dc.description.abstract | 171 ÖZET VE GENEL SONUÇ Ekonomik gelişme sürecinde Türk ekonomisinde görülen tarımsal nitelik zaman süresi boyunca önceliğini ve yerini gittikçe yitirmesine karşın yinede önemlidir. Böyle bir ekonomik yapıda dengesiz' kalkınma teorilerinin ürünü olan tarım-sanayi önceliği sorununun çözümünde han gi kriterden hareket edilirse edilsin tarımsal etkinlik ler ekonomik gelişmede gözardı edilemeyecek bir etkendir. Temel ekonomik uğraşlardan biri olan tarımsal etkinlikler kurumlarıyla, toplumsal yaşayış biçimiyle, üretimiyle, kültürüyle kendine özgü bir yapı oluşturdu ğundan bu yapıyı derinlemesine irdelemek; ülkenin ekono mik gelişmesinde alınacak kararlarda yol gösterici olması yönünden önemlidir. Ayrıca tarımsal etkinliklerin kendine özgü yapısının yanında ülke ekonomisindeki yeri ve önemi alınacak kararlarda ve uygulanacak politikalarda büyük önem taşır. Bu düşünceden hareketle yapılan araştırmalar sonucunda Türk tarımının yapısal ve kurumsal özellikleri ve ülke ekonomisi yönünden taşıdığı önem -birinci bölümde irdelenen göstergelerin ışığında- aşağıda özetlenmiştir. Türk tarımının doğal, sosyal ekonomik ve kurum sal özellikleri : -üretimin nitelik ve niceliğindeki belirsizlik ler, tarımsal üretimin belirli bir süreye gereksinim duy ması, üretimin kesikli olması ve akım niteliğini taşıma ması, maliyetlerin kesinlik taşımaması, azalan verimler yasasının daha erken işlemesi, tarımsal işletmelerde uz manlaşma, işbölümü ve makinalaşma olanaklarının sınırlı lığı, sermaye birikimi olanaklarının doğal ve kurumsal yapıyla ilgili olarak sınırlılığı gibi tarımsal üretimin evrensel olan tüm nitelikleri Türk tarımı içinde geçerli dir. -Türkiye'de tarımsal etkinliklerin sürdürüldüğü172 ekonomik birimler olan tarım işletmeleri yalnız üretimin gerçekleştirildiği ekonomik birimler olmayıp, üreticinin ailesiyle birlikte içinde yaşadığı, herşeyiyle bağlı oldu ğu bir yaşam ortamıdır. Bu yönüyle tarım işletmeleri yal nız ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal, kültürel ve psikolojik bir olgudur. -Tarımsal üretimin gerçekleştirildiği işletmeler de işletmenin emekçisi, girişimcisi, toprak ve sermaye sa hibi genelde aynı kişidir. -Türkiye'deki tarım işletmeleri tarımsal yapıyı biçimlendiren ekonomik ve sosyal faktörler gereği ekonomik işletme büyüklüğünde değildirler. Bunun sonucunda üretici gelirleri düşük, üretim tekniği ilkel, pazarlama olanakla rı ve pazar için üretim oranı düşük bir tarımsal yapı oluş maktadır. -Tarımsal üretimin yapıldığı toprak parçalarının çok küçük olması ve çok parçalı işletme yapısı üretim a- lanlarının dağınıklığına ve ekonomik üretime engel olarak maliyetlerin yükselmesine neden olmaktadır. -Türk tarımının üretim yapısı irdelendiğinde di ğer gelişmekte olan ülkelerdede olduğu gibi bitkisel üre tim değerinin hayvansal ve diğer üretim değerlerinden çok büyük olduğunu yansıtan bir durumla karşılaşılır. Ana çizgileriyle bu noktalarda toplanan Türk ta rımının genel özellikleri yanında ülke ekonomisinde tarı mın yeri ve taşıdığı önem belli başlı göstergelerin ışı ğında, dinamik ve statik değerlendirmeler sonucunda şöyle özetlenebilir. -Tarımın Türk ekonomisindeki yerinin saptanmasın da başvurulacak ilk göstergeler nüfus ve işgücü görünümünü yansıtan göstergelerdir. Günümüzde toplam toplam nüfus i- çinde tarımsal nüfus, toplam aktif nüfus içinde tarımda çalışanların oransal paylarının % 50'lerde seyretmesi ta-173 rımm nüfus ve işgücü açısından önemini göstermektedir. -Ulusal gelirin oluşumundaki payı son 35 yılda % 50'lerden % 20'lere düşen tarımsal etkinliklerin Türk ekonomisi için taşıdığı önemin derecesini saptamak geliş miş ekonomilerin ulusal gelirlerindeki tarımsal payla kar şılaştırmayı gerektirir. Bu amaçla adı geçen ülkelerin ulusal gelirlerindeki tarımsal paya bakıldığında oraüsal değerin % 5-6 dolaylarında olduğu görülür, Türk ekonomi sinde % 20 dolaylarında seyreden bu oransal büyüklük ta rımsal etkinliklerin ekonomide önemli yeri olduğunu kanıt lamaktadır. -Tarımsal etkinliklerin Türk ekonomisindeki ye rini saptamak için başvurulacak bir başka gösterge dışsa tım göstergeleridir. Son 25 yılda % 80'lerden, % 20'lere düşerek dışsatımdaki yerini önemli ölçüde yitiren tarımsal ürünlerin -tarıma dayalı sanayi ürünlerinin payıda katıl dığında- yinede dışsatımda önemli bir oransal paya sahip olduğunu söyleyebiliriz. -ülke ekonomisinde tarımın önemini açıklayan bir başka gösterge tarımın, sanayi kollarına verdiği hammadde tutarlarının büyüklüğü ve tarıma dayalı sanayi ürünlerinin dışsatımdaki payıdır. Konuya bu açıdan bakıldığında ilgili çizelgelerdende izlenebileceği gibi 1972 »de dışsatımda % 11 olan tarıma dayalı sanayi ürünlerinin payının 1985 yılında oransal büyüklüğünü hemen hemen koruyarak -tarım ürünlerinin % 22' ye inmesine karşın- % 8 olması bu tür sa nayilerin ekonomideki yerinin korunması ve desteklenmele rinde tarımsal etkinliklerin öneminin büyük olduğunu göste rir. -Yukardaki göstergelerle birlikte iç ticaretin oluşumunda ve ulaştırma kolundaki 1/3' lük tarımsal pay, tarım kesiminden diğer kesimlere yapılan işgücü ve sermaye aktarımı olayları, diğer kesimlerle dlan ilişkilerde pazar olma niteliği tarımın türk ekonomisindeki önemini kanıtla-17if yan diğer göstergelerdir. Sonuç olarak; ekonomik gelişme süreci içersinde Türk ekonomisinde görülen yapxsal dönüşüm nedeniyle günü müzde tarım ekonomideki eski yerini ve önceliğini yitir mesine karşın yinede önemlidir. Çünkü ulusal gelirin ve dışsatımın % 20'lerini, toplam nüfusun ve aktif nüfusun % 50'lerini oluşturmakla ye diğer kesimlere yadsmamaya- cak ölçülerde yaptığı kaynak aktarımı ve katkılarla, sana yi, ulaşım, ticaret kesimlerine pazar olma durumuyla ta rımsal etkinliklerin Türk ekonomisindeki yeri bugün bile önemli boyutlardadır. Yukarda genel özellikleri ve ekonomideki önemi özetlenen tarımsal etkinliklerden amaç; üreticinin kendisi ve ailesi için iyi bir yaşam standardına ulaşacak kadar gelir sağlanmasıdır. Bu amacı gerçekleştirmek üretim fak törlerinin uygun bir kombinasyonuna bağlıdır. Türkiye ko şullarında üretim faktörlerinden emek, diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi tarımsal üretimi yürütmeye ye terli olup, toprak kaynağının sınırlılığı üretim teknik lerinin geliştirilmesine ve entansif tarım yöntemlerine bağlı olarak önlenebilir. Tarımsal etkinliklerde genelde yetersiz olan üretim faktörü sermayedir. Ayrıca yetersiz olan bu faktörün etkin kullanımını önleyen ve ekonomik, sosyal ve kültürel yapı gereği oluşan darboğazlar tarımsal etkinlikler için önemli sorunlar oluşturur. Sermaye sağ lamada ve sağlanan sermayenin etkin kullanımında ortaya çıkan yada başka bir anlatımla tarım kesiminin finansal açıdan karşılaştığı sorunlar tarımsal gelişme için ve eko nomik gelişmişlik düzeyinin yükseltilmesi için çözümlen mesi gerekli olaylardır. Türk tarımının yapısından oluşan ve finansal a- çıdan olumsuzluklar yaratan bu sorunlar üretim faktörleri nin yapısından oluşan ve tarımdaki kurumsal yapılaşmanın oluşturduğu sorunlar olmak üzere iki bölümde incelenebilir,175 Tarım kesiminde üretime katılan emek ve girişim cilik faktörlerinin nitelikleri gereği finansal açıdan oluşturdukları sorunlar ve etkileri; -çalışan kişilerin kendisi dışında bakmakla yü kümlü olduğu kişi sayısını anlatan `bağımlılık oranının yükselmesi sonucu sermaye birikimi olanaklarının azalması, -üreticilerin eğitim düzeylerinin düşüklüğünün doğurduğu teknolojik yeniliklerin anında anında uygulana- maması sorunu, dolayısıylada tarımsal etkinliklerde ilkel liğin ve gelenekselliğin sürmesi ve bu durumunda sınırlı fonların prodüktif alanlara kaydırılamamasma ve kaynak kaybına neden olması, -Türk tarımında varlığı kanıtlanan gizli ve mev- simlik işsizlik sorunlarının sağlanan gelirlerin daha çok kişi tarafından ve çalışılmayan zamanl ardada tüketilmesine yol açması birikimlerin azalmasına yada tümüyle yok olma sına neden olarak genelde sınırlı olan yatırılabilir fon ların danada küçülmesine yol açması diye sıralanabilir. Toprak faktörünün yapısından oluşan sorunlar ve etkileri; -bir yanda gelirlerinin büyük şehirlerin eğience merkezlerinde ve lüks tüketimde kullanıldığı bir yada bir kaç köyü içine alan büyük toprak sahiplerinin elindeki tarım işletmelerini, diğer yanda ekonomik büyüklüğe bile erişemeyen ve büyük çoğunluğu oluşturan küçük tarım işlet melerini barındıran bir yapının sonucu oluşan sermaye bi rikimi olanaklarının yetersizliği, -nüfus artış hızının yüksekliği, Türk Medeni Yasasındaki miras hükümlerinin uygunluğu, spekülatif top rak alımları ve uygulanan yanlış politikalar sonucu olu şan tarım alanlarının çok parçalı durumunun ve parçaların küçüklüğünün maliyetleri yükselterek sermaye gereksinimi nin artmasına ve sermayenin etkin kullanılamamasına ne den olması,176 -tarımsal üretime uygun toprakların sınırlarının aşılarak, tarımsal üretime uygun olmayan alanların üre time katılması yoluyla verim düşüklüğüne ve daha çok gir di kullanılarak sermaye gereksinimlerinin artmasına neden olunması ve ayrıca tarım alanlarının mer'alar zararına genişlemesi sonucu hayvancılık alt kesiminin gerilemesi ne ve bitki-hayvan üretim dengesinin olumsuz etkilenmesi ne neden olunması diye özetlenebilir. Sermaye faktörünün yapısından oluşan sorunlar ve etkileri ise şöyle özetlenebilir. Tarımdaki sermayenin kompozisyonunun uygun olmaması yada başka bir anlatımla sermaye unsurunu oluşturan toprak ve işletme sermayeleri nin işletmenin ran tabi çalışmasına olanak vermeyecek bi çimdeki payları {-toprak sermayesinin çok büyük olması ve prodüktif aktifler denilen araç-gereç ve paradan oluşan işletme sermayesinin yetersizliği) işletmelerin sermaye sağlamak için dış kaynaklara başvurmasını gerektirir. Sermayenin sağlanması ve etkin kullanımında so run oluşturan etkenler yalnız üretim faktörlerinin yapı sından doğmayıp, ayrıca. tarımdaki sorunların çözümüne yö nelik olarak üreticiye hizmet götürmeyi amaçlayan kurum ların yapılarından ve özelliklerindende ortaya çıkmaktadır. Kurumların kaynak yetersizlikleri, uyguladıkları politika lardaki eksiklik-aksaklık ve yanlışlıklar, kurumlararası iletişim yetersizlikleri tarım üreticisine götürülen hiz metlerin etkinliğini yitirmesine ve kaynak kaybına neden olmaktadır. Tarım üreticileri üretimde bulunabilmek için gereksindikleri fonları ya gelirlerinin tüketilmeyen bö lümlerinin -tasarruflarının- biriktirilmesi yoluyla, yada işletme dışı kaynaklardan sağlarlar. Başka bir anlatımla tarımda sermaye faktörü sermaye birikimi yoluyla ve ^-sermaye birikiminin yetersizliğinde- işletme dışı kaynaklara baş-177 vurulmasıyla sağlanmaktadır. İşletme dışı kaynaklar ülke içindeki ve ülke dışındaki kaynaklardan oluşur. Gereksinilen sermaye faktörünün sermaye. biriki mi yoluyla sağlanması; -tarımın sanayi kesimindeki gibi anonomleşmemiş kurumsal yapısı başka bir anlatımla aileye dayanan kurum sal yapı, -büyük çoğunluğu (#95* i) oluşturan küçük aile işletmelerindeki üretici gelirlerinin çok zaman zorunlu tüketim giderlerini bile güçlükle karşılayabilmesi ve ser maye birikimi için uzun yılların geçmesinin gerekliliği, -çok küçük bir azınlığın (yaklaşık #5) sermaye birikimi olanağı bulunmasına karşın bu fonların üretken yatırımlara yönelmediği ve ülke içinde ve dışında lüks tü- kifcamlfeatoaamamaiamda kullanılarak kaynak yitiklerine yol açılması gibi olumsuzluklardan dolayı olanaksızdır denile bilir. Tarım üreticileri gereksindikleri sermayeleri iç kaynaklarından karşılayamadıklarında dış kaynaklara başvururlar. Sermaye eksikliklerini tamamlamak için dışar dan sağlanan bu kaynaklara kredi adı verilir. Türkiye'de tarımsal kredi kaynakları kurumlaşmış ve kurumlaşmamış. kredi kaynakları olmak üzere iki gruba ayrılabilir. Türkiye'de kurumlaşmış kredi kaynaklarının ba şında T.C. Ziraat Bankası gelir. Geçmişi 1863 yılma kadar uzanan ve tarım üreticilerini kredileyen en büyük kuruluş olan bu banka günümüze değin birçok yasal değişikliğe uğ ramış ve bankaya günün koşullarına uygun bir çalışma yapısı kazandırılmaya çalışılmıştır. Kurumlaşmış kredi kaynakları içinde özel yasayla kurulmuş bulunan T.C.Z.B. dışında bazı ticaret bankalarıda vardır. Ancak bu bankaların tarımda riskin büyüklüğü, yatırılan sermayenin devir katsayısının düşüklüğü, üreticilerin ödeme güçlerinin saptanmasmdaki güçlükler, kredi denetiminin tarım kesimindeki güçlüğü ve178 bu bankaların yüksek kâr ve güvenceyi ön planda tutmaları gibi nedenlerle tarıma açtıkları krediler çok düşük tutar larda (% 1)' kalmaktadır. Tarım kasimine kredi veren tica ret bankaları; Egebank, T. Tütüncüler Bankası, Milii Aydın Bankası, Şekerbank ve T. Bağcılar Bankasıdır. Bu bankalar belirli ürünlere yönelik kredi açmakta olup, Şekerbank dı şındakiler yerel banka niteliğini taşırlar. Kurumlaşmış kredi kaynakları içinde yer alan T.C. Merkez Bankasının işlevleri daha çok kredi kurumlarını finanse etmek biçi minde olup, tarımsal kredi konusundaki etkinlikleri dolay lıdır. Ülkemizde tarım üreticilerinin f inansal sorunlarına çözüm getirmeyi amaçlayan kurumlaşmış kredi kaynaklarından bir bölümünüde tarımsal kooperatifler oluşturur. Bu koope ratiflerden en önemlileri; Tarım* Kredi Kooperatifleri, Ta rım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri, Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ve Çay kooperatifleridir. P.E.Î.&. ve Çay Kooperatifleri belirli ürünleri (pancar ve çay) ü- reten üreticilere hizmet vermektedirler. Kredileme etkin liklerinde T.K.K. ve T.S.K. ve Birliklerinin çalışma alan ları diğer iki kooperatife göre çok geniştir. Bu koopera tiflerin üreticilere aktardıkları kredilerin kaynaklarını T.C.Z.B. 'ndan sağlanan parasal olanaklar oluşturmaktadır. T.K.K. genelde tarımsal üretimi kredilemektö olup, T.S.K. ve Birlikleri kredileri ise ortak ürünlerini işlemek, de ğerlendirmek, pazarlamak amacına yöneliktir. Kurumlaşmış kredi^kaynaklarının yanında tarım kesimini kredileyen kaynaklardan diğer bölümünü yukarda değinildiği gibi kurumlaşmamış kredi kaynakları oluşturur. En eski ve ilkel uygulama biçimi olmakla birlikte ülkemiz de bu tür kredi kaynaklarından sağlanan krediler borçlan- malardaki kolaylık, kredinin istenildiği zaman sağlanması, geri ödeme dışında bir yükümlülük getirmemesi gibi neden lerle toplam tarımsal kredi içinde kurumlaşmış kredi kay naklarından daha büyük paylara sahiptirler. Akrabalardan, köyden başka birinden, toprak ağalarından, tüccar ve es naflardan, faizci ve tefecilerden sağlanan bu tür kredile-179 rin yüksek faiz içermesi, genelde kxsa vadeli olması, sosyal, ekonomik ve politik bağımlılığa yol açması, ara cı ve tefeci sınıfının hızla gelişmesine neden olması gi bi sakıncaları vardır. Tarım üreticilerinin sermaye gereksinimlerini karşılamak için -sermaye birikimi ve ülke içinden sağlanan tarımsal krediler dışında- başvurulan diğer bir kaynak uluslararası kuruluşlardan ve dış ülkelerden sağlanan fon lardır. Uluslararası kaynaklardan sağlanan krediler kal kınma kredileri biçiminde olup, hükümet lerden-hükümetlere ve uluslararası ekonomik kuruluşlardan sağlanan krediler olmak üzere iki bölüme ayrılır. Hükümetlerden- hükümetlere sağlanan kalkınma kredilerinin amacı genelde ekonomik. olmayıp politiktir. Bu tür krediler; veren ülkenin malla rının satım alınması koşulunuda taşıyabildiğinden kredi alan ülke yönünden maliyet ve teknoloji açısından sakın calar yaratabilir. Hükümetlerden-hÜkümetlere kalkınma kredileri veren ülkelerin başında gelen ABD fnin dış yar dım programını Uluslararası Kalkınma Ajansı (AID) yürüt mekte olup, Türk tarım üreticileri bu kaynaktan sağlanan kredilerden T.C.Z.B. aracılığıyla yararlandırılmaktadır. Kamu kanalıyla kalkınma kredileri biçimindeki sermaye transferlerinin ikinci uygulama biçimi yukarda değinildi ği gibi uluslararası ekonomik kuruluşlardan sağlanan kal kınma kredileridir. Bu tür kredi veren kuruluşların başın da Dünya Bankası olarak tanınan Uluslararası îmar ve Kal kınma Bankası (IBRD) ve bu kuruluşa bağlı olarak oluştu rulan Uluslararası Kalkınma, Birliği (IDA) ve Uluslararası Finansman Kurumu (IFC) gelmektedir. Bu kuruluşlardan sağ lanan kredilerde T.C.Z.B. aracılığıyla Türk tarım üretici lerine aktarılmaktadır. Hükümetlerden-hÜkümetlere yada uluslararası kuruluşlardan sağlanan kalkınma kredileri biçimindeki krediler hakkında d erli toplu bilgiler bu konuda hiçbir yetkili kişinin!; yada kuruluşun Türkiye han gi kuruluştan ne kadar kredi almıştır ? yıllar yönünden180 gelişimi neder ?; hangi sektörlere nekadar ve neden akta rılmıştır ? gibi konularda bir döküm yapma gereğini duy maması yüzünden tüm açıklığıyla ortaya konulamamıştır. Bu nedenle adı geçen krediler T.C.Z.B. aracılığıyla tarım üreticilerine aktarımdığmdan T.C.Z.B. kredileri içersinde incelenmektedir. Türkiye'de tarımsal kredi uygulamasının çerçe vesini yukarda değinildiği gibi T.C.Z.B., bazı ticaret bankaları ve tarımsal kooperatifler oluşturmaktadır. Ancak tarımsal kredi deyince akla. T.C.Z.B. gelmektedir. Bu banka toplam tarımsal kredilerin yaklaşık % 96-97 'lerini sağ lamaktadır. T.C. Mgrkez Bankasının tarımsal kredi uygula masındaki rolünün dolaylı olması, tarımsal kooperatiflerin T.C.Z.B. tarafından finanse edilmesi, bazı ticaret banka larının ise tarıma açtığı kredilerin çok küçük ( % 1-2 do laylarında) tutarlarda kalması nedeniyle Türkiye'de tarım sal kredilerle ilgili tüm etkinlikler bu konuda ilktive en büyük kuruluş olan T.C.Z.B. 'nda toplanmıştır. Bu nedenle bankanın kredileme sistemi irdelendiğinde çok küçük ayrı calıklar dışında tarımsal kredilerin nitelik ve nicelik leri hakkında tüm bilgiler edinilir. T.C.Z.B. !nın tarım kesimine açtığı kredileri k bölümde inceleyebiliriz. Bunlar; -doğrudan üreticilere açılan krediler, -T.K.K.'ne açılan krediler, -T.S.K. ve Birliklerine açılan krediler, -Zirai Donatım Kurumu kredileridir. Doğrudan. üreticilere açılan krediler son 10 yıl içinde önemli gelişmeler göstermiş olup, T.C.Z.B. tarafın dan açılan toplam tarımsal krediler içinde % lif 'ten, % kO1 lara yükselmiştir. Bu krediler normal tarımsal krediler, konrollu tarımsal krediler ve özel fonlardan açılan tarım sal krediler olmak üzere 3'© ayrılır. Normal tarımsal k- redilerde kendi içinde; çevirme, sürüm-satış, donatma, ve- rimlendirme ve iyileştirme, arazi edindirme ve tesis, ta-181 rım sanatları, su ürünleri, yurda kesin dönüş yapan işçi lere açılan krediler olmak üzere 8 isim altında açılmak tadır. Kontrollü tarımsal krediler; kredi ile birlikte teknik `bilgi ve denetimide üreticiye* götüren bir kredi sistemi olup, klasik kredi sisteminin yetersizliklerini gidermek amacından doğmuştur, özel fonlardan açılan kre diler; dış ülkelerden ve uluslararası kuruluşlardan sağ lanan kaynaklardan ve ülke içinde belirlenen amaçlara yö nelik olarak oluşturulan fonlardan açılan kredilerdir. Bu kredilerde 10 alt grupta toplanmaktadır. T.K.K.'ne açılan krediler bu kooperatifler ara cılığıyla üreticiye ulaştırılan krediler olup, son 10 yıl içinde T.C.Z.B. 'nın açtığı tarımsal krediler içinde önemli gelişmeler göstermiş ve % 12 'den, % 33'lere kadar yüksel miştir. Bu tür krediler T.C.Z.B. 'nca T.K.K.'ne açılmakta ve bu kooperatiflerde kredilerin faiz oranlarını birkaç puan yükselterek üreticiyi kredilendirmektedirler. T.S.K. ve Birliklerine açılan kredilerdeki uygu lamada T.K.K.'ne açılan kredilerde olduğu gibidir. Bu tür kredilerin son 10 yıl içdnde T.C.Z.B. 'nın açtığı kredi hacminde gösterdiği seyir azalma yönünde olmuş ve % 62' ler- den, % 26'lara düşmüştür. Tarımsal üretimle doğrudan iliş kisi olmayan genelde stokları finanse etmek için kullanı lan T.S.K. kredilerindeki düşüş ve tarımsal üretimle doğ rudan bağlantılı olan T.K.K. ve doğrudan üreticilere açı lan kredilerdeki yükseliş olumlu yorumlanabilir. Ayrıca T.S.K. kredilerinin genelde kısa vadeli olması ve bu tür kredilerin toplam tarımsal kredi içindeki oransal payının düşmesi kısa vadeli kredilerden çok, arta ve uzun vadeli kredilere ağırlık verildiğini kanıtlamaktadır. Böyle bir gelişim makro düzeydeki bir tarımsal gelişmenin önem ka zandığı günümüzde olumlu olarak yorumlanabilir. Zirai; Donatım Kurumu kredileri aslında bu kuruma açılmış krediler olmayıp, kurum aracılığıyla üreticiye yönelmiştir. Yapılan.anlaşmalar çerçevesinde üreticiye182 ayni olarak kullandırılacak krediler Z.D.K.'ndan sağlan makta olup, tarım üreticisi T. C. Z. B. fna borçlanmakta,. Z. D. K. ise 3 ay içinde üreticiye verdiği girdi karşılığını T.C.Z.B1 ndan almaktadır. T.C.Z.B. dışında tarım kesimine kredi veren ban kaların çoğu genelde yerel banka niteliğini taşımakta olup tarım kesimine çok düşük tutarlarda kredi açmaktadırlar. Bu bankaların hepsinin birden açtığı tarımsal kredi tutarı T.C.Z.B. 'nın. tek başına açtığı tarımsal kredi tutarından çok küçüktür. Başka bir anlatımla Türk banka sisteminin tarım kesimine açtığı kredi toplamının % 95-98* lere kadar varan çok büyük bir bölümünü T.C.Z.B. karşılarken, diğer tüm bankaların açtığı tarım kredileri % 3'ü geçememektedir. Türkiye'de tarım kesimine yönelik olan kredi po litikasının yeterliliğini araştırmak ve bu konuda düşünce ler ileri sürebilmek için tarımsal kredilerin gelişimini bazı makro- ekonomik göstergelerle karşılaştırmak gerekir. Bu amaçla planlı dönemi içine alan zaman sürecinde tarım sal kredilerde görülen gelişimin makro- ekonomik gösterge lerin ışığında irdelenmesi ve tarımsal kredi etkinlikleri nin yeterliliği konusunda yapılan karşılaştırmaları ve il gili istatistik! sonuçlara bağlı olarak sağlanan bulguları kısa ve öz olarak şöyle açıklayabiliriz. -Planlı dönem boyunca nominal tarımsal krediler yaklaşık 218 kat artmış olup, reel değerler üzerinden ya pılan indeksleme sonucu ise bu artış oranı 2,5 kat düzeyi ne ancak erişebilmiştir. Aynı dönemde G.S.M.H. nominal olarak 288 kat, reel olarakta yaklaşık 3,5 kat artış gös termiştir. Tarımsal kredilerin G.S.M.H. ile ilişkili ola rak planlı dönem boyunca gösterdiği genel gelişme seyrine bakıldığında; tarımsal kredilerin azalan bir seyir göster diği hesaplanan trend değerlerinden anlaşılmaktadır. Baş ka bir anlatımla G.S.M.H. ve tarımsal kredilerin birbir leriyle ilişkili olarak gösterdikleri genel gelişme seyri -tarımsal kredilerin G.S.M.H.'ya oranının genel gelişme seyrini veren trend denklemindeki `b` parametresinin183 negatif değer taşıması nedeniyle- tarımsal krediler açı sından olumsuz bir durum sergilemekte ve tarımsal kredile rin G.S.M.H. içindeki öneminin azalmış olduğunu göstermek tedir. -Toplam krediler içinde tarımsal kredilerin ge lişimini irdelemek amacıyla toplam krediler içindeki ta rımsal kredilerin oransal değerleri üzerinden hesaplanan ve genel gelişme seyrini gösteren trend denklemindeki eğim katsayısının pozitif olması tarımsal kredilerin toplam krediler içindeki payının -çok küçükte olsa-arttığını gös terir. -Tarımsal kredilerin diğer kredi türleri ile kar şılaştırılmasında ise şu sonuçlar elde edilmiştir. Planlı dönem boyunca toplam kredi içindeki gelişme seyri yönün den ticari kredilerde tüm kredi türlerinden daha çok bir artış eğilimi görülmekte olup, artış yönünde gelişme gös teren diğer bir kredi türü mesleki kredilerdir. Bu iki tür kredilerdeki artış eğilimi tarımsal kredilerden daha yüksektir. Yatırım ve ipotekli krediler ise toplam kredi den planlı dönem boyunca gittikçe -oransal olarak- daha az pay almışlardır. Başka bir anlatımla toplam kredi i- çinde ipotekli ve yatırım kredilerinin payı gittikçe azal mıştır. Sonuç olarak; tarımsal kredilerin toplam kredi ler içindeki gelişimi artış yönünde olsa bile bu artışın çok küçük bir gelişme seyri göstermesi ve aslında bugün kü koşullarda tüm ekonomi için yetersiz bir durum sergi leyen toplam kredilerin içinde tarımsal kredilerin göster diği küçük artış eğilimi önemsiz kalmaktadır, üstelik makr o- ekonomik bir gösterge olan G.S.M.H. ile olan karşı laştırmalarda tarımsal kredilerin gelişimi olumsuz çık tığından tarımsal kredilerin planlı dönem boyunca göster diği genel gelişme seyrini tarım üreticileri ve tarımsal üretim açısından olumlu yorumlamak güçtür* 1963-1982* yıl larını içeren irdelemelerimiz tarımsal kredilerin kendi18if içinde yapıldığında şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Tarım da bağımlılık oranının yaklaşık iki kat artması, 1963 yı lından 1985 yılma kadar Türkiye nüfusunun yaklaşık 1,5-2 kat artışı, tarımsal üretim alanlarında görülen yükselme ler -1963 yılında tarımsal kredilerin yeterli olduğu varsayımı altında bile reel- tarımsal kredilerdeki gerçek artışları eritmektedir. Başka bir anlatımla reel tarımsal kredilerdeki 2,5-3 kat artış; nüfus artışı, bağımlılık oranının yükselmesi, tarım alanlarının genişlemesi ve par çalanması gibi daha birçok nedenlerle yetersiz kalmaktadır. Ayrıca tarımsal kredilerin etkinlik durumu ayrı bir tar tışma odağını oluşturur. Tüm bu irdelemelerin ve ulaşılan sonuçların ışığı altında tarımsal kredi politikasının iyice gözden geçiri lerek, kredi ile birlikte teknik bilgi, denetim gibi unsur ları içine alan kontrollü kredi uygulamasına ağırlık veril mesi, kredi verilirken üreticilerin durumlarının gözönüne alınması ve formalitelerin azaltılmasıyla birlikte tarımsal kredi kaynaklarının geliştirilmesi ve dolayısıyla kredi tutarlarının yükseltilmesi hem üretici olanaklarının artı rılarak üretimde nicelik ve nitelik iyileşmelerine nemde ülke ekonomisi yönünden önemi tartışılamayacak kadar açık olan tarımsal etkinliklerin ekonomik gelişmede yerini al masına yol açacaktır. Türkiye tarımının finansmanı açısından tarımsal kredilerin yetersizliği yanında diğer bir olumsuzluk kay nağı tarımsal kredilerin etkinliğini yitirmesine neden o- lan ve tarımımızdaki üretim faktörlerinin yapısından ve tarımdaki kurumsal yapılaşmadan oluşan sorunlardır. Tüm bu sorunların çözüme ulaştırılması birbiriyle uyumlu ekonomik, sosyal ve kültürel önlemlerin zaman geçirilmeden alınması na, tarım kesiminin tutarlı politikalarla desteklenmesine, üreticiden en üst düzey yöneticilerine kadar zinciri oluş turan tüm kişilerin etkin çalışmalarına bağlıdır. | |