dc.contributor.advisor | Kurtoğlu, Ramazan | |
dc.contributor.author | Baydak, Emine Ebru | |
dc.date.accessioned | 2021-05-08T06:50:57Z | |
dc.date.available | 2021-05-08T06:50:57Z | |
dc.date.submitted | 2012 | |
dc.date.issued | 2018-08-06 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/628538 | |
dc.description.abstract | Bağımsızlıkların gittikçe genişlediği bir dünyada, enerji güvenliği ülkelerin karşılıklı veya çok taraflı sistemlerde ilişkilerini nasıl yöneteceklerine gelecekte daha çok bağlı hale gelecektir. Bu durum enerji güvenliğinin önümüzdeki yıllarda neden Avrupa Birliğinin dış politikasında ana sorunu olacağının da nedenini teşkil etmektedir. Yeni rekabetçi ortam sadece gelecekteki değil, çok daha karmaşık hale gelmiş ve birbirine girmiş küresel enerji sisteminin ve bunun parçası durumundaki ülkelerin aralarındaki ilişkilerin gerçekliğinin yarattığı zorlukların döngülerinin gerisine de dikkat edilmesini gerektirmektedir.Elektrik enerjisinde ortaya çıkacak % 75'lik talep artışı ile birlikte, 2025 yılında küresel enerji talebinin % 50 oranında artış göstereceği tahmin edilmektedir. Bu büyümenin yarıdan fazlasının yükselen ekonomilerden kaynaklanacağı öngörülmektedir. Mevcut ekonomik krize rağmen, dünya yüksek petrol fiyatlarıyla da olsa, pozitif bir ekonomik büyüme tecrübesi yaşamaktadır. Bütün ülkeler bu şekilde devam edebilmek maksadıyla güvenli, sürdürülebilir ve bağımsız enerji tedarik kaynaklarına ulaşabilmeye ihtiyaç duymaktadırlar. Dünyanın her yerinde ve özellikle Çin ve Hindistan gibi bölgelerde yaşanmakta olan güçlü ekonomik büyüme nedeniyle, enerjiye olan küresel talebin önümüzdeki 25 yıl içerisinde önemli oranda ve büyük bir hızla artacağı beklenmektedir.Enerji güvenliğini sağlamak maksadıyla, ülkelerin enerji tedarik kesintilerinin etkilerini azaltmaları, enerji altyapılarını genişletmeleri, yabancı yatırımcıları teşvik edecek şeffaf ve istikrarlı bir yatırım ortamı oluşturmaları ve yenilenebilir enerji, temiz kömür ve emisyonsuz nükleer enerji dahil olmak üzere temiz enerji teknolojilerini geliştirmeleri zorunlu olmaktadır.Türkiye'nin gittikçe artan oranda hayati öneme sahip bir enerji transit merkezi haline gelmekte olduğu inkar edilemez. Türkiye Doğu ile Batı arasında önemli bir enerji geçiş yoludur. AB, Türkiye'de olduğu kadar, bölgede de enerji güvenliğini geliştirmek, enerji tedarik miktarını artırmak ve enerji ulaşım yollarını çeşitlendirmek üzere çabalarını sürdürmekte ve güvenli bir müttefik olarak, güvenilir ve şeffaf kurallarla yönetilen bir pazarda en önemli transit petrol ve gaz transit yolu olarak rolü nedeniyle Türkiye'yi desteklemektedir.Türkiye her geçen gün enerji taleplerinin karşılanması konusunda yaptığı katkılar nedeniyle bölgesinde ve dünya çapında önemli bir rol oynamaktadır. AB ile Türkiye arasındaki işbirliği bu amaca ulaşılmasını kolaylaştırmaktadır. Gerçekten de, her iki taraf da enerji güvenliği konularında daha yakın işbirliği yapmak üzere birbirlerine tekliflerde bulunmuşlardır. Türkiye üreticiler ile tüketiciler arasında bir geçiş yolu haline getirilmek yoluyla bir lider ülke olmak üzere hazırlanmaktadır.Yine de sahip olduğu lider ülke rolünü genişletmek üzere, şeffaflık, istikrar ve güvenilirlik alanlarında olduğu kadar, yatırımları, rekabeti, pazar fiyat oluşumunu, enerji etkinliğini de teşvik ederek cesaretlendirecek, pazar merkezli bir yaklaşım oluşturma konusunda Türkiye'nin daha proaktif bir rol üstlenmesi gerekmektedir. AB Türkiye'yi stratejik bir müttefik, Doğu-Batı enerji koridorunda kilit konumda bir oyuncu ve Rusya ile Hazar Denizi enerji zenginliklerinin dünya pazarlarına ulaştırılması konusunda bir temel taşı olarak görmektedir. Türkiye bölgesel enerji güvenliğinin sağlanması konusunda da önemli bir oyuncu olabilir. Ancak, bunu gerçekleştirmek maksadıyla özelleştirme, hukukun üstünlüğü, şeffaflık ve diğer ilgili konularda Türkiye'nin daha fazla ilerleme kaydetmesi gerekmektedir.Bu çalışma, bir enerji geçiş yolu olarak Türkiye'yi ele almaktadır. Özellikle Türkiye bu kapsamda gerek bölgesel, gerekse dünya barışının olduğu kadar hayati öneme sahip güvenlik konularında gelecekte müştereken sağlayabilecekleri katkılar nedeniyle hem kendisi hem de AB için bir çerçevede bir fırsat olma konumundadır. Bu tezin ana amacı, enerji konuları esas olmak üzere Türkiye ile AB arasındaki ilişkinin önemini, avantajlarını ve kaçınılmazlığını değerlendirmektir. Bu tezin temel önermesi, bir enerji geçiş yolu olarak Türkiye'nin bu alandaki ilerlemesinin AB değerlendirmeleri esas olmak üzere AB tarafından desteklenmesinin beklenmesi gerektiği ve Türkiye'nin bu amaçlarını gerçekleştirmek üzere bu alanda gelecekte daha aktif politikalar izlemesinin doğru olacağıdır. | |
dc.description.abstract | In a world of increasing interdependence, energy security will depend much on how countries manage their relations with one another, whether bilaterally or within multilateral frameworks. That is why energy security will be one of the main challenges for EU foreign policy in the years ahead. The new competition environment requires looking not only around the corner, but also beyond the difficulties of cycles to both the reality of an ever more complex and integrated global energy system and the relations among the countries that participate in it.It is estimated that the global demand for energy may increase as much as 50 percent by 2025, with the demand for electricity rising more than 75 percent. More than half of this growth is projected to come from the world?s emerging economies. In spite of the current economic crisis, the world is experiencing positive economic growth even with high oil prices. In order for that to continue all nations, need access to safe, affordable, and dependable supplies of energy. Because of the robust economic growth around the world especially in places like China and India the global demand for energy is expected to increase dramatically and at a rapid pace over the next 25 years.To ensure energy security, countries must mitigate the effects of energy supply disruptions, expand energy infrastructure, promote a transparent and stable investment climate that attracts foreign investors, and advance clean energy technologies including renewable energy, clean coal, and emissions free nuclear power.It is undeniable that Turkey is evolving into a vital energy transit hub. Turkey is an important energy gateway between the East and the West. The EU is, throughout the region, as well as in Turkey, working to enhance energy security, increase energy supplies, and diversify energy transportation routes. And the EU supports Turkey, which is a strong and dependable ally, in its role as a major oil and gas transit route in a market governed by fair and transparent rules.Turkey plays an important role in helping meet the growing energy demands in the region and around the world. The cooperation between the EU and Turkey furthers that goal. Actually, both sides have offered to collaborate more closely on energy security issues. Turkey is poised to be a leader by further establishing itself as a gateway between producers and consumers.However in order to expand it?s leadership role Turkey must take a more proactive role in establishing a market oriented approach that will encourage investment, competition, market pricing, energy efficiency, as well as transparency, stability, and reliability. The EU sees Turkey as a strategic ally, a key player in the East-West energy corridor, and a lynchpin in getting Russian and Caspian energy assets to world markets. Turkey can be a major player in assuring regional energy security. However, it must continue to move forward on privatization, rule-of-law, transparency, and related issues that must be worked to make that a reality.This study examines Turkey as an emerging energy hub. In particular, it assesses this concept as an opportunity for both the EU and Turkey regarding their future allied contributions to the emerging security issue as well as regional and global peace. The main goal of this thesis is to evaluate the importance, advantage, and inevitability of relationship between Turkey and EU based on energy issues. The basic premise throughout this thesis is that Turkey, as an emerging energy hub, should expect to be supported in its progress based on the EU evaluation and it is required to follow more proactive policies in the future in order to achieve this purpose. | en_US |
dc.language | English | |
dc.language.iso | en | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Enerji | tr_TR |
dc.subject | Energy | en_US |
dc.subject | Uluslararası İlişkiler | tr_TR |
dc.subject | International Relations | en_US |
dc.title | Securty of EC energy supply and affects over Turkey | |
dc.title.alternative | AB enerji arz güvenliği ve Türkiye'ye etkisi | |
dc.type | masterThesis | |
dc.date.updated | 2018-08-06 | |
dc.contributor.department | Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı | |
dc.subject.ytm | Energy | |
dc.subject.ytm | Energy security | |
dc.subject.ytm | Energy policies | |
dc.subject.ytm | Energy demand | |
dc.subject.ytm | International policy | |
dc.subject.ytm | International relations | |
dc.subject.ytm | European Union | |
dc.subject.ytm | Turkey | |
dc.identifier.yokid | 449983 | |
dc.publisher.institute | Sosyal Bilimler Enstitüsü | |
dc.publisher.university | İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ | |
dc.identifier.thesisid | 331123 | |
dc.description.pages | 117 | |
dc.publisher.discipline | Diğer | |