dc.contributor.advisor | Çiftçi, Çavlan | |
dc.contributor.author | Altuntaş, Emine | |
dc.date.accessioned | 2021-05-08T06:49:22Z | |
dc.date.available | 2021-05-08T06:49:22Z | |
dc.date.submitted | 2013 | |
dc.date.issued | 2018-08-06 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/628075 | |
dc.description.abstract | Koroner arter hastalığı (KAH), atriyal fibrilasyon (AF) için bağımsız risk faktörü olup koroner arter hastalığı olanlarda AF, normal populasyona göre daha sıktır. AF, hem akut koroner olay geçirenlerde hem de kronik koroner arter hastalarında normal popülasyona göre daha sık görülmektedir. P dalga dispersiyonu (PDD), maksimum ve minimum P dalga süreleri arasındaki fark olarak tanımlanmıştır. Uzamış P dalga süresi ve artmış P dalga dispersiyonunun yüksek AF riski ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Kronik ve akut iskemik kalp hastalığı olan hastalarda tedavinin vazgeçilmez unsuru olan beta bloker grubu ilaçlar antiiskemik ve aynı zamanda antiaritmik etkileri sayesinde iskemik kalp hastalığındaki (İKH) olası ritim problemlerini çözmede kullanılan en önemli ajanlardandır. P dalga dispersiyonunu (PDD) kısalttığı bilinen beta blokeri kullanmayan KİKH hastalarında artmış PDD' nin AF' yi öngörmesi, beta blokerlerin KİKH' daki antiiskemik ve antiaritmik etkinliğini teyit etmektedir. Bu amaçla beta bloker tedavisi almayan KİKH' da koroner arter by-pass cerrahisi öncesi mevcut PDD' nin postoperatuvar dönemde AF' yi öngörmedeki rolünü araştırmak istedik. Amaç: Koroner arter by–pass cerrahisi (KABC) önerilmiş beta bloker kullanmayan, bilinen aritmisi olmayan kronik koroner arter hastalarında non-invaziv olarak değerlendirilebilen P maksimum (Pmaks), P minimum (Pmin), PDD gibi elektrokardiyografik parametrelerin koroner arter by-pass cerrahisi sonrası gelişen AF ile olan ilişkisini incelemek ve bu parametrelerin KABC sonrası gelişen AF' yi belirlemede bir öngördürücü olup olamayacağını bu kesitsel çalışmadan yola çıkarak değerlendirmektir.Gereç ve Yöntem: Kardiyoloji polikliniğine başvurarak kronik koroner arter hastalığı olan beta bloker kullanımı ve aritmisi olmayan, koroner angiografi sonrası koroner arter by–pass cerrahisi önerilen, yaşları 35-75 arası olan, KABC sonrası AF gelişen 50 ve gelişmeyen 50 hastadan oluşan bir grup çalışmaya alındı. Hastaların KABC öncesi çekilen EKG' lerine arşivdeki dosyalarından ulaşıldı ve 12 derivasyonun en az 9 tanesinde elektrokardiyografik parametrelerin ölçülebilmesi şartı arandı. Bütün ölçümler elle büyüteç yardımıyla yapıldı. Hastalar cerrahi operasyon sonrası atriyal fibrilasyon (AF) gelişen ve gelişmeyen olmak üzere iki gruba ayrıldı. Mevcut risk faktörleri etkilenen koroner arterleri, hangi koroner arterlerde anlamlı darlığa sebep olan plak olduğu, Hb, Hct, MCV, MHC, MPV, kolesterol değerleri, açlık kan şekeri, HbA1c, ekokardiyografik parametreler (LA, RA, LVDSÇ, LVSSÇ, MY) preoperatif (preop)-peroperatif (perop)-postoperatif (postop) serebrovasküler olay (SVO) öyküsü kaydedildi.Bulgular: Çalışmaya katılan hastaların yaşları 35 ile 75 arasında (ortalama 64.2±7.9), katılımcıların 14' ü (%14) kadın, 86' sı (%86) erkekti. Hastaların 67' sinde (%67) HT, 46' sında (%46) DM, 40' ında (%40) HL tanıları bulunmaktaydı. Beta bloker kullanmayan ve bilinen aritmisi olmayan hastalarda dosyalarından ulaşılan operasyon öncesi EKG' lerinde bakılan Pmin ve Pmax değerlerinin arasındaki farkın operasyon sonrası AF gelişen hastalarda arttığı izlendi. Sonuç: Koroner arter hastalarında koroner arter by-pass cerrahisi operasyonu öncesi EKG' de bakılan P dalga dispersiyonu artıkça koroner arter by-pass cerrahisi operasyonu sonrası erken dönemde atriyal fibrilasyon gelişim riski artmaktadır. | |
dc.description.abstract | Coronary artery disease (CAD) is an independent risk factor for atrial fibrillation (AF) and AF is more frequent in patients with CAD. AF is seen more frequently in patients with acute coronary syndrome as well as in stable CAD. P wave dispersion is defined as the difference between the minimum and maximum p wave durations. Prolonged p wave duration and increased p wave dispersion is associated with increased AF risk. Beta blockers are main drugs in the treatment of acute and chronic ischemic heart disease. They are one of the most important agents, that are used in solving the rhythm problems with their antiarrhytmic properties. P wave dispersion are reduced by beta blocker agents, that do not use in KIHD patients with increasing p wave dispersion (PWD) AF prevision and confirm the antiischemic and antiarrhytmic effectiveness of beta blockers. For the reason ,we wanted to investigate that, post CABG surgery atrial fibrillation development and to evaluate PWD can be used to estimate the development of atrial fibrillation in postoperative patients who are not using beta blockers and recommended to have CABG surgery.AIM: To study the relationship of electrocardiographic parameters such as Pmax, Pmin, PDD, that can be obtained in a noninvasive manner, with post CABG surgery atrial fibrillation development and to evaluate whether these parameters can be used to estimate the development of atrial fibrillation in postoperative patients who are not using beta blockers and recommended to have CABG surgery.METHOD: 100 patients, that are between ages of 35-75, not using beta blockers, with stable coronary artery disease, stable cardiac status, without arythmia and recommended to have a CABG surgery after coronary angiography, are included in the study. The preoperative ECGs of the patients are obtained from patient files and the condition of ability to measure the electrocardiographic parameters in least 9 of the 12 leads is looked for. All the measurements are done manually with a looking glass. The patients are divided into two groups according to postoperative atrial fibrillation development. Present risk factors, involved coronary arteries, haemoglobin, haematocrit, MCV, MCH, MPV, cholesterol, fasting blood glucose, HbA1c levels, echocardiographic parameters (LA, RA, LVEDD, LVESD, MR), preoperative-peroperative-postoperative CVA history and which coronary arteries are involved significantly are recorded. RESULTS: Ages of the patients are between 35-75 (mean 64,2±7,9), 14 are female (14%) and 86 are male (86%). 67 patients (67%) has hypertension,46 (46%) has DM, 40 (40%) has hyperlipidemia. The difference between Pmax and Pmin values that are obtained from preoperative ECGs of the patients are found to be greater in the patients that experienced postoperative atrial fibrillation. CONCLUSION: Increased preoperative P wave dispersion is shown to be associated with increased early postoperative atrial fibrillation development. | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Kardiyoloji | tr_TR |
dc.subject | Cardiology | en_US |
dc.title | Beta bloker tedavisi almayan kronik koroner arter hastalarında koroner arter BY-PASS cerrahisi sonrasında erken dönemde mevcut P dalga dispersiyonunun atriyal fibrilayonu ön görmedeki rolü | |
dc.title.alternative | Role of P wave dispersion using to estimate evaluate of atrial fibrillation in postoperative patients who are not using beta blockers and recommended to have cabg surgery | |
dc.type | doctoralThesis | |
dc.date.updated | 2018-08-06 | |
dc.contributor.department | Kardiyoloji Ana Bilim Dalı | |
dc.subject.ytm | Coronary disease | |
dc.subject.ytm | Coronary artery bypass | |
dc.subject.ytm | Adrenergic beta-antagonists | |
dc.subject.ytm | P wave | |
dc.subject.ytm | Atrial fibrillation | |
dc.subject.ytm | Risk factors | |
dc.subject.ytm | Electrocardiography | |
dc.identifier.yokid | 10029321 | |
dc.publisher.institute | Tıp Fakültesi | |
dc.publisher.university | İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ | |
dc.type.sub | medicineThesis | |
dc.identifier.thesisid | 351287 | |
dc.description.pages | 51 | |
dc.publisher.discipline | Diğer | |