dc.description.abstract | Bodrum Yarımadasında, yakın geçmişte ve günümüzde, inşa edilmiş ve edilmekte olan konutlar da, bazı geleneksel mimari öğelere, işlevlerini yitirmiş olmalarına rağmen, tasarımcı - mimar tarafından, tasarımlarda yer verildiği sıkça görülmektedir. Bu öğelere tasarımlarda yer verilme nedenleri, araştırıldığında ise; söz konusu geleneksel mimari öğelerin, kullanıcı kitleleri tarafından da beğeniyle karşılandıkları gözlenmektedir. Ancak; geleneksel mimari öğelerin, kullanıcı kitleleri tarafından, ''beğeniliyor olma'' olgusunun ve bu olgunun nedenlerinin, henüz bilimsel yöntemler ile tam olarak açıklanabilmiş olmadığı düşünülmektedir.Bu çalışmada; geleneksel mimari öğelerin kullanıcı kitleleri tarafından ''beğeniliyor olma'' olgusu, analiz edilmekte ve bu olgunun nedenleri, henüz mimarlık alanında, yerleşik ve yaygın olarak kullanılmayan, dilbilim, anlambilim ve göstergebilim alanlarına dayalı bilimsel yöntemler ile açıklanmaktadır.Bu amaç kapsamında; bir ardışık eylemler bütünü olan ''görme, algılama, ifade etme ve değerlendirme'' eylemleri, göstergebilim kavramlarına dayalı bir araştırma ile analiz edilmekte ve işlevlerini yitirmiş geleneksel mimari öğelerin, halen beğeniliyor olma olgusunun nedenleri açıklanmaya çalışılmaktadır. Bu eylemler bütünü, bir süreç olarak incelendiğinde bilimsel adımlar ile paralellik göstermektedir; anlambilimin dilbilimle, göstergebilimin anlambilimle ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır. Çalışma, göstergebilimin ana kavramlarından olan, yan anlam kavramına dayalı bir kanı araştırması yapmak ve yorumlamak olarak tanımlanabilir.İlk bölümde görme eyleminin tanımı, tarihçesi ve mimarlıkla olan ilişkisi, ikinci bölümde algı eylemi tanımı, tarihçesi ve mimarlıkla olan ilişkisi, üçüncü bölümde dilbilim tanımı, tarihçesi ve mimarlıkla olan ilişkisi, dördüncü bölümde anlambilim tanımı, tarihçesi ve mimarlıkla olan ilişkisi ve bir sonraki bölümde ise göstergebilim tanımı, tarihçesi ve mimarlıkla olan ilişkisi incelenmektedir. Son bölümde ise, yapılan kanı araştırması; araştırma türünün tanıtılması açısından; amaç ve düzey yönünden tanımlandığında, temel (teorik) araştırma olmayıp, bir uygulama araştırmasıdır. Araştırma; uygulandığı ortam yönünden tanımlandığında, laboratuvar araştırması olmayıp, bir alan araştırmasıdır. Araştırma; bilgilerin sağlanması ve kullanılması yönünden tanımlandığında, deneysel ve arşiv araştırmaları olmayıp, görüşmeye dayalı kanı araştırmasıdır. Araştırma bilimsel araştırma yöntemleri yönünden tanımlandığında, nicel araştırma türü olmayıp, görsel analize dayalı nitel araştırma olduğu, araştırma veri çeşitleri yönünden, tanımlandığında, nicel veri olmayıp, bağımsız değişkene dayalı nitel veri çeşiti olduğu, araştırma veri toplama teknikleri yönünden tanımlandığında, gözlem, doküman, test ve anket olmayıp, yarı yapılandırılmış görüşme tekniği olduğu, araştırma örneklem metodları yönünden tanımlandığında, amaçlı örnekleme dayalı olasılık dışı örneklemeye dayanmaktadır. Ayrıca son bölümde, inceleme alanın seçilme nedenleri, kanı araştırmasının soru kağıdının oluşturulmasına yönelik; mimari öğelerin ve kavramların belirlenmesinde yapılan pilot uygulamalar, kanı araştırmasının uygulanması, uygulamanın tanıtılması, mimari öğelerin listesi ve sonuç grafikleri yer almaktadır.Sonuç olarak, Bodrum Yarımadası' ndaki konutların, beğenilme ve geleneksel mimari öğelerin, tasarımlarda görülme nedenleri, kişilerde uyandırdığı duygu ve düşüncelerden kaynaklanmaktadır. İnsanlar, göstergeleri, duyuları sayesinde algılamakta, yorumlamakta ve anlamlandırmaktadır. Göstergelerin oluşumlarını, birbirleri ile olan ilişkilerini, kurdukları bağlantıları ve anlamlarını inceleyen bilim dalı olan göstergebilimin, mimarlık alanında uygulanabileceği düşünülmektedir. Çalışmada, göstergebilimsel açıdan mimari öğeler, deneklere okutulmaya çalışılmıştır. Göstergebilimsel yaklaşımın, tasarım kararlarının incelenmesi ve çözümlenmesinde (analizinde) yararlı olabileceği söylenebilmektedir. Bunun yanı sıra, mimari tasarım sürecinde birer gösterge olarak kabul edilmeleri mümkün görünen mimari tasarım öğelerine ilişkin, kavramların çoğaltılması, çeşitlenmesi ve kavramsal düzeyin yükseltilmesine fayda sağlayacağı düşünülmektedir. | |
dc.description.abstract | In recent history and even today, it is a frequently encountered phenomenon to observe designers – architects use traditional architectural elements in their designs of buildings in the Bodrum Peninsula. In search of finding an answer for the preference of such architectural elements, it is interesting to see that dwellers also enjoy these designs. However, it should be noted that today, such traditional architectural elements have lost their function and there are no scientific research methods that fully explain this occurrence. Therefore, it is crucial to dig into the reasons of such admiration and throw some light on the phenomenon of these designs ''being appreciated''.In this research, the reasons for the use of such traditional architectural elements and the phenomenon of ''dwellers' appreciation'' are analyzed within the light of linguistics, semantics and semiotics all of which have not yet been traditionally and commonly used methods in the field of architecture.''Seeing, perceiving, expressing and evaluating'' which are all a totality of sequential actions, are analysed within the limits of semiotical research methods so that reasons for the ongoing admiration for the long lost function of traditional architectural elements could tackled. As a process, the totality of these aforementioned actions are in parallel with scientific steps: the semantic aspect of these actions correlate with linguistics while the semiotic aspects correlate with semantics. This research intends to surmise and interpret the findings based on one of the basic concepts of semiotics that is connotation.The first chapter discusses the action of seeing, its description, history and relationship with architecture. The second chapter discusses the action of perceiving, its description, history and relationship with architecture. The third chapter discusses linguistics, its description, history and relationship with architecture. The fourth chapter discusses semantics, its description, history and relationship with architecture. The fifth chapter discusses semiotics, its description, history and relationship with architecture. Finally, the last chapter introduces the research method that was applied: as a summative research, the purpose and its extend is discussed with an emphasis on its property as an applied research rather than a theoretical one. The setting of the research, as a field study, is contrasted with laboratory studies. In the research, data collection and analysis are conducted through interviews; thus, eliminating an empirical aspect which allows archiving. As a scientific research method, contrary to a quantitative research, the study focuses on visual analysis making it a qualitative research. Furthermore, from the standpoint of research data type, based on the independent variable, it can be classified as qualitative rather than quantitative. From the aspect of data collection technique a semi-structured interview technique is used. The research does not base its data collection technique on observation, documentation, testing or survey. Therefore, from the standpoint of sampling methods, it would be fair to note that improbable sampling is used based on purposeful sampling. Furthermore, the last chapter discusses the purpose of choosing the specific field of study. It also presents pilot studies which initially paved the path for picking the right architectural elements and concepts which were used in the questionnaire. A description for the application of the summative research, a list of architectural elements and conclusion charts are also included.In conclusion, the reason for the ongoing use of traditional architectural elements in designs and the admiration for them by its dwellers in the Bodrum Peninsula stem from the emotions and thoughts they inspire in the individuals. People perceive signs by means of emotions which, in turn, lead to interpretation and this sums up the process the psyche uses to make sense out of the signs it is exposed to. It can be surmised that Semiology, a branch of science that examines the formation of the signs, their relations with each other, the connections they have established and their meanings, can be applied in the field of architecture. This research uses subjects who were asked to interpret architectural elements with a semiotical approach. It can be deduced that applying a semiotical approach can be useful in the analysis and decision-making processes of architectural designs. Additionally, it will be beneficial to enrich and diversify the vocabulary for semiotical concepts related to architectural design processes so that a conceptually advanced level can be achieved. | en_US |