Pop art ve meta olarak kadın

Abstract

ÖZET Pop Art 1950'lerin sonlarında ortaya çıkan ve daha çok İngiliz ve Amerikan kültüründen kaynaklanan sanat akımıdır. O güne değin sanatın konusu olmamış sıradan nesnelerin betimlenmesinden akıma bu ad verilmiştir. Roy Lichtenstein, Andy Warhol, Claes Oldenburg, Tom Wesselmann, Peter Blake gibi İngiliz sanatçılar yapıtlarında popüler kültürün çağdaş yaşam üzerinde güçlü etkiler yaratan bütün yönleriyle tamdılar. Televizyon, resimli romanlar, sinema dergileri ve her tür reklamdan yararlanarak geliştirdikleri ikanografiyi nesnel bir bakış açısıyla ve özellikle vurgulayarak hiçbir övgü yada yergi katmadan verdiler. İmgeleri reklamcılık tekniklerinden yararlanarak ve aynı malzemeyi kullanarak yaratmaya özen gösterdiler. Pop sanat daha kişisel bir anlatım doğrultusunda gelişen Soyut Dışavurumculuğun hem ABD, hem de Avrupa'daki egemenliğinden sonra daha nesnel ve evrensel olabilecek bir sanat biçimine dönme çabasını simgeliyordu. Ayrıca geçmişin yüksek sanatının yüceliğini ve öbür çağdaş avant gadre akımların savlarım reddederek `karşıt` bir tutum ortaya koyuyordu. Belirli bir toplumsal olguyu yansıttığı ve kolay anlaşılır imgeleri kullandığı için pop sanat hemen kabul edildi, kültürel bir olgu haline geldi. Pop sanatında kadın genellikle çıplak ve nesne gibi zevk almaya yarayan bir şekilde betimlenmiştir. Bu da bugünlerde de olduğu gibi çok iyi iş görür. Kadın, yemek, para o yıllarda çok önemli ve üçü birbiri için yaratılmış gibiydi. Kadının pop sanatında inanılmaz bir ağırlığı vardır fakat bir arabadan daha önemli değil sadece bir zevk unsuru olarak işlenmiştir. Kadın bazen insan olmaktan akıp nesne olarak gösterilmiş hatta mobilya haline getirilmiştir. Pop sanatçılarının çoğu kadım vesnetmiştir çok yada az... En çok bu konuda ses getiren Tom Wesselmann' m dünyaca ünlü `Amerikan Çıplakları` serisidir. Pop sanat tam anlamıyla ciddiye alınmadı. Ama 20. y.y. ortalarında sanayileşmiş batı ülkelerinin yüksek teknolojiye sahip ve kitle iletişim araçlarıyla yönlendirilen insanlarına uygun temsili bir sanat biçimi olarak uluslar arası düzeyde yaygın kabul gördü.

II SUMMARY Pop Art is the artistes current which emergend in the late 1950's stemming mostly from Brirtish American culture. The current was so called because it described ordinary objects that had not been the subject matter of any art until then. American artists like Roy Lichtenstein, Andy Worhol, Claes Oldenburg, Tom Wesselman, James Rosenquist and Robert Indiano and British artists like David Hockney, and Peter Blake described pop cultur as havng strong effects an all aspects of modern life. They presented the icongrophy that they develpod through television, cartoons, film magazines and all sorts of advertising with on ojectivited perspective, without any subjective volues. They tried to create the images using techniques and materials from advertising. Pop Art symbolised the struggle to transform he sovereignty of. Abstract Expressionism that was developing more along the lines of Abstract Expressionism in the U.S.A and Britian, into a more objective and universal mode of art. Also, by displaying on `opposing` position it rejected the superiority of the pasts high art and the promies ıof the other contenparary avant garde treends. By reflecting a specific social accepted; and using easily understandable objects, pop Art was easily accepted, and became a cultural phenomena in itself. Pop Art generally described women as objects of pleas ure. Then method worked as well then as it does now. In those years, women, food and money were all very important and it was as if each was made for the other. Although women had an unbelievable role in pop art. Her role was no more important than that of a car, and was no lenger treated as a human, but rather reflected as on object no different thab furniture. Most of the pop artists more or less, used women in their paintings. Tom Weselmans world famous `American Nudes` series are the most acclaimend ones in this area. Pop art was not taken seriously were purposefully aesigned as worthless, conuentional it recevied internatioal broad acceptance as the art form that represented the people of the mid twentieth century industriolizxed countries who were directed by means the mass media.