dc.description.abstract | Bazı yetiştirme tekniği öğelerinin nohutta verim ve verim unsurlarına etkisini tesbit etmek amacıyla yapılan bu araştırma 1991 ve 1992 yıllarında Tokat, Sivas ve Ankara olmak üzere iklim özellikleri bakımından farklılık gösteren üç ayrı lokasyonda 2 yıl süre ile yürütülmüştür. Araştırmada deneme materyali olarak antraknoza hassas yerel çeşit (populasyon), toleranslı Eser 87 çeşidi ve da yanıklı olan ILC 195/2 çeşit adayı kullanılmıştır. Deneme `Bölünen-Bölünmüş Parseller` deneme deseninde üç tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Ana Parsellere ekim yöntemleri (mibzer, serpme), alt parsellere ekim zamanları (erken, geç) ve alt-alt parsellere de çeşit, gübre kombi nasyonu (ILC 195/2 gübreli-gübresiz, Eser 87 gübreli- gübresiz ve yerel çeşit gübreli-gübresiz) uygulanmıştır. Ekim yöntemine bağlı olarak tohum yatağı hazırlığı da farklılık göstermiştir. Mibzerle ekimde; anız bozma işlemi sonbaharda soklu pullukla yapılmıştır. Ekim zamanı kazayağı + tırmık takımı ile yüzlek bir sürümle tohum yatağı hazır lanarak ekim yapılmıştır. Serpme ekimde; ekim zamanı tarla yüzeyine serpilen tohum ve gübre soklu pullukla kapatılmış tır. Denemelerin ekim tarihleri erken ekim değişkeninde, lokasyonlara göre erken ilkbaharda tarlaya girilebilecek ilk günler, geç ekim değişkeninde ise çiftçinin ekim yap tığı günler dikkate alınarak belirlenmiştir. Parsel boyutları mibzerle ekimde 1.4 m x 10 m = 14 m2, serpme ekimde ise 2.5 m x 10 m = 25 m2 dir. Her iki yöntem de de aynı tohum miktarı (40 tane/m2) kullanılmıştır. Gübreleme değişkeni için dekara 2 kg azot ve 5.5 kg fosfor ekimle birlikte (%18-46'lık DAP) uygulanmış, ayrıca ekimden sonra dekara 2 kg azot, (% 26'lık AN) verilerek, azot 4 kg/da* a tamamlanmıştır. Yabancıot kontrolü, 2 kere elle ot alınarak yapılmıştır. 1991 yılında tüm denemelerde, 1992 yılında ise Sivas'ta yoğun bir şekilde antraknoz epidemisi görülmüştür.116 Denemede incelenen özelliklere ait veriler varyans analizinde değerlendirilmiştir. Söz konusu özelliklere de neme değişkenlerinin etkisi aşağıda özetlenmiştir. Metrekaredeki bitki sayısı Ekim yöntemlerinin birim alandaki bitki sayısına etki si sadece 2 denemede istatistiki olarak önemli bulunmuş ve mibzerle ekim bitki sayısını artırmıştır. Tüm denemelerde geç ekim zamanı bitki sayısı artmış ve bu artış 1992 Tokat denemesi hariç, diğer 5 denemede önemli bulunmuştur. Çeşit ler arasındaki fark, antraknoz hastalığının görülmediği iki denemede birbirine yakın değerler verirken, diğer 4 deneme de önemli bulunmuştur. ILC 195/2 ve Eser 87 çeşitleri 1992 Sivas denemesi hariç, bitki sayısı bakımından aynı grupta ilk sırada yer alırken, bu denemede çeşitler ILC 195/2, Eser 87 ve Yerel çeşit şeklinde sıralanmıştır. Gübrelemenin birim alandaki bitki sayısına önemli bir etkisi olmamıştır. Bitki boyu Ekim yöntemi, bitki boyunu etkilememiştir. Antraknozun görülmediği 2 denemede erken ekimlerde, hastalığın etkili olduğu denemelerin ikisinde geç ekimlerde bitki boyu önemli ölçüde artış göstermiştir. Diğer iki denemede ise bitki bo yu bakımından ekim zamanları arasındaki farklılık önemli olmamıştır. Denemelerin hepsinde, bitki boyu bakımından çe şitler ILC 195/2, Eser 87 ve yerel çeşit sırasını izlemiş lerdir. Gübreleme bitki boyunu 6 denemede de az da olsa uzatmış, ancak bu artış sadece 1992 Tokat denemesinde önem li olmuştur. İlk bakla yüksekliği Ekim yöntemi ilk bakla yüksekliğini etkilememiştir. Ekim zamanı ilk bakla yüksekliğini tüm denemelerde önemli ölçüde etkilemiş, ilk baklalar 1992 Tokat ve Ankara deneme lerinde, erken ekimlerde, diğer dört denemede ise geç ekim lerde daha yukarda oluşmuştur. İlk bakla yüksekliği bakı mından 6 denemede de çeşitler farklılık göstermiştir. 1992 yılında Ankara'da ILC 195/2 ilk sırada, Eser 87 ve yerel çeşit ikinci sırada aynı grupta yer almış, diğer tüm dene melerde çeşitler ILC 195/2, Eser 87 ve yerel çeşit sırasını117 izlemiştir. Bütün denemelerde ilk bakla yüksekliği, gübrelemeyle artış göstermiş, ancak bu üstünlük sadece iki denemede istatistiki olarak önemli bulunmuştur. Ana dal sayısı- Mibzerle ekim, serpme ekime göre bitkideki anadal sayısını 2 denemede önemli düzeyde artırmıştır. Ana dal sayı sı 1992 Tokat ve Ankara'da erken ekimlerde, diğer dört denemede ise geç ekimlerde önemli ölçüde artmıştır. Çeşitlerin ana dal sayısı bakımından gösterdiği farklılık tüm denemelerde önemli bulunmuştur. ILC 195/2 ve Eser 87 çeşitleri genelde benzer durum gösterirken, yerel çeşidin dallanması önemli düzeyde az olmuştur. Gübreleme, 5 denemede ana dal sayısını önemli ölçüde artırmıştır. Yan dal sayısı Mibzerle ekim, sadece bir denemede (Sivas 1991) yan dal sayısını önemli ölçüde artırmıştır. Ekim zamanları ara sındaki farklılık, Sivas 1991 denemesi hariç 5 denemede önemli bulunmuş, yan dal sayısı antraknozun görülmediği 2 denemede erken ekimlerde, diğer üç denemede ise geç ekimlerde önemli düzeyde artış göstermiştir. Çeşitler, yan dal sayısı bakımından tüm denemelerde istatistiki olarak farklılık göstermiştir. 1992 yılı Tokat ve Ankara dışındaki denemelerde Eser 87 çeşidi ilk sırada yer alırken, bunu ILC 195/2 izlemiştir. Bu iki denemede ise ILC 195/2 ve Eser 87 çeşitleri aynı grupta yer almıştır. Genelde, gübreleme ile yandal sayısı artmış, ancak bu artış sadece iki denemede önemli olmuştur. Bakla sayısı Ekim yöntemleri, bitkideki bakla sayısını önemli ölçü de etkilememiştir. Bakla sayısı 1992 Tokat ve Ankara dene melerinde erken ekimlerde, 1991 Sivas denemesinde ise geç ekimlerde önemli ölçüde artmıştır. Diğer denemelerde belirgin bir farklılık olmamıştır, çeşitler, tüm denemelerde bakla sayısı bakımından önemli ölçüde farklılık göstermiş tir. ILC 195/2 ve Eser 87 çeşitleri 1991 Tokat ve Sivas'ta aynı grupta ilk sırada yer alırken, diğer bütün denemelerde çeşitler ILC 195/2, Eser 87 ve yerel çeşit sırasını izle-118 iniştir. Gübrelemeyle bakla sayısında görülen artış sadece bir denemede (1991 Ankara) önemli çıkmıştır. Tane sayısı Mibzer ile ekim, serpme ekime göre azda olsa tane sayısını artırmıştır. Ancak, bu artış sadece bir denemede (1992 Ankara) önemli olmuştur. Ekim zamanı bütün denemeler de tane sayısını önemli ölçüde etkilemiştir. 1992 Sivas denemesinde geç ekimlerde, diğer beş denemede ise erken ekimlerde tane sayısı artmıştır. Çeşitler tane sayısı bakımın dan tüm denemelerde ILC 195/2, Eser 87 ve yerel çeşit sıra sı ile üç ayrı grup oluşturmuştur. Gübreleme tane sayısını genelde artırmış ancak, bu artış sadece üç denemede önemli olmuştur. 100 tane ağırlığı Ekim yöntemleri arasındaki farklılık 100 tane ağırlığı bakımından önemli bulunmamıştır. 1992 Tokat ve Ankara dene melerinde erken ekimlerde, diğer dört denemede ise geç ekimlerde 100 tane ağırlığı önemli ölçüde artmıştır. 100 tane ağırlığı bakımından, çeşitler arasında görülen fark lılık 6 denemede de önemli bulunmuştur. Antraknozun etkili olduğu denemelerde çeşitler Eser 87, ILC 195/2 ve yerel çe şit şeklinde sıralanırken, diğer 2 denemede yerel çeşit gerçek değerine ulaşarak ilk sırada yer almış, bunu Eser 87 ve ILC 195/2 izlemiştir. Gübreleme 100 tane ağırlığını etkilememiştir. Hasat indeksi Ekim yönteminin hasat indeksine etkisi sadece bir de nemede (1991 Tokat) ortaya çıkmış ve mibzerle ekim, hasat indeksini önemli ölçüde artırmıştır. Antraknozun etkili ol madığı 2 denemede hasat indeksi bakımından bir farklılık görülmezken, diğer denemelerde geç ekimlerde hasat indeksi önemli düzeyde artmıştır. 1991 yılında tüm lokasyonlarda çeşitler Eser 87, ILC 195/2 ve yerel çeşit şeklinde farklı grup oluşturmuştur. 1992 yılında Tokat ve Ankara'da Eser 87 ve yerel çeşit, Sivas'ta ise Eser 87 ve ILC 195/2 aynı grupta ilk sırada yer almıştır. Genelde hasat indeksini ar tıran gübrelemenin bu etkisi, 1991 Tokat ve Ankara deneme-119 lerinde önemli bulunmamıştır. Biyolojik verim Biyolojik verim bakımından tüm denemelerde mibzerle ekim serpme ekime üstünlük sağlamış, ancak bu istatistiki olarak önemli bulunmamıştır. Biyolojik verim 1991 Tokat denemesi hariç, diğer beş denemede ekim zamanından önemli ölçüde etkilenmiş, 1992 Sivas denemesinde geç ekimlerde, diğer denemelerde ise erken ekimlerde biyolojik verim art mıştır. Biyolojik verim bakımından çeşitler tüm denemelerde istatistiki olarak önemli bulunmuş, ILC 195/2, Eser 87 ve yerel çeşit sırası ile farklı gruplarda yer almıştır. Ge nelde gübreleme az da olsa biyolojik verimi artırmıştır. Ancak bu artış Tokat'ta her iki deneme yılında, Ankara'da ise ikinci yılda istatistiki olarak önemli bulunmamıştır. Tane Verimi Mibzerle ekim yöntemi tüm denemelerde tane verimini artırmış, ancak bu artış Tokat'ta 1992 yılında, Sivas'ta ise her iki deneme yılında da istatistiki olarak önemli bulunmamıştır. Erken ekimde tane verimi, 3 denemede ista tistiki olarak önemli olmak üzere 5 denemede artmış, bir denemede (Sivas 1992) ise önemli ölçüde azalmıştır. Antrak- noza dayanıklı ILÇ 195/2 çeşidi, denemelerin hepsinde en yüksek verimi sağlamıştır. Toleranslı bir çeşit olan Eser 87, Tokat'taki denemenin her iki yılında da ILC 195/2 çeşi diyle aynı grupta ilk sırada, diğer denemelerde ise ikinci sırada yer almıştır. Antraknoza hassas yerel çeşitten ise tüm denemelerde en düşük verim elde edilmiştir. Her iki de neme yılında ve tüm lokasyonlarda gübreleme ile tane verimi önemli düzeyde artmıştır. Tane irilik dağılımı Ekim yöntemi 7 mm 'den büyük tane oranını etkilememiş tir. 1992 Tokat ve Ankara'da erken ekimlerde, diğer dört denemede ise geç ekimlerde tane iriliği önemli düzeyde art mıştır. Antraknozun etkili olduğu denemelerde çeşitler Eser 87, ILC 195/2 ve yerel çeşit şeklinde sıralanırken, 1992 Tokat ve Ankara denemelerinde yerel çeşit ilk sırayı almış, bunu diğer iki çeşit farklı gruplarda yer alarak izlemiş-120 tir. Gübrelemenin tane irilik dağılımına önemli bir etkisi olmamıştır. Su alma kapasitesi Ekim yöntemi tanenin su alma kapasitesini önemli dü zeyde etkilememiştir. Ekim zamanları arasındaki farklılık, 1992 Ankara denemesi hariç, diğer beş denemede istatistiki olarak önemli bulunmuş, 1992 Tokat denemesinde erken ekim lerde, diğer denemelerde ise geç ekimlerde su alma kapasi tesi artmıştır. Normal koşullarda en fazla su kaldıran çeşit yerel çeşit olurken, bunu Eser 87 izlemiş, ILC 195/2 ise son sırada yer almıştır. Antraknozun yoğun olduğu de nemelerden Tokat 1991 denemesinde Eser 87 ve ILC 195/2 çe şitleri su kaldırma kapasitesi bakımından ilk sırada yer almış, diğerlerinde ise çeşitler Eser 87, ILC 195/2 ve ye rel çeşit sırası ile farklı grup oluşturmuştur. Gübreleme nin su alma kapasitesine önemli bir etkisi olmamıştır. Pişme süresi Pişme süresi, ekim yöntemi ile etkilenmemiştir. 1992 Tokat ve Ankara denemelerinde erken ekimlerde, diğer dört denemede ise geç ekimlerde pişme süresi önemli ölçüde uza mıştır, çeşitler arasındaki farklılık tüm denemelerde önem li bulunmuştur. Yerel çeşidin pişme süresi antraknozun gö rülmediği iki denemede önemli ölçüde uzun olurken, hasta lığın etkili olduğu diğer denemelerde kısalmıştır. Tokat ve Ankara `daki denemelerin her iki yılında da ILC 195/2 ve Eser 87 çeşitleri arasında pişme süresi açısından bir farklılık görülmezken, Sivas'taki denemelerde bu iki çeşit farklı grupta yer almıştır. Gübreleme pişme süresini önemli ölçüde etkilememiştir. Protein oranı Mibzerle ekim, serpme ekime göre sadece bir denemede tanede protein oranını önemli ölçüde artırmıştır. Ekim za manları arasındaki farklılık sadece antraknozun etkili ol duğu denemelerde önemli bulunmuş ve protein oranı geç ekim lerde artmıştır. Protein oranı, çeşitlere göre önemli fark lılıklar göstermiştir. 6 denemenin ikisinde ILC 195/2, iki sinde Eser 87 çeşidinde protein oranı yüksek çıkarken, di-121 ğer iki denemede ise bu iki çeşit aynı grupta yer almıştır. Yerel çeşit, protein oranı bakımından antraknozdan etkilen mediği iki denemeden birinde Eser 87 ile birlikte ikinci sırada, diğerinde ise son sırada yer almıştır. Gübrelemenin protein oranına etkisi sadece 1991 Tokat denemesinde ista- tistiki olarak önemli bulunmuştur. Deneme değişkenlerinin birbirine bağımlı kalmaları sonucu yıllara ve lokasyonlara göre değişmekle birlikte bazı interaksiyonlar ortaya çıkmıştır. Bitkideki bakla sayısı, tane sayısı, biyolojik verim ve tane verimi bakımından tüm denemelerde; bitki boyu ve tane irilik dağılımı açısından 1991 yılında Tokat, Sivas ve Ankara'da, 1992'de ise Sivas ve Ankara'da; araştırmada incelenen diğer özellikler bakımından ise sadece antrakno- zun yoğun olarak etkilediği denemelerde ekim zamanı x çeşit etkileşimi, tane sayısı bakımından sadece bir denemede (Ankara 1991) ekim yöntemi x çeşit etkileşimi, ana dal sa yısı bakımından iki denemede (Sivas 1991, Ankara 1992), ta ne verimi bakımından ise sadece Tokat 1992 denemesinde ekim yöntemi x ekim zamanı etkileşimi ortaya çıkmıştır. | |
dc.description.abstract | Objective of this study was to determine the impact of some agronomic practices on the yield and yield com ponents of chickpea. The study was performed at three climatically distinct locations (Tokat, Sivas, Ankara), during the years 1991 and 1992. Experimental material consisted of one Ascochyta blight sensitive local chickpea population, one tolerant cultivar (Eser 87) and one resistant candidate cultivar (ILC 195/2). `Split-split plot design` with three replications was used to perform the experiment, where main plots were the sowing treatment (drill, broadcasting), sub-plots were the seeding time (early, late) and the sub-sub-plots were the combination of cultivar, fertilizer variables (ILC 195/2 fertilized / non-fertilized, Eser 87 fertilized / non- fertilized and local population fertilized/non-fertilized). Seed bed preparation was different for each seeding method used. Drilled plots, moldboard plough was used at fall in order to incorporate wheat stubble into soil and duck foot + harrow combination was used in early spring prior to seeding. Hand-broadcasted plots, moldboard plough was used immediate after seeds and fertilizer were broad casted on soil surface without any prior soil cultivation. Early seeding was done whenever field conditions was available for seeding in early spring in all location and late seeding was done at local farmers1 seeding time. Plot size was 1.4 m x 10.0 m = 14.0 m2 for drilling and 2.5 m x 10.0 m = 25.0 m2 for broadcasting treatments. Same seeding rate (40 seeds/m2 ) was used in both seeding methods. For fertilization variable, 2.0 kg Nitrogen and 5.5 kg Phosphate per decare was applied at the seeding time using 18-46 % DAP, besides 2.0 kg/da Nitrogen (% 26 AN) was later added to sum up the total Nitrogen 4.0 kg/ da. Hand weeding was applied twice for weed control.123 Extensive Ascochyta blight infestation was observed at all the locations in 1991 and only at Sivas location in 1992. Data regarding the traits observed were assessed by analysis of variance. Effects of treatments on the measured traits are summarized below. Number of plants /m2 Drilling significantly increased number of plants/m2 in only two trials. Late sowing significantly increased the number of plants per unit area in all trials except in Tokat 1992. No significant differences between the var ieties was measured at two trials when Ascochyta blight infestation was not observed. However, differences between the varieties was significant in the four trials when ex tensive Ascochyta blight infestation exist. Except at Sivas in 199^2, ILC 195/2 and Eser 87 varieties have formed the first group in regard with the number of plants, where in the exceptional case varieties formed three groups in the same order. Fertilization had no significant effect on the number of plants per unit area. Plant height Sowing method did not affect this trait. Early seeding significantly increased plant height at two trials where Ascochyta blight was not exist. When Ascochyta blight ex ist, late seeding increased plant height significantly at two trials. Other two trials, none of the seeding time effected plant height significantly. The tallest variety was ILC 195/2 and followed by Eser 87 and local population in order in all trials. Fertilizer application slightly in creased plant height in all trials, but this increase was significant only at Tokat location in 1992. Height of the first pod Seeding method had no effect on the height of the first pod. Seeding time was significantly effective with this regard in all trials. The first pods were formed at the higher parts of the plants in 1992 at Tokat and Ankara locations with early seeding and in rest of the trials with124 late seeding. There were significant differences among var ieties in all trials. ILC 195/2 was in the first, Eser 87 and local varieties were in the second group at Ankara location in 1992. Varieties used were in different groups the order of ILC 195/2, Eser 87 and local population in rest of the experiments. Fertilization had an increasing effect on the height of the first pod, but this effect was found only significant at two trials. »umber of main branches Drilling significantly increased number of main branches compared to broadcasting only in two trials. Num ber of main branches was higher in 1992 at Tokat and Ankara locations with early sowing and in rest of the trials with late sowing. Varietal differences with this regard was significantly different in all of the trials. Generally, varieties ILC 195/2 and Eser 87 had about the same number of main branches, local population always produced signifi cantly lower number of main branches. Fertilization had significant effect on the number of main branches in five trials. Number of secondary branches Drilling significantly increased this trait only once in 1991 at Sivas location. The differences between the seeding time were found significant in all of the trails except in 1991 at Sivas. Number of secondary branches was significantly higher in early seeded plants where there was no disease infestation at two location and late seeded plants produced significantly higher number of secondary branches at three trials that were infested with Ascochyta blight. Significant varietal differences was observed in all trials. Except in 1992 at Tokat and Ankara locations, at four trials Eser 87 formed the first group and followed by ILC 195/2. In those locations mentioned above ILC 195/2 and Eser 87 formed the first same group. In general, fer tilization had an increasing effect on the number of secon dary branches but it was significant only at two trials.125 Number of pods Seeding method had no significant effect on this trait. Number of pods considerably increased in 1992 at Tokat and Ankara locations with early sowing and in 1991 at Sivas with late sowing treatments. In rest of the trials there was no differences. Varietal differences was signifi cant in all trials. Although, ILC 195/2 and Eser 87 varie ties were in the first group in 1991 at Tokat and Sivas, in rest of the experiments, varieties were grouped in the order of ILC 195/2, Eser 87 and local population. Fertili zation had a significant increasing effect on the number of pods only in 1991 at Ankara location. Number of seeds Drilling slightly increased the number of seeds com pared to broadcasting, but this increase was only signifi cant in 1992 at Ankara location. Seeding time significantly effected the number of seeds in all trials. Late seeding in 1992 at Sivas, and early seeding in rest of the five trials significantly increased this trait. Varieties have formed three distinct groups in order of ILC 195/2, Eser 87 and local population. Fertilization generally increased the number of seeds but it was significant only at three experiments. 100 seed weight Significant differences in regard with this trait were not observed between seeding methods. An increase of 100 seed weight were found with early seeding in 1992 at Tokat and Ankara locations, and with late seeding in rest of the four trials. Varietal differences was significant in all trials. Eser 87, ILC 195/2 and local population formed dif ferent groups in the conditions where disease infected plants. However, where there were no disease infestation (in the rest of two trials) local population had the highest 100 seed weight as was expected. Fertilizer appli cation had no effect on 100 seed weight. Harvest index Drilling significantly increased harvest index only126 in 1991 at Tokat location. No significant differences were observed in two trials when there was no disease infection. However, late seeding considerably increased the harvest index values in rest of the four experiments. In 1991 at all the location the varieties formed three distinct groups in order of Eser 87, ILC 195/2 and local population. In 1992 at Tokat and Ankara Eser 87 and local population, at Sivas Eser 87 and ILC 195/2 formed the first group. Gen erally, fertilization increased the harvest index but it was not significant at Tokat and Ankara in 1991. Biological yield Drilling had an increasing effect with this regard but the differences have not been statistically significant. This trait was significantly effected by seeding time in all trials except in 1991 at Tokat location. Biological yield was only increased by late sowing in 1992 at Sivas and with early sowing in rest of the trials. Varietal dif ferences was significant in all trials and ILC 195/2, Eser 87 and local population formed three distinct groups in the same order. Generally, fertilization increased biological yield. However, this increase was not significant at Tokat in both of the years and in Ankara at the second year. Seed yield Drilling increased the seed yield in all trials, but this increase was not significant in 1992 at Tokat and both of the years at Sivas locations. Early seeding had an in creasing effect in five trials and differences was signifi cant in three trials out of five. Only at Sivas in 1992, early seeding significantly decreased seed yield. Ascochyta blight resistant ILC 195/2 produced the highest seed yield in all trials. Eser 87 which is a tolerant variety, was in the same group with ILC 195/2 at Tokat in both of the years and it was in the second group in rest of the trials. The lowest grain yield was obtained from the local population which is susceptible to Ascochyta blight. Fertilization significantly increased seed yield in all trials.127 Distribution of seed size Seeding method had no effect on the rate of seeds that was larger than 7 mm. Seed size considerably increased with early seeding in 1992 at Tokat and Ankara and with late sowing in rest of the experiments. Local population formed the first group followed by the other two varieties in 1992 at Tokat and Ankara, where there was no disease infection. In the case of disease infection exist varieties were grouped in the order of Eser 87, ILC 195/2 and local popu lation. Fertilization had no significant effect on distri bution of seed size. Water holding capacity Seeding method had no significant effect on water holding capacity. There was significant differences between the seeding times in all trials except in 1992 at Ankara location. With early seeding in 1992 at Tokat and with late sowing in rest of the experiments increased water holding capacity significantly. Under normal circumstances, local population had the highest water holding capacity followed by Eser 87 and ILC 195/2. Among the experiments where dis ease infestation was effective, in 1991 at Tokat, Eser 87 and ILC 195/2 formed the first group in regard with this trait and in rest of the experiments Eser 87, ILC 195/2 and local population formed three distinct groups with the same order. Fertilization had no effect on water holding capacity. Cooking time This trait was not affected by seeding methods. Cooking time was significantly longer in 1992 at Tokat and Ankara locations with early seeding time and in rest of the experiments with late seeding. Varietal differences was found significant in all trials. Cooking time of the local population was considerably longer than the other varieties at the trials where there was no disease infection. In the four trials where there was disease infection cooking time was shorter than other varieties. There was no significant differences with this regard at Tokat and Ankara locations128 between ILC 195/2 and Eser 87 varieties, while they were in different groups at Sivas location. Fertilization had no significant effect on cooking time. Protein content Drilling significantly increased seed protein content compare to broadcasting in only one trial. The differences between the seeding times was only significant at the ex periments where disease was exist and seed protein content increased with late sowing. Varietal differences was signi ficant in terms of protein content. The highest protein content was determined from ILC 195/2 in two trials and from Eser 87 in other two trials. They were in the same group at rest two trials. Local population was once at the second group with Eser 87 and at the last group in other experiment when disease was not effective. Fertilization had been found effective only in 1991 at Tokat location. As a result of the fact that the experimental var iables have been dependent upon each other, there have been some interactions depending on years and locations. There was sowing time x variety interaction regarding number of pods, number of seeds, biological yield and seed yield in all trials; and regarding plant height and distri bution of seed size in 1991 at Tokat, Sivas and Ankara lo cations; and regarding other traits only where disease in fection exist. Seeding method x variety interaction was found regarding number of seeds only at Ankara in 1991; regarding number of main branches in 1991 at Sivas and in 1992 at Ankara. Seeding method x seeding time interaction was found regarding seed yield only at Tokat in 1992. | en_US |