Post-cold war US national security policy and the Middle East: A case study of the Gulf War

Abstract

Milli güvenlik konusunun çalışılması dış faktörleri olduğu kadar iç faktörleri de analiz etmesi yönünde araştırmacıya geniş bir hareket alanı sağladığı için dış politikanın anlaşılmasında kapsamlı ve açıklayıcı bir çerçeve sunar. Her iki kaynaktan da gelen datalar objektif bir şekilde analiz edilirse, dış politika çalışmalarındaki önemli bir boşluk doldurulmuş olacaktır. Dış politikanın bu iki kaynağı sentetik ve çok boyutlu bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Dış tehditleri içerdeki temel değerlerle ilişkilendirmek suretiyle milli güvenlik analizi buna olanak tanır. Bu bakış açısıyla Körfez Savaşı üzerinde yoğunlaşarak Soğuk Savaş sonrası Amerikan dış politikasının temel unsurlarını analize tâbi tuttuk. Körfez Savaşı Sovyetlerin çöküşü ve Soğuk Savaşın bitişinden sonraki ilk Amerikan askeri müdahalesiydi. Olayın bu özelliği bize Soğuk Savaş dönemi güvenlik ve dış politika mantığından nelerin tevarüs edildiği ve bunların tek kutuplu Dünya sistemine büyük strateji (grand strategy) sağlamak için Soğuk Savaş sonrası global koşullarında nasıl dönüştürüldüğünü tespit etme imkanı sunmuştur. Teorik bir zemin sağlamak amacıyla güvenlik kavramının tarihsel ve teorik boyutları ortaya konmuştur.

Studying national security provides an overall interpretive framework for understanding foreign policy because it helps researcher to analyze the foreign as well as domestic factors that shape foreign policy. If the data of both sources is objectively studied, an important gap in the study of foreign policy might be fulfilled. A synthetic and multidimensional approach should study the dynamic interaction between the both sources of foreign policy behavior. By relating foreign threats to internal core values, the analysis of national security facilitates such assessment. From that perspective this thesis examines post-Cold War US national security policy by concentrating on the Gulf War. The Gulf War was the first US military intervention after the collapse of Soviet Union and the end of the Cold War. This special feature of the event gives us the opportunity to grasp what was inherited form Cold War logic of security and foreign policy and how they were transformed under the post-Cold War global conditions to provide grand strategy for unipolar World system. In order to provide a theoretical framework historical and theoretical aspects of security concept were investigated.