Vajinal smear incelemesinde skuamöz intraepitelyal lezyon saptanan olguların klinik kolposkopik ve histolojik bulgularının ilişkisinin incelenmesi

Abstract

Patolojik servikal smear sonuçlarının kolposkopi ile değerlendirilmesi ve histopatolojik sonuçlarının karşılaştırılması işlemi yapılmıştır. Çalışmanın amacı anormal Pap smear test sonucu olan hastaları (AGUS,LSIL,HSIL,CIN) kolposkopi eşliğinde değerlendirilerek gerektiğinde biopsi alınması ve sonuçlarını sitoloji bulguları ile karşılaştırmaktır. Çalışmaya 2009-2010 yılları arasında Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı jinekoloji polikliniğinde muayene olan ve anormal Pap smear sonucu olan 40 hasta dahil edilmiştir. Hastaların tümüne kolposkopi eşliğinde biopsi yapılmıştır. Standart parametreler olarak yaş, gravida, parite, partner sayısı, koitus yaşı ve menopoz şeklinde değerlendirilirken, sigara, patolojik kolposkopi bulguları ve kontraseptif yöntemler değişken parametreler olarak değerlendirilmiştir. Hastaların % 10'luk kısmının menopozda olduğu saptandı. İlk evlilik ve ilk cinsellik yaşları aynı olarak saptanmış olup 20'li yaşların ilk yılları olarak bulunmuştur. Ortalama 20 yıllık evlilik süresi saptanmıştır. Kontraseptif yöntemler içinde en sık rahim içi araç kullanımı olduğu görülmüştür. Hastalar kliniğe en sık vajinal akıntı ve kasık ağrısı şikayeti ile başvurmuşlardır. Hastaların % 70'lik kısmında bu şikayetlerden bir veya ikisi mevcuttur. Hastaların % 7'lik kısmı kontrol amaçlı başvurmuştur. Hastaların 26 tanesinde(%63) muayenede patolojik bulgu saptanmışken, 33 hastada (%80) ultrasonografi bulguları normal olarak bulunmuştur. Smear sonuçları içinde en sık % 56,1 ile LGSIL saptanmışken, sadece 1 hasta( %2,4) AGUS olarak değerlendirilmiştir. Kolposkopik incelemede ise hastaların % 70'inde anormal kolposkopi bulgusu saptanmıştır. Anormal kolposkopi bulguları içinde en sık (%70) asetowhite epitel bulunmuş olup, ikinci olarak ise % 45 hastada punktuasyon izlenmiştir. Hastalara yapılan biopsi sonucunda 15(%36)hasta kronik servisit ve 12(%30)hasta ise LSIL raporlanmıştır. Hiçbir hastanın biopsi sonucu HSIL ve İnvaziv kanser olarak saptanmamıştır. Hastaların yaklaşık % 50'lik kısmına lokal tedavi ve takip planlanmıştır. Ayrıca % 25'lik kısmına LEEP yapılmıştır. Menoraji ve myom gibi ek şikayetleri olan 5 hastaya (%12)histerektomi yapılmıştır. Sonuç olarak değişken parametrelerin servikal neoplazi etyolojisinde ne kadar önemli olduğu ve aynı zamanda serviks kanseri tanısının daha erken ve daha güvenilir şekilde saptanabilmesi için tanı yöntemlerinin tek tek yerine kombine olarak uygulanması gerekliliği ortaya konmuştur.

Colposcopic assessment of pathologic cervical smear results from cytological evaluation and comparison of histopathology results.Aim of present study is to assess patients with abnormal PAP smear (AGUS, LSIL, HSIL, CIN); thereby, to obtain biopsy with colposcopy guidance and to compare cytological results. forty patients who have been examined in Obstetrics & Gynecology Department of Cumhuriyet University between 2009 and 2010 with abnormal PAP smear results were enrolled in the study. Colposcopy-guided biopsy was done in all patients. Age, gravida, parity, number of partners, age at first coitus, and menopause status have been considered as standard parameters, whereas smoking, pathological colposcopy findings and contraception method used as variable parameters. It was found that %10 of patients were in menopause. It was found that first marriage and coitus age were similar and both were at beginning of second decade. The average duration of marriage was 20 years. Most common contraception method was intrauterine device. Most frequent presentations were vajinal discharge and pelvic pain. Seventy % of patients have one or two of these complaints. Seven % of patients referred to clinic for follow-up visit. No pathological finding was found in 26 (63%) patients during examination and sonography was normal in 33 (80%) patients. Among smear results, most frequent lesion was LGSIL which was detected in 56.1% of patients while AGUS was seen only in one patient (2.4%). In colposcopic examination, 70% of patients had abnormal findings. Among these findings, acetowhite epithelium was the most common finding (70%), whereas the second most frequent finding was punctuation which was seen in 45% of patients. In the biopsies, 15 (36%) patients were identified as chronic cervicitis and 12 (30%) patients as LSIL. No HSIL or invaziv cancers were detected. Local treatment and follow-up have been planned in approximately 50% of patients. LEEP was performed in 25%. 5 (12%) patients with additional findings such as menorrhagia and myoma uteri underwent to hysterectomy. In conclusion, it was revealed that variable parameters have an important role in cervical neoplasm. It was also shown that using combination of diagnostic methods instead of distinct usage is essential to detect cervical cancer in a safe and reliable manner.