Men celebrating masculinity: Bears: just as regular guys

Abstract

Mevcut çalısma ?Ayılara,? kıllı , iri vücutlu, ve yüz kılı bulunduran (daha çok sakal) , kendikimliklerini yalnızca bedenleri üzerinden değil ancak maskulen olmaktan duyduklarımemnuniyet, rahatlık ve huzur üzerinden tanımlayan erkek esçinseller üzerine odaklanmaktadır.Maskulenliğin Ayıların zihinlerinde çok önemli ve anahtar bir unsur olması nedeniyle bu projeayıların, altlarını her fırsatta çizdikleri maskulenliğin tezahürlerini büyük bir özenle elealmaktadır. Ayrıca maskulenliğin bu insanların kimlik olusumlarında belirleyici bir unsur olmasınedeniyle, maskulenlik analizinin değisik birçok maskulenlikler ve feminenlikler bağlamındaele alınmasına ve cinsiyet ve cinsellikle iliskilendirilmesine özel bir önem verilmektedir.Metodolojik araç olarak psikanalizi ve yapıbozumcu bir strateji olarak Queer teorisini kullanarak?Ayılık? kavramı narsisism, fetisizm, içsellestirilmis homofobi boyutlarında ve AIDS ve escinselmedyayla iliskili olarak sorgulanmıstır. Ayrıca Ayı maskulenliği efemine escinsel erkekleridıslayıcı olarak görüldüğü için, Ayı alt kültürü içindeki efemine karsıtı davranıslar ele alınmıstır.Daha fazlası, çalısma boyunca, toplumsal cinsiyet iliskileri bağlamında ayı hareketinin önünüaçabileceği ya da kapatacağı altüst edici, bozucu potansiyeller ve olabilirlikler üzerindetartısılmıstır. Ayıların asırı-erkeksi stilleri egemen maskulenlikle karsılastırılmıs vekıyaslandırılmıs ve Ayıların yeni altüst edici, bozucu unsurlar yaratmalarına rağmen, Ayımaskulenliğinin aksettiği iktidar iliskilerinin egemen toplumsal cinsiyet varsayımlarını yenidenolusturmakta yardımcı olduğu tartısılmıstır. Son olarak toplumsal cinsiyeti sabit anlamlarla dolutek bir kimlikten öte kültürel ve kisisel olarak değisen bir anlamda ele alarak çalısma Türkiye'denayılara değinmektedir. Türkiye'deki Ayı hareketinin baslangıcı ve gelismesi iki Ayı dergisininincelenmesiyle`kisisel' hale getirilmis ve Türkiye bağlamındaki Ayı kimliği ve Ayı maskulenliğiçalısmanın daha önceki bölümlerde ortaya koyduğu teorik sorular ve saptamalarla bir arayagetirilmistir.

The present study focuses on ?Bears,? who are gay men mostly with hairy, big bodies and facialhair (beards mostly), who define their identities not only through their bodies but through thecontent, the ease, the comfort they feel being masculine. Since masculinity is a very key andsignificant element in Bear peoples? minds the project, concerns manifestations of Bearmasculinity that they highlight so often, with a great care. Moreover, since the notion ofmasculinity is the most determining factor in their identity formation, a specific importance isgiven to the analyses of masculinity by taking into account many different masculinities andfemininities and analyzing it with regard to sex and sexuality. Furthermore, using psychoanalysisas a methodological tool and Queer theory as a deconstructive strategy the notion of ?Bearness?have been investigated in terms of narcissism, fetishism, internalized homophobia and withregard to AIDS and gay media. In addition, since Bear masculinity is regarded as excludingeffeminate gay men, anti-effeminate behaviors among Bear subculture have been investigated.What is more, the subversive potentials and the possibilities that the movement can open up orclose in terms of gender relations have been argued throughout the study. The hyper-masculinestyle of Bears compared and contrasted with the hegemonic masculinity and it has been arguedthat although Bears create new subversive elements, the power relations Bear masculinityreflected help reproducing the hegemonic gendered assumptions. Finally considering gender notas a single identity with fixed meanings but changing both culturally and personally, the studynext focuses on Bears from Turkey. The origins and development of Bear movement in Turkeyhas been explained by making it `personal? by exploring the two Bear magazines and Bearidentity and Bear masculinity in Turkish context conjoint with the theoretical questions andascertainments the work put forward in the previous chapters.