Show simple item record

dc.contributor.advisorGökbakan, Aziz Mehmet
dc.contributor.authorTali, Melahat
dc.date.accessioned2021-05-07T12:16:02Z
dc.date.available2021-05-07T12:16:02Z
dc.date.submitted2013
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/619649
dc.description.abstractDeliryum, hastalıkların prognozlarını olumsuz etkileyen, hastanedeki yatış süresinin uzamasına, mortalitenin artmasına ve kalıcı ciddi psikiyatrik sorunlara neden olan nöropsikiyatrik bir sendromdur. Deliryum gelişmesinde rol oynayan risk faktörlerinin belirlenmesi, hastalığın daha iyi tanımlanmasını sağlar.Deliryum etyolojisinde yaş, demans, antikolinerjik ilaç kullanımı, metabolik bozuklukluklar, elektrolit bozukluğu, enfeksiyon, kardiyovasküler hastalıklar, ve beynin primer hastalıkları gibi çeşitli faktörler olarak tespit edilmiştir. Deliryumun ortaya çıkmasını engellemek ve deliryum gelişimindeki risk faktörlerini en aza indirmeye çalışmak tedaviden daha etkilidir. Bu çalışmada, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 2007-2012 yılları arasında psikiyatri kliniğine konsülte edilmesi sonucunda deliryum tanısı konulan hastaların hastane dosyalarını retrospektif olarak inceledik. Deliryumun klinik özelliklerini, etyolojisinde rol oynayan ve deliryuma neden olabilecek risk faktörlerini ve deliryum tiplerinin görülme sıklığını araştırdık. Deliryum tanısı konulan hastaların sıklıkla yoğun bakım ünitesi (%18,9), ortopedi servisi (%18,9) ve kardiyoloji servisinde (%12,2) yatmakta olan hastalar olduklarını saptadık. Hastaların 68 tanesi (%75,5)'i 65 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktaydı. Deliryum hastalarının çoğunluğu (%66,7) erkek hastalardan oluşmaktaydı. Deliryum etyolojisinde, metabolik nedenler arasında anemi ilk sıradaydı. Hastaların %86'sı 2 ya da daha fazla ilaç kullanmaktaydı. İlaç kullanımları açısından kardiyovasküler ilaçların (%86,20) başı çektiği saptandı. Hastaların çoğunluğu (%51,1) karma tip deliryum olarak değerlendirilirken, klinik belirtiler incelendiğinde psikomotor ajitasyon (%90) ve dikkatte bozulma (%88,8) ön plandaydı. Tedavide tek başına en çok tercih edilen ilaç haloperidol (%68,9) iken kombine tedavide en çok haloperidol ve ketiyapin kullanılmaktaydı.Sonuç olarak hastalarda deliryumun ortaya çıkması tümüyle engellenebilir bir durum değildir. Ancak risk faktörü bulunan deliryuma yatkın hastaların yakın takibiyle, hastalığın morbidite ve mortalitesinin azalabileceğini düşünmekteyiz.Anahtar kelimeler: Deliryum, morbidite, mortalite, risk faktörleri, hospitalizasyon
dc.description.abstractDelirium is a neuropsychiatric syndrome frequently observed in general hospitals. Delirium, negatively affect prognosis; it is also known to prolong hospitalization period, to increase mortality and to cause severe persistent psychiatric problems. Identification of risk factors in the etiology of delirium enables a better definition of the disorder. Senility, dementia, anticholinergic medication, electolyte and metabolic imbalance, infections, cardiovascular system disorders and primary cerebral disorders take place in the etiology of delirium. Compared to treat it, it is more effective to prevent delirium and to minimize etiologic risk factors.In this study, we retrospectively inspected files of patients who were diagnosed as delirious after being consulted to the Department of Psychiatry in University of Gaziosmanpaşa School of Medicine between years 2007 and 2012. We assessed clinical presentation of delirium, risk factors taking part in its etiology and risk factor in the development of delirium and the prevalence of the types of delirium. We established that patients with a diagnosis of delirium were most frequently the ones hospitalized in critical care (18,9%), orthopedics (18,9%) and cardiology (12,2%) units. Sixty-eight (75,5%) of the patients were in the 65 years and over age group. Most of delirious patients (66,7%) were male. Anemia was found as the leading metabolic cause. Eighty-six percent of patients were taking at least 2 medications. Drugs used in the treatment of cardiovascular disorders were in the forefront (86,2%) in the development of delirium. Mixt type was the most frequent (51,1%) among patients with delirium. Psychomotor agitation (90%) and change in attention (88,8%) were found as leading clinical signs. Haloperidol was the most preferred (68,9%) drug in monotherapy, while haloperidol and quetiapine combination was popular in polypharmacy.As conclusion, we may suggest that occurence of delirium is not completeley evitable; but one may think that it is possible to lower morbidity and mortality of this disorder thanks to close follow-up of patients who hold risk factors.Key words: Delirium, morbidity, mortality, risk factors, hospitalizationen_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectPsikiyatritr_TR
dc.subjectPsychiatryen_US
dc.titleDeliryum tanılı hastaların klinik ve prognostik özelliklerinin incelenmesi
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
dc.subject.ytmDelirium
dc.identifier.yokid10023519
dc.publisher.instituteTıp Fakültesi
dc.publisher.universityGAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ
dc.type.submedicineThesis
dc.identifier.thesisid379195
dc.description.pages75
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess