Kolon anastomozlarında fibrin yapıştırıcıların kullanılması (sıçanlar üzerinde deneysel çalışma)

Abstract

- 43 ÖZET Kolorektal cerrahide anastomoz yetmezliği halen önemli bir sorun teşkil etmekte ve mortalite ile morbiditeyi artıran önemli komplikasyonlar arasında yer almaktadır. Anastomoz yetmezliğini önlemek amacıyla çok çeşitli yöntemler denenmiştir. Bunlardan biri de son yıllarda kullanıma giren fibrin yapıştırıcıların anastomoz hattına uygulanmasıdır. Fibrinin yara iyileşmesinde çok yönde katkısı vardır, insan serumundan elde edilen fibrin yapıştırıcıların hemostatik etki, dokuların iyi adaptasyonunu sağlamak, fibroblastların gelişimi için uygun ortam hazırlamak gibi önemli özellikleri mevcuttur. Bu nedenle gastrointestinal sistem anastomozlarında uygulanmaları iyi sonuçlar vermiştir. Çalışmamızda Wistar Albino türü 24 tane dişi sıçan kullanıldı. Denekler kontrol grubu (6/0 prolene kullanılarak tek tek inverting dikişlerle, tek kat anastomoz yapılan) ve deney grubu (aynı teknikle anastomozu takiben anastomoz hattı fibrin yapıştırıcı Tisseel-Tissucol ile kaplanan) olmak üzere 12'şerlik iki gruba ayrıldı. Tüm deneklerde, anastomoz sonrası kolon içine metilen mavisi enjekte edilerek ameliyat esnasında kaçak varlığı arandı. Ameliyat sonrası 3. ve 7. günlerde her gruptan 6'şar denek sakrifiye edilerek batın içi yapışıklık dereceleri, barsak patlama basınçları tayin edildi ve histolojik inceleme yapıldı. Ameliyat sonrası 2., 3. ve 4. günlerde ölen 12 denek deney dışı bırakıldı. Metilen mavisi testinde kontrol grubunda % 33,5 oranında (4 denek) ameliyat esnasında kaçak saptanırken deney grubunda hiç kaçak görülmedi. Batın içi yapışıklıklar yönünden gruplar arasında anlamlı bir fark saptanmadı. Denek grubunda ameliyat sonrası 7. günde anastomoz hatlarının kontrol grubuna göre daha fazla kalınlaştığı gözlendi.- 44 Patlama basınçları değerleri deney grubunda hem 3., hem de 7. günlerde anlamlı olarak (p<0,05) yüksek bulundu. Histolojik incelemede ameliyat sonrası 3. günde deney grubu ile kontrol grubu arasında belirgin bir fark gözlenmedi. Ancak deney grubunda ameliyat sonrası 7. günde kontrol grubuna göre, fibrin kümelerinin ve nötrofillerin fazla oluşu, organizasyonun gecikmesi, yara iyileşmesinde bir gecikme olduğu kanısını uyandırmakla beraber bu durum tüm preperatlarda gözlenmedi. Bu dönemde barsak patlama basınçlarının buna rağmen anlamlı yüksek olması artmış nedbe dokusuna bağlandı. Çalışma sonuçlarının genel literatür sonuçları ile uyum sağladığı gözlendi. Çalışmamızda ameliyatta kaçak olmayışı ve barsak patlama basınçlarının değerlerinin anlamlı olarak yüksek olması, bizde fibrin yapıştırıcılarının anastomoz hattını destekleyici özelliği olduğu kanısını uyandırdı. Bu çalışmamızdan edindiğimiz izlenime göre kolon anastomozlarının fibrin yapıştırıcı ile kaplanmaları, özellikle anastomoz kaçağı tehlikesi bulunan erken dönemde, anastomoz hattını desteklemektedir. Fibrin yapıştırıcı kullanımı özellikle riskli anastomozlarda uygulanabilecek ek bir güvenlik işlemidir.