dc.description.abstract | ÖZET Büyümenin izlenmesi, çocuklarda büyüme sürecinde ortaya çıkabilecek normalden sapmaların erken dönemde tanınarak önlenmesine ve tedavisine olanak sağlamakta, diğer taraftan incelenen toplumun büyüme ve gelişme özellikleri ile bu özelliklerin zaman içerisinde gösterdiği değişiklikler hakkında bilgi vermesi nedeniyle faydalı ve güvenilir bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Çalışmamızda oyun çocukluğu dönemindeki sağlıklı çocuklarda boy, vücut ağırlığı, yıllık büyüme hızı ve yıllık ağırlık artış hızı değerlerinin belirlenerek, bu parametrelerin çocukların yaş ve cinslerine uygun standartlara göre değerlendirilmesi ve çocukların boylarının anne ve baba boylarıyla ilişkisinin irdelenmesi amaçlandı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Yuvası'nda gündüz bakımları yapıl makta olan ve yaşlan 1.98 ile 6.15 arasında değişen 234 sağlıklı çocuk çalışma kapsamına alındı. Olguların tümünün boy, ağırlık ve ağırlık-boy indeksi, 49'u 6 ay, 12'si 9 ay ve 123'ü 12 ay takip edilen toplam 184 olgunun yıllık büyüme hızı ve ağırlık artış hızı değerleri, 206 olgunun ise anne ve baba boyları belirlendi. Çalışma grubundaki 234 olgudan 2'sinde (%0.85) boy -2SD altoda, 6'smda (%2.56) +2SD üzerinde saptandı. Grubumuzun boy SDS ortalaması 0.19±0.95 olarak bulundu. Olgularımızın boy SDS'larının çoğunluğunun Türk standartlarının 50. persantil değerinin üzerinde yer aldığı görül dü. Bu durum ve olgularımızın boy SDS değerlerinin anne-babalarının boy SDS ortalamalarından anlamlı olarak yüksek bulunması (p<0.05), olgularımızın boy yönünden genetik potansiyellerini aşmış olduklarını ve çalışma grubumuzda yüzyılın eğiliminin gerçekleşmiş olduğu düşüncesini getirmektedir. Olgularımız arasından rastgele belirlenen 42 çocuğun kemik yaşlan, kronolojik yaşlarından anlamlı olarak geri bulundu (p<0.05). Böylece yüzyılın eğiliminin etikisinin, olgularımızın büyüme süresini kısaltmayacağı sonucuna varıldı.Erkek çocuklarda saptadığımız boy SDS ortalaması (0.33±1.0), kız çocuklarda saptanan değerden (0.03±0.88) anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0.05). Bu bulgu yüzyılın eğiliminin boy üzerine olan etkisinin erkeklerde kızlardan daha belirgin olduğunu düşündürmektedir. Çalışma grubumuzun büyüme hızı SDS ortalaması 0.23±1.06 olarak saptandı ve boy değerlerine benzer şekilde büyüme hızı değerlerinin çoğunluğunun da 50. persantil değerinin üzerinde olduğu görüldü. Boy SDS ile büyüme hızı arasında pozitif korelasyon saptanması üzerine (p<0.001), çocuklarda büyümenin değerlendirilmesinde büyüme hızının en doğru ve güvenilir yöntem olduğu vurgulanarak, büyüme hızının belirlenmesinin mümkün olmadığı durumlarda mutlak boyun saptanmasının önemli ölçüde bilgi verebileceği sonucuna varıldı. Ağırlık SDS, olguların hiçbirinde -2SD altında kalmazken, 21 olguda (%8.97) +2SD üzerin de, ağırlık-boy indeksi ise 8 olguda (%3.41) zayıflık sının olan 89'un altında ve 81 olguda (%34.6) obezite sının olan 110'un üzerinde tespit edildi. Olgularımızın ağırlık SDS ortalaması 0.62±1.08 ve ağırlık-boy indeksi ortalaması 107.82±13.03 olarak belirlendi. Olgularımızın ağırlık SDS'ları ile boy SDS'lan arasında ağırlık lehine saptadığımız anlamlı düzeydeki fark (p<0.001), grubumuzda boya oranla ağırlığın yüksek olduğunu göstermekte ve değişmekte olan çevre ve beslenme koşullan içinde obezitenin sık olarak gözlenebileceğini ortaya koymaktaydı. Çalışma ayrıca % ağırlık artış hızı ile ağırlık SDS (p<0.001) ve ağırlık-boy indeksi (p<0.001) arasında pozitif korelasyon gösterilmesi üzerine, ağırlık artışının vücut ağırlığı ile orantılı bir şekilde gerçekleştiği, böylece prepuberte döneminde, obezite riskinin yada boyutunun kısır bir dön gü içinde artacağı sonucuna varıldı. Olgularımızın boy SDS'lan ile ağırlık ile ilgili tüm parametreler arasında (p<0.001), büyüme hızı ile ağırlık SDS (p<0.01) ve ağırlık artış hızı (p<0.01) arasında pozitif korelasyon saptan ması üzerine, literatür bilgilerine uygun olarak çalışmamızda beslenmenin büyümeyi uyardığı sonucuna varılarak, çocukluk döneminde optimal büyüme ve gelişme için yeterli protein ve kalori alımının gerekliliği vurgulandı. Böylece çalışmamızda, gerek obezitenin engellenmesi gerekse optimal büyümenin sağlanması için büyümenin izlenmesinde, boy yanında ağırlığın da dikkatli bir şekilde ölçülerek değerlendirilmesinin önemi üzerinde duruldu. Olgularımızın boy SDS'unun, hem anne (p<0.001), hem de baba boyu (p<0.001) ile pozitif korelasyon içinde olduğu görüldü. Erkek olguların boylarının; annelerinin boy SDS'lan ile ( r:0.34, p<0.001) babalannm boy SDS'lanna oranla ( r:0.26, p<0.01), kız olguların boylannın ise; babalarının boy SDS'lan ile ( r:0.41, p<0.001) annelerinin boy SDSlarına oranla ( r:0.30, p<0.01)daha anlamlı düzeyde korelasyon gösterdiği saptandı. Ülkemizde çocukların somatik gelişmelerinin değerlendirilmesinde nadir olmayarak dış kaynaklı nomogramlar kullanılmaktadır. Boy ölçümleri sonucunda elde ettiğimiz verileri Türk ve İngiliz standartlarına göre ayrı ayrı değerlendirdiğimizde, oluşan iki grup arasında anlamlı bir fark bulmamız (p<0.001), dış kaynaklı standartların Türk çocuklarında kullanımının uygun olmayacağını, çocuklarımızın kendi yerel eğrilerimize göre değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir. Buna karşın Türk ve İngiliz standartlarına göre hesaplanan ağırlık-boy indeksi değerleri arasında anlamlı bir fark görülmemiş, böylece Türk çocuklarında ağırlık-boy indeksinin İngiliz standartlarından faydalanılarak hesaplanmasında sakınca olmadığı sonucuna varılmıştır. | |