the coefficient of industrial dependency of the sector has increased in comparison with 1973. This indicates that the degree of dependency of economy to this sector is higher in 1990 than that of in 1973. There is neither a differentiation in production technology of the chemicals industry nor the effectiveness in usage of input in the period 1973-1990. The average yearly increase in input requirement has occurred in a low level (%0,08) because of having an unimportant differentiation in effectiveness in the usage of input between 1973 and 1990. In 1990, total backward linkage effect, domestic total backward linkage effect and import total backward linkage effects are respectively 2,0674; 1,5947 and 0,2469 in the rubber and plastics industry. Furthermore, total forward linkage effect of the sector is calculated as 2,2752; whereas domestic total forward linkage and the imports total forward linkage effects are successively 2,0024 and 0,1259. In 1990, the coefficient of industrial dependency of the sector has decreased in comparison with 1973. This indicates that the degree of dependency of economy to this sector is lower in 1990 than that of in 1973. There is a relative differentiation in production technology of the rubber and plastics industry in the years between 1973 and 1990. The comparison of effectiveness in usage of input in the period 1973-1990 indicates a decrease. Depending on that; the average yearly increase in input requirement has become %3,53. In 1990, total backward linkage effect, domestic total backward linkage effect and import total backward linkage effects are respectively 2,3218; 1,6566 and 0,3085 in the basic metal industry. Furthermore, total forward linkage effect of the sector is calculated as 3,7046; whereas domestic total forward linkage and the imports total forward linkage effects are successively 2,2949 and 0,5786. The coefficient of industrial dependency of the sector in 1990 has decreased in comparison with 1973. The differentiation level in production technology of the basic metal industry is the lowest compared with the discussed sectors. The comparison of effectiveness in usage of input in the period 1973-1990 shows a loss of effectiveness. Depending on that, the average yearly increase in input requirement has occurred as %1,05. In 1990, total backward linkage effect, domestic total backward linkage effect and import total backward linkage effects are respectively 2,2742; 1,9099 and 0,1666 in the transport vehicle. Furthermore, total forward linkage effect of the sector is calculated as 2,0571; whereas domestic total forward linkage and the imports total forward linkage effects are successively 1,7448 and 0,169. The coefficient of xivindustrial dependency of the sector is higher in 1990 than that of in 1973. There is a similar development in the coefficient of industrial dependency obtained from domestic interindustrial transaction matrix. But it's impossible to say the same thing for import interindustrial transaction matrix. It is seen that the differentiation level in production technology of the transport vehicle is not so high between the years 1973-1990. The comparison of effectiveness in usage of input in the period 1973-1990 results in a regular increase. Depending on that, the average yearly decrease in input requirement has become %0,66. The other result of the study shows us that two industriahzation strategies, which have been entirely different from each other and implemented after and before 1980, have affected the elements of final demand. Because of the import substitution strategy between the years 1973-1979, the import substitution effect has been negative; whereas this effect has become positive in the following periods (1979-1985 and 1985-1990); in other words the value of import increased. Certainly, the gradual shift from import substitution to export orientation has caused this change. However, the rise in the value of import in the period 1979-1985 has occurred approximately 2,5 times as much as that of in the period 1985-1990. Though the increase in export demand has been negative between 1973 and 1990, in other words the value of export has decreased; next period (1979-1985) the export value has increased by %425,5. The increase rapidity in the value of export has decreased and become approximately %1 1,1 in the period 1985-1990; as a result of that the rise in export demand has been compensated by the increase in the capacity usage level, overvalued rate of exchange after 1988 and Iraq embargo in 1990. The rate of export for manufacturing sector has increased by %1 in the period between 1973-1990. Also, it's possible to see a decline in the rate of consumption goods sectors. On the other hand, the rates of both intermediate and investment goods sectors have increased. The rates of consumption goods, intermediate goods and investment goods in export are sequentially %34,5; %13,6 and %5,3 in 1990. The analysis of the other element of the structural change, change in the domestic final demand, points out that the rise in the domestic demand has reached its highest value in the period 1985-1990. The major reasons were the overvalued rate of exchange and the real wage index, which jumped to 90 in 1990 from the level of 59,3 in 1987 (1979=100). As a result of the export orientation strategy implemented since 1980, the value of export has risen rapidly in 1980s. Moreover, the rates of the intermediate and investment goods in export have also increased. On the contrary, the rate of the agriculture sector both in total production and in export has dropped steadily in the same period. Although different industrialization strategies have been applied between 1973 and 1990, it's interesting to see that key sectors have not changed in the economy. xv | en_US |