dc.description.abstract | 7. ÖZET Çalışmamızda Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nin çeşidi klinikleri ile Yoğun Bakım Ünitelerinde yatan ve hastane infeksiyonu tanısı alan hastaların çeşitli klinik örneklerinden etken olarak saptanan gram negatif bakterilerde genişlemiş spektrumlu bela laktamaz (GSBL) sıklığını araştırmayı amaçladık. Çalışma 1 aralık 1998 - 31 ekim 1999 tarihleri arasındaki 11 aylık süre içinde, yaşlan 6-89 (ortalama yaş 53,03 ± 1,73) arasında değişen 6(Tı erkek (ortalama yaş 53,20 ± 2,27), 40'ı kadın (ortalama yaş 52,77 ±2,71) olan 100 hastanın çeşit H klinik örneklerinden izole edilen yüz gram negatif bakteride yapıldı. Centers for Disease Control (CDC) tarafından önerilen tanımlamalarla hastane infeksiyonu tanısı alan ve klinik örneklerin mikroskopik incelemesi ve aerop kültürleriyle gram negatif bakterilerin etken olduğu saptanan hastalar çalışmaya alındı. Bu amaçla üriner sistem infeksiyonu için idrar, cerrahi alan infeksiyonu için insizyon bölgesinden steril olarak alınan pürülan akıntı örneği veya aspire edilen materyal, pnömoni için entübe veya trakeostomili hastalardan basit-kör endotrakeal aspirasyon örnekleri, menenjit için Beyin omurilik sıvısı (BOS), dolaşım sistemi infeksiyonu için kan ve kateter ucunun aerob kültürleri yapıldı. BOS'da, pürülan akıntı örneğinde, kanda ttreyen ve kateter ucunun scmikanlitatifacrob kültüründe 15 cfu ve üzerinde, endotrakeal aspirasyon örneğinde 106 cfu/ml ve üzerinde, üriner kateterli hastanın idrarında 102 cfu /mi ve üzerinde üreyen gram negatif bakterilerde çift disk sinerji testi (ÇDST) ile GSBL üretimi ve National committee for Clinical Laboratory Standarts (NCCLS) kriterlerine göre disk difuzyon yöntemi ile antibiyotiklere direnç oranlan saptandı. Çalışmamızda hastaneden kazanılmış infeksiyonlarda üriner sistem infeksiyonları %48, cerrahi alan infeksiyonlan %27 ve pnömoniler %17 oranında bulunurken, üretilen bakteriler arasında Escherichia coli %37, Pseudomonas aeruginosa %25 ve Klebsiella pneumonia %ll oranıyla en sık infeksiyon etkeniydiler. Hastaneden kazanılmış infeksyonlarda üretilen bakterilerde ÇDST ile GSBL pozitifliğini %12 olarak bulurken, üriner sistem infeksiyonlannda etken olarak bulunan bakterilerde %16,6, pnömonilerde %11,7 ve cerrahi alan infeksiyonlannda %7,4 GSBL 57infeksiyonlarmda %7,4 GSBL pozitifliği mevcuttu. Yapılan ÇDST ile GSBL pozitifliği K. pneumoniae suşlannda %46,1, enterobacter suşlarında %10, E. coli suşlannda %8,1 ve P. aeruginosa suşlannda %8 olarak bulduk. ÇDST pozitif ve negatif bakterilerin izole edildiği hastalar antibiyotik kullanımı ve yoğun bakım ünitesinde yatma bakımından karşılaştırıldığında istatistiksel yönden aralarındaki fark anlamlıydı (p<0,05). Cerrahi birimlerde yatan hastalardan izole edilen bakterilerde bulunan ÇDST pozitifliğinin oranı dahili birimlerde yatan hastalardan izole edilen bakterilerde bulunan ÇDST pozitiflik oranından daha yüksek olmasına rağmen istatistiksel yönden aralarındaki fark anlamlı değildi (p>0,05). ÇDST pozitif ve negatif bakterilerin izole edildiği hastalar hastanede yatış süresi, operasyon, santral vasküler kateter, üriner kateter ve mekanik ventilasyon varlığı açısından karşılaştırıldığında istatistiksel yönden aralarındaki fark anlamlı değildi (p>0,05). ÇDST'nde kullandığımız antibiyotiklerden aztreonam ve seftriaksonu %75 oranıyla GSBL saptanmasında en yararlı antibiyotikler olarak bulduk. Duyarlılık durumunu incelendiğimizde ise GSBL pozitif bakterilere çalışmaya dahil antibiyotiklerden meropenemin %100, amoxicilin-klavulanik asidin %83,3 ve sefepimin % 66,7 olan duyarlılıkla en etkili antibiyotikler olduğunu bulduk. Sonuç olarak; hastanemizde başta K. pneumoniae suşlan olmak üzere GSBL üreten gram negatif bakterilerin özellikle yoğun bakım ünitesinde problem olduğu, hastane infeksiyonu etkeni olarak saptanan gram negatif bakterilerde GSBL varlığının antibiyotik kullanımında daha fazla olduğu, yine GSBL varlığının yoğun bakım ünitesinden izole edilen bakterilerde diğer kliniklerden izole edilen bakterilere göre daha fazla olduğu ve GSBL üreten bakterilere en etkili antibiyotiğin meropenem olduğu görülmektedir. 58 | |