Çanakkale Savaşları`nda jandarma

Abstract

ÖZET Gelişmiş devletlerin sömürge edinme arzusu ve bunları gerçekleştirmeye yönelik silahlanma yarışı, 1 Ağustos 1914'te 1'inci Dünya Savaşı'nın patlak vermesine sebep olmuş, Osmanlı Devleti de bu savaşta İttifak Devletleri tarafında yerini alarak 2 Ağustos 1914'te Türk - Alman bağlaşması ile genel seferberlik ilan etmiştir. Seferberlik talimatı gereği, mevcut sabit jandarma birliklerindeki subay ve astsubay ile erbaş ve erlerin üçte ikisi, seferberlikte silah altına alınan yedek personelin üçte biri ile yeni Seyyar Jandarma Birlikleri kurulmuştur. Bu birliklerden Bursa, Çanakkale ve Beyoğlu Seyyar Jandarma Alayları, Osmanlı Kara Ordusu içerisinde yer alarak, Türk ve Dünya Tarihi'nde ender görülen, dünya kamuoyunun Gelibolu Seferi olarak tanımladığı, benzersiz bir savaşı kazanmışlardır. Sonuçları itibariyle Türk Milletinin kaderini ve zamanın akışını değiştiren bu tarihi olay, aynı zamanda son iki yüzyıl içinde Osmanlı Devleti'nin zaferle sonuçlandırdığı en önemli savaştır. Çanakkale'de savaşan Seyyar Jandarma Alayları'na mensup taburlara, bu cephede görev alacak ordu birliklerinin bölgeye intikali, konuş ve teşkilâtlanmaları ile eğitimlerinin aksamaması maksadıyla, başlangıçta kıyıların gözetlenmesi ve korunması görevi verilmiştir. Taburlar aynı zamanda tahkimat yapmış, cepheden gerilere uzanan irtibat hendekleri kazmış ve mevzideki topçu birliklerinin yakın korumasını da üstlenmiştir. Türk Ulusunda vatan - millet kavramı ve bilincinin yaratıldığı, millî mücadelenin tohumlarının atıldığı, ama hepsinden gerçek ve önemlisi tükenen bir devletin yerine yenisini kuracak yeni bir ruhun yaratıldığı Çanakkale'de, savaşın dönüm noktalarında, yerli - yabancı tarihçi, komutan ve devlet adamlarının takdirini kazanan, Bursa ve Gelibolu Seyyar Jandarma Taburları'nın cephedeki başarılarını ise, İngiliz Generali Oglander şöyle anlatmaktadır: `Takviyeli 29'uncu Tümen'in karaya çıkış harekâtını elinde hiçbir topçusu bulunmayan iki jandarma taburunun dört makinalı tüfekle durdurmuş olduğunu henüz İngiltere'de bilen olmadığı gibi daha sonraları da olmayacaktır.`

ABSTRACT Developed countries' desire to obtain a colony and the armament race in order to create this, caused the First World War on August 1,1914 and, the Ottoman State, having situated beside the Central Powers, declared a general mobilization with the Turkish - German pact on August 2, 1914. In accordance with the mobilization directions, the new mobilized Gendarmerie Units were comprised of the two third of the officers, noncommissioned officers and soldiers in permanent Gendarmerie Units, and one third of the reserve military personnel during mobilization. Of these units, the Mobile Gendarmerie Regiments in Bursa, Çanakkale and Beyoğlu won the unprecedented war defined by the global public opinion as 'The Victory of Gallipolis` which was a unique one in land forces and in the Turkish history and in the world. On account of its consequences, this historical event, which altered the fate of Turkish people and the flow of story was at the same time the most significant war acquired with the victory of the Ottomans in the last two centuries. In order not to stop the ongoing training, movement, deployment and organization of the army units in this front, the Battalions related with the Mobile Gendarmerie Regiments fighting in Çanakkale were missioned coastal observation and protection at the beginning. At the same time, Battalions digged in and excavated connection ditches extending behind the front line and also took the responsibility of the close protection of the artillery units in the firing position. Çanakkale (Gallipolis) has been a starting point in which the national struggle was triggered; nation - country concept and consciousness were created within the Turkish people. British General Oglander, who expressed the success of Bursa and Gallipolis Mobile Gendarmerie Battalions during the turning points of the battle, which were appreciated by the native and non-native historians, Commanders and Governors, stated: `The event that the two Turkish Gendarmerie Battalions bravely held and contained the amphibious operations of the reinforced 29th Division only with four machine guns and without any artillery units has not been known in England yet and will not be known in the future.`