Show simple item record

dc.contributor.authorCalay, Zerrin
dc.date.accessioned2021-05-08T08:24:50Z
dc.date.available2021-05-08T08:24:50Z
dc.date.submitted1991
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/650594
dc.description.abstract63 ÖZET ve SONUÇ 1982-1991 yılları arasında Pennsylvania Tıp Fakültesi Patoloji Bölümü'nde myelodisplastik sendrom tanısı olan 106 olgu FAB kriterleri esas alı narak morfolojik özellikleri bakımından retrospektif olarak değerlendirildi. Bunların % 37'si RA (Refrakter anemi), % 20'si RARS (Ring sideroblastlar ile birlikte olan refrakter anemi), % 21 'i RAEB (Blast artışı gösteren refrakter anemi), %14'ü RAEB-t (Transformasyonda blast artışı gösteren refrakter anemi), %8'i KMML (Kronik myelomonositer lösemi) idi. Her bir alt grupta yaş ve cinsiyet dağılımı, laboratuvar değerleri, displastik değişiklikler, hücresellik, lösemik dönüşüm oranları, stromada görülen değişiklikler araştırıldı. FAB kriterlerine göre aspirasyonların değerlendirilmesi yanı sıra ilik biyopsileri de dikkate alınarak biyopsi ve aspirasyonların karşılaştırması yapıldı. Sonuçlar literatür bilgileriyle karşılaştırıldı. Birçok benzerlikler yanın da farklı bulgular da olduğu görüldü. Bu çalışmamızdan çıkan sonuçlar şunlardır: MDS'lar yaşlı hasta gruplarında (ortalama yaş 65.7) ve daha çok erkekler de görülmektedir. - Bunlarda pansitopeniler, bir ya da iki seriyi tutan sitopeniler yanı sıra genellikle hiperselüler veya daha az normoselüler kemik iliği bulunmak tadır. Prognozun daha kötü olduğu RAEB ve RAEB-t gruplarında pensitopeni ve özellikle trombositopeni daha belirgindir (p < 0.01). Ancak KMML de lökositoz ve monositoz görülmektedir (p < 0.001). - MDS'larda değişik oranlarda olmak üzere her üç seriyi tutan disp lastik değişiklikler bulunmaktadır. RAEB ve RAEB-t'da displazi daha belirgin olup, en ağır disgranülopoez bulguları bu gruplarda bulunmuştur. - Gruplar içinde periferik yaymalarda eritrositlerde en sık anizopoi- kilositoz ve oval makrositoz şeklindeki değişiklikler ile kemik iliğinde megaloblastik değişiklikler bulunmuştur. Myeloid seride ise en sık dolaşımda im-matür granülositler, blastlar ile hipogranülasyon gözlenmiştir. Ayrıca bizim olgularımızda kemik iliğinde eozinofil öncülerinde artış da önemli bir özellik olarak görülmektedir. Megakaryositlerde ise eşit oranlarda olmak üzere tek çekirdekli büyük formlar ile mikro megakaryositler şeklindeki morfolojik bozukluk ve periferik yaymalarda da dev ve iri trombositler bulunmuştur.RA ve RARS gruplarında eritroid hiperplazinin önemli bir özellik olduğu, buna karşılık RAEB, RAEB-t ve KMML'de myeloid hiperplazinin ön planda olduğu dikkat çekmektedir. Ayrıca kötü prognoz gösteren RAEB ve RAEB-t gruplarında belirgin olmak üzere olgunlaşmada duraklama izlenmektedir. Fe depolarının MDS'larda genellikle arttığı daha az olarak da normal ya da azalmış olabileceği gözlenmiştir. En yüksek Fe skoru RARS'de el de edilmiştir (% 77). - MDS'larda azımsanamayacak bir oranda (% 15.3) retiküler ve da ha az kollagen fibrozis görülmüştür. Bu da biyopsinin önemini ortaya çıkar maktadır. MDS'larda kemik iliği mikroçevresini oluşturan stromada da pek çok değişiklikler olduğu gözlenmektedir. Bu nedenle hematopoezdeki bozukluk yanı sıra mikroçevrenin de önemli bir etken olabileceği ve biyopsinin gerekliliği anlaşılmaktadır. Ayrıca seablue histiyositlerden de MDS'de bir özellik olarak söz edilebileceğini gözledik. - Aspirasyon ve biyopsilerden elde edilen sonuçları karşılaştırdığımızda tanı ve doğru değerlendirme için her ikisinin de gerekli olduğunu, ancak biyopsinin selülerite fibrozis, stromal değişiklikler, Fe skoru, ALIP (immatür hücrelerin anormal lokalizasyonu) ve megakaryositlerin durumu hak kında daha doğru bilgiler vereceğini gördük. - MDS'ların tedavi altında olsalar dahi az sayılamayacak bir oranda (% 12.5) lösemik dönüşüm gösterdiklerini gördük. - MDS'ların takipleri sırasında kendi alt grupları içinde birinden diğerine doğru geçişler gösterebileceğini ve bazı hastaların birkaç grubun özelliğini birden taşıdığını gözledik. Bu nedenle FAB sınıflamasının halen daha geçerli bir sınıflama olduğunu, ancak bu hastalıkların heterojen bir grup olduğunu ve bir proliferasyon spektrumu oluşturduklarını düşünmekte-yiz. Sınıflamaya ve prognoza katkı da bulunabilecek morfolojik kriterler yanı sıra immünolojik ve sitogenetik incelemelerinin de gerekliliği inancındayız. - RA grubunun en sık rastlanan grup olduğunu, bunlar da aneminin önemli bir semptom olduğunu, kemik iliğinde eritroid hiperplazi ile birlikte di- seritropoezin bulunduğunu gördük. Lösemik dönüşümün bu grupta düşük olduğunu (% 2.6) izledik. RARS'nin birçok özellikler açısından RA'ye benzemesine rağmen kemik iliğinde % 15'den fazla ring sideroblastlar içerdiği ve bu grupta belirgin eritroid hiperplazi ile birlikte ağır diseritropoez bulunduğu gözlendi. Erit roid seri hücrelerinde tipik olarak çekirdekte bozukluk, sitoplazmik vakuoller ve periferde dimorfik tablo bulundu. Fe depolarında artış bu grupta belirgin olup lösemik dönüşüm azdı (% 4.7). - RAEB ve RAEB-t'da pansitopeni ve nötropeninin daha belirgin olduğunu ve trombositopeninin en fazla bu gruplarda bulunduğunu gözledik. Displastik değişiklikler de myeloid seride ön planda olmak üzere bu gruplar da daha belirgindi. Akut lösemi en yüksek RAEB-t'da (% 46.6) gözlendi. - KMML en az rastlanan grup olup, bunlarda lökositoz ve monositoz çarpıcı bir özellikti. Displastik değişiklikler daha az gözlendi. Periferik kanda çekirdekli eritrositler ve tear-drop hücreleri özellikle bu grupta görüldü. Sea- blue histiyositlerde artış mevcuttu. Burada lösemik dönüşüm % 12.5'du.
dc.description.abstracten_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectHematolojitr_TR
dc.subjectHematologyen_US
dc.titleMyelodisplastik sendromlarda morfolojik değerlendirme
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentDiğer
dc.subject.ytmMyelodysplastic syndromes
dc.subject.ytmMorphology
dc.identifier.yokid16662
dc.publisher.instituteCerrahpaşa Tıp Fakültesi
dc.publisher.universityİSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
dc.type.submedicineThesis
dc.identifier.thesisid16662
dc.description.pages83
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/embargoedAccess