Show simple item record

dc.contributor.advisorBal, İhsan Engin
dc.contributor.authorSevinç, Sarper
dc.date.accessioned2021-05-08T07:38:59Z
dc.date.available2021-05-08T07:38:59Z
dc.date.submitted2018
dc.date.issued2020-02-13
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/632282
dc.description.abstractDepreme karşı yapı tasarımında dünyadaki yönetmelikler, ilk olarak can güvenliğini sağlamak üzerine yoğunlaşmıştır. Bunun için yönetmeliklerde tarif edilen deprem yükleri ve bu yüklerin yapıya uygulanmasının ardından kontrolü sağlanacak limitler, yönetmeliklerin yazıldığı dönemlere, ülkelere ve bilimin o anki geldiği noktaya bağlı olarak farklılıklar göstermiştir. Özellikle 1994 Northridge (ABD) Depremi'nden sonra, daha önce yapıldığı gibi can güvenliğini hedefleyen tek bir performans düzeyi değil, farklı performans düzeylerinin de yönetmeliklerde bulunması gerektiği kabul görmüş, ABD'den başlamak üzere farklı ülkelerdeki yönetmelikler peşi sıra değişime uğramıştır. Ayrıca, sağlanması istenen performans limitlerinin de yine farklı deprem yük durumlarına göre farklılık göstermesi de bu değişimin bir parçası olarak yönetmeliklerde yerini almıştır. Bu yaklaşımın tamamına birden kısaca Performansa Dayalı Tasarım ismi verilmektedir. Bu nispeten yeni tasarım yaklaşımının temel ayaklarından biri, farklı deprem tasarım seviyeleri ve bunlara ait farklı deprem yük seviyeleridir. Bu deprem yük seviyeleri, deprem haritaları ile bölgelete göre değişken olarak verilmektedir. Genel olarak 50 yılda belirli bir aşılma olasılığı ile tarif edilen bu deprem seviyelerinden en bilinenleri İngilizce'deki kısaltmaları ile DBE (Design Basis Earthquake - Tasarım Depremi) ve MCE (Maximum Credible Earthquake - En Büyük Deprem) deprem seviyeleridir. Bunların 50 yıldaki aşılma olasılıkları sırası ile %10 ve %2'dir. 50 yılda aşılma olaslığı %2 olan deprem seviyesinin kullanılacağı yapılar genelde önemli yapılar olmakta, 50 yılda aşılma olaslığının %10 olduğu deprem seviyesi ise normal yapılarda tasarım seviyesi olarak kullanılmaktadır. Bu doktara tezinde, performans tabanlı değerlendirme ve tasarım yöntemlerini kullanarak betomarme yapıların deprem davranışının tespitinde deprem tehlike haritasının etkileri araştırılmıştır. Bunun için 1996 yılında yürürlüğe giren Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası ve 2018 yılında yayınlanan ve 1 Ocak 2019'da yürürlüğe girecek olan Deprem Tehlike Haritası karşılaştırılmıştır.Bu tez çalışmasında, yapıların inşa edildikleri bölgelerin yönetmeliklerde belirtilen ve zaman içerisinde değiştirilen deprem tehlike seviyesinin önemi ve yapılar üzerindeki etkileri irdelemektedir. Bir bölgenin depremselliğinin, insan kaynaklı depremlerin olduğu bölgeler haricinde, birkaç yüzyıl içerisinde önemli miktarda değişmediği düşünüldüğünde, yapı tasarımına doğrudan etki eden deprem haritalarının bir bölgedeki yapı stoğunu şekillendirmedeki etkisi daha net ortaya çıkar. Bu tezde yapılan karşılaştırmalar, yapı davranışı üzerinden yapılmıştır. Bunun için 9 adet 2 boyutlu çerçeve ve 3 boyutlu yapı olmak üzere çeşitli yapı sistemleri seçilmiştir. Bu yapılardan 5 tanesi ülkemizde çoğunlukla inşa edilen 3 ile 8 katlı yapılardır, bir tanesi taban izolatörlü, 2 tanesi yüksek yapı (20 ve 24 katlı) ve 1 tanesi de sanayi bölgelerinde inşa edilen prefabrik bir yapıdır. Yapılan hassaslık analizleri neticesinde örnek yapı sistemlerinin modellenmesinde kullanılan, eleman formülasyonu, entegrasyon nokta sayısı ve eleman sayısının optimum ne olması gerektiği araştırılmış, bu sayede analiz sonuçlarının kabul edilebilir seviyede olması ve analiz zamanlarının kısaltılarak hata paylarının azalması sağlanmıştır.Türkiye'de bulunan toplam 20 adet deprem bölgesi seçilmiştir. Bunlardan 10 tanesi 1996 Deprem Bölgeleri Haritası'na göre 1. derece deprem bölgesinde, diğer 10 tanesi ise 2. derece deprem bölgesinde bulunmaktadır. 2007 deprem yönetmeliğindeki ivme spektrumu kullanılarak seçilen deprem kayıtları yapılar üzerine etkitilmiş ve sonuçlar yeni deprem yönetmeliğinin 2016 yılı taslağı kullanılarak seçilen bölgelere göre bulunan sonuçlar ile karşılaştırılmıştır. 2016 yılı taslağı, bu tezde kullanılan kısımları değişikliğe uğramadan 1 Ocak 2019 itibari ile resmi Yönetmelik olacağından, bu tez çalışmasındaki bulgular 2019 Deprem Yönetmeliği'ni direk olarak ilgilendirmektedir.Seçilen 9 adet örnek yapı modeli üzerinde kullanılan 20'şer adet deprem kayıtları, deprem düzeyi 1 (DD1 - 50 yılda aşılma olasılığı %2 ve dönüş periyodu 2475 yıl) ve deprem düzeyi 2 (DD2 - 50 yılda aşılma olasılığı %10 ve dönüş periyodu 475 yıl) olarak seçilmiştir. Böylece toplamda 7920 adet zaman tanım alanında analiz yapılmıştır. Bu analizler neticesinde yapıların taban kesme kuvvetleri, kat bazında göreli kat öteleme oranları ve eksenel dönme miktarları hesaplanarak sonuçlar karşılaştırılmıştır.Ülkemizin depremselliğini 1996 Deprem Bölgeleri Hritası'nda verildiği şekli ile genellemenin, bazı bölgelerdeki yapılarda gereksiz büyük boyutlarda taşıyıcı sistem seçimini gerektirdiği, bazı bölgelerde ise hasarların meydana gelebileceğinden dolayı yetersiz olduğu görülmüştür. Bu farklılıkların bölgelere göre ve farklı yapı tiplerine göre dağılımları tez akışı içerisinde verilmiştir.
dc.description.abstractSeismic design codes in the world were initally aimed to assure life safety for occupents. The level of seismic loads as well as the structural response limits to be verified under such loads had a certain level of variety depending on countries, level of state-of-the-art and the know-how. The design approach drastically changed however after the 1994 Northridge Earthquake in the USA, where a new concept was introduced, that allows the use of varying levels of seismic hazard and thus seismic loads. Furthermore, structural design limits were also re-defined depending on different seismic design levels. The approach basically defined different performances for varying levels of seismic hazard, thus it was called performance-based design. One of the main aspects of this approach was the use of varying seismic hazard levels. These hazard levels were defined as percentage of probability of exceedance in, typically, 50 years. The seismic hazard levels have taken various names depending on the code, but the most used names are DBE (design basis earthquake) and MCE (maximum considered earthquake), which correspond to 10 and 2% probability of exceedance in 50 years, respectively. In this thesis, the effect of seismic hazard maps, which are subject to changes in time, on the seismic assessment of RC structures in Turkey have been investigated. Structures designed to resist earthquake intensities corresponding to 2% probability of exceedance in 50 years are important structures. 10% probability of exceedance in 50 years corresponds to regular structures. In this thesis, the effects of seismic hazard maps both for 2% and 10% probabilities of exceedance have been investigated. In order to achieve this, the Turkish Seismic Zonation Map of 1996 and the Turkish Seismic Hazard Map published in 2018 (in effect as of 1s of January 2019) have been compared.This study consists of 7 chapters in total. In the first chapter, the aim and scope of the thesis are given. Then in the second chapter, the theoretical, experimental and numerical studies and the recommendations related to the previous probabilistic seismic hazard analysis, shear walls with coupled beams and the base isolator systems in the literature are summarized. Selected 9 bulding models are introduced in Chapter 3. These model stocks consist of 2D sample frames and 3D buildings. Five of these structures are 3 to 8-storey buildings which are mostly built in our country, one of them is a base isolator model, 2 of them are high-rise buildings (20 and 24 storeys) and one is a prefabricated building which is mostly constructed in industrial areas. Modelling details of the structures, shear walls with coupled beams and base isolator design parameters are also given in this section.The sensitivity analysis are conducted in Chapter 4. In order to have more accurate results, the number of the element subdivision and the integration points in one member have to be inreased accordingly. Unfortunately icreased numbers of the elements and the integration points cause longer analysis times. It is really important to have reasonable results with the minumum numbers of the subdivision and the integration points to shorten the analysis times. The aim of this chapter is to carry out non linear push over analysis on a RC frame model to find out the optimum conditions of the number of the integration points, subdivision number and use forced based or displacement based formulation to achive the reasonable results with th shortest analysis time.Nine different analyses have been run on the case study frame to examine the effect of element formulation, as well as the number of subdivisions and integration points. A simple load-controlled conventional pushover analysis has been run with an inversed triangular loading pattern. According to the results, the optimum modelling is choosen and applied for all models during the calculations of this thesis.In Chapter 5, the basics and the fundemantals of the 2019 seismic hazard map are summarized, the selected 20 regions are introduced and the procedures to select earthquake records according to the acceleretion spectra are explained. A set of criteria and a comprehensive algorithm have been prepared so that an in-house developed Matlab script could be devised for selecting a suit of accelerograms for the demand level of relevance. The record selection has been done by using the PEER NGA database where 7025 recorded motions were available. An in-house developed software was used to list and download the record automatically and plot the spectra for acceleration at 5% damping, velocity and displacement. In terms of the selection algorithm, first the acceleration spectrum of the original record is compared to that of the target, in the period window of 0.2T to 1.5Tsec. The scale factor needed is calculated by equating the area below and above the target spectrum. The scale factor is applied to the ordinates, so only to the acceleration of the original record. Than The near field vs far field comparison is made where the distances above 15km are assumed as far field. Finally a comparison is made in terms of the soil type where the records taken on soil with Vs30 higher than 300m/sec are assumed to be recorded on firm soil while records taken on soils with Vs30 lower than 700m/sec are assumed to be recorded on soft soil. In Chapter 6, the results of the time history analysis of the systems introduced in Chapter 3, that are made in the OpenSees program, are given in this section. 20 earthquake regions were selected in Turkey. Ten of them are in the first degree earthquake zone and the other ten are in the second degree earthquake zone. The names of the selected regions are given in Chapter 5. 20 earthquake records, that are used on 9 selected sample structures, were chosen as earthquake level 1 (2% chance of exceeding in 50 years and return period of 2475 years) and earthquake level 2 (10% chance of exceeding in 50 years and return period of 475 years). Thus, a total of 7920 time history analysis were performed and the results were compared in this section. A program, that integrates with the Opensees structural analysis program, was developed in Matlab. So that the analyzes can be done in an accurate, systematic and controlled manner, the results can be editable and the data can be prepared for the Opensees program.For each building, 20 earthquake records were selected using the acceleration spectrum in the 2007 Seismic Code, based on the 1996 Map, with the building importance coefficient 1.0 and 1.5. Then, acceleration spectra were created with the coefficients in the draft earthquake code and 20 earthquake records per each spectra were selected. Time history analysis of the models were conducted using the selected earthquake records. Comparative graphs of maximum chord rotations and floor drift ratios in columns, which are calculated as the result of applying these earthquake records to building systems, are plotted. In these graphs, the average and standard deviations of the analysis results are shown, and the value ranges were determined by adding and subtracting a standard deviation values to the average.As a conclusion in Chapter 7, when the base shear values are taken into consideration, it was observed that the values calculated according to the 2019 seismic code (seismic hazard map of 2018) for the 1st degree earthquake region in Turkey, and for the earthquake level 1 (2% in 50 years), base shear can be 65% smaller than the one calculated based on the 1996 map. Similarly, for the 1st degree earthquake region and earthquake level 2 (10% in 50 years), it was observed that the base shear values calculated according to the 2019 seismic code (based on the seismic hazard map of 2018) could be almost 70% smaller than the existing 1996 seismic map. The seismic resistance of the buildings in in province centers of Bartın, Burdur, Kırşehir, Van Erciş, Antalya, Diyarbakir, Kars and Van as well as in Levent in Istanbul are under-estimated when the existing 2007 seismic code and the 1996 seismic hazard map are used. The base shear demand on buildings in Sakarya and Erzurum, two provinces used in this study, is found to be considerably larger in the 2018 seismic hazard map.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectİnşaat Mühendisliğitr_TR
dc.subjectCivil Engineeringen_US
dc.titleTürkiye`de olasılıksal deprem tehlike haritalarının betonarme yapılarda deprem davranışının tespitine etkileri
dc.title.alternativeThe effect of probabilistic seismic hazard maps on seismic assessment of rc structures in Turkey
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2020-02-13
dc.contributor.departmentDeprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı
dc.identifier.yokid10230450
dc.publisher.instituteDeprem Mühendisliği ve Afet Yönetimi Enstitüsü
dc.publisher.universityİSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid609328
dc.description.pages283
dc.publisher.disciplineDeprem Mühendisliği Bilim Dalı


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess