dc.description.abstract | ÖZET Çocuklarda üriner taş hastalığının etyolojisi, ülkeler arasında ve hatta aynı ülkede zaman içinde değişiklik gösterebilmekte, buna bağlı olarak klinik özellikler de değişebilmektedir. Çalışmamızda kliniğimize başvurarak üriner sistem taşı tanısı konulmuş hastalarda, hastalığın klinik özellikleri yanında metabolik nedenleri de inceleyerek 19901ı yıllarda ülkemiz çocuklannda ürolitiazisin durumunu belirlemek istedik. Kliniğimize 1989-1993 yıllan arasında başvurmuş ve üriner sistem taşı (ürolitiazis) tanısı konulmuş olan toplam 38 olgu ve kontrol grubu olarak sağlıklı, ailesinde ve kendilerinde ürolitiazis öyküsü bulunmayan, üriner yakınması olmayan 10 çocuk çalışmaya alınmıştır. Bütün hastalarda hemogram, kan kreatinin düzeyi ölçümü, rutin idrar incelemesi ve kültürü ve toplam 38 olgunun 27'sinde detaylı metabolik inceleme yapıldı. Kanda; Na, K, Cl, Ca, P, Mg, ürik asit, alkali fosfataz ve parathormon düzeyi ve arteriyel kan pH'sı ve bikarbonat düzeyi ölçüldü. Ayrıca bu 27 hastada ve 10 kişilik kontrol grubunda 24 saatlik idrar kalsiyum, oksalat, sitrat, magnezyum, ürik asit ve kreatinin düzeyleri ölçüldü ve idrarda kantitatif olarak sistinüri araştırıldı. Olgularımızda erkek:kız oranı 2.45/1 idi. Hastalarda ilk üriner taş saptanma yaşı 6 yıl (± 4 yıl 6 ay) idi ve olgulann %61'i ilk taş saptandığında 5 yaşın üzerinde idi. Olguların %52.6'sında ailede üriner taş öyküsü vardı. En sık yakınmalar, karın-yan ağrısı, makroskopik hematüri ve üriner yakınmalardı. Taş lokalizasyonu belirlenen olguların %72'si üst üriner taş idi. Radyolojik incelemelerde %55 olguda taşa bağlanan radyolojik değişiklikler saptandı. 5 olguda değişik derecelerde kronik böbrek yetersizliği (%13) saptandı ve hepsi üst üriner sistem taşı idi. Metabolik incelemelerde; hiperkalsiüri 14 olguda (%52), hiperoksalüri 13 olguda (%48), hipositratüri 12 olguda (%44), hiperürikozüri 10 olguda (%37), hipomagnezüri 2 olguda (%7.4) saptandı. Sadece 2 olguda metabolik risk faktörü saptanmadı. Çoğu olguda birden fazla metabolik faktör birarada bulunmakta idi. Üriner sistemin primer anatomik veya fonksiyonel bozukluğu 6 olguda (%15.8) saptandı. Üriner enfeksiyon %29 olguda saptandı, en sık üretilen mikroorganizmalar; Proteus, Klebsiella ve E.Coli idi. Taşın etyolojisi 28 olguda aydınlanabildi: Olgulann 20'si (%71) metabolik, 4'ü (%14) anatomik nedenli, 2'si (%7) enfeksiyon nedenli idi. Endemik mesane taşı saptanmadı. Sonuç olarak; günümüzde ülkemiz çocuklannda ürolitiazis, 1960lı yıllardan oldukça farklı klinik özelliklere ve etyolojik faktörlere sahiptir. Bu, son 30 yıl içindeki sosyo-ekonomik faktörlerin ve beslenme tarzınının değişimi ile ilişkilidir. 1990'h yıllar da çocuklanmızda en sık etyolojik neden metabolik bozukluklardır, bu yönüyle ülke mizdeki çocuk ürolitiazis modeli, çoğu Avrupa ülkesinden farklı olup, Kuzey Amerika ve İskandinav ülkelerindeki modele benzemektedir. Metabolik nedenin İnci sırada yer aldığı ülkemiz çocuk ürolitiazis olgularında, metabolik incelemenin yapılması ve yaygınlaştırması gerekli ve önemlidir. | |