Show simple item record

dc.contributor.advisorAydemir, Ömer
dc.contributor.authorKaya, Ender
dc.date.accessioned2021-05-07T09:01:49Z
dc.date.available2021-05-07T09:01:49Z
dc.date.submitted2006
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/603579
dc.description.abstractÖZET Bipolar bozukluk, genelde birden fazla yineleyen duygudurum dönemleri ile, ısrarcı kalıntı belirtilerle, eş zamanlı diğer psikiyatrik hastalıklarla ve psîkososyal alanda oluşan bozulmalarla kendini gösteren ve yaşam boyu devam eden bir hastalıktır. Tam tanışa! kriterleri karşılamayan bu kalıntı belirtilerin bulunması hastalık seyrini de olumsuz yönde etkilemektedir.Çalışmanın amacı, bipolar bozukluk epizodları sonrasındaki kalıntı belirtilerin araştırılması ve bu kalıntı belirtilerle; hastalığa ilişkin özellikler, hastaların sosyodemografik özellikleri arasındaki bağlantının kurulmasıdır. Bir psikiyatri polikliniğine başvuran ve ayaktan tedavileri devam eden 23 bipolar bozukluk en son epizod mani ve 20 bipolar bozukluk en son epizod depresif tanılı hasta araştırmaya alındı. Kontrol grubu olarak 20 sağlıklı birey seçildi. Araştırmaya alınan kişilere ve kontrol grubuna ilk olarak SCID-! (SC1D-CV) görüşmesi yapılmış olup hasta grubuna DSM-lV'e göre tanı konulmuştur. Bu görüşmeler sonucu Bipolar I Bozukluğu Son Epizod Mani, Bipolar S Bozukluğu Son Epizod Depresyon tanısı alan hastalar ve kontrol grubuna, Sosyodemografik bilgi formu, Hamilton depresyon Değerlendirme ÖIçeği-Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu için Yapılandırılmış Görüşme Kılavuzu (SIGH-SAD), Young mani derecelendirme ölçeği, Stroop testi, İşitsel Sözel Öğrenme Testi (ÂVLT), Uzun Latanslı pozitif uyarılmış potansiyeller (p300), Genel değerlendirme ölçeği, UKU yan etki değerlendirme ölçeği, Sosyal işlevsellik ölçeği (SİÖ) uygulandı. Sosyodemografik açıdan hasta ve kontrol grubu arasında; yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, medeni durum, yaşadığı yer ve sosyoekonomik düzey açısından fark olmadığı görüldü. Meslek yönünden anlamlı fark vardı ve kontrol grubu baskın bir şekilde, memur/işçi ağırlıklıydı. Hastaların çoğunun ilk epizodu depresyon idi. Hasta grupları arasında hastalık süresi, epizod sayısı, hospital izasyon ve depresif epizod sayısı ve işlevsellik genel düzeyi yönünden anlamlı fark saptanmadı. HAM-D puanı ve Young Mani Ölçeği puanı yönünden hasta ve kontrol grubu arasında anlamlı fark saptandı. Bipolar bozukluk en son epizod depresyon olan hasta grubunda kontrol grubuna göre, HAM-D puanı ve SIGH-SAD puanı anlamlı derece yüksekti. Bipolar bozukluk en son epizod mani olan hasta grubunda kontrol grubuna göre, young mani ölçek puanında anlamlı derece yükseklik vardı. Depresyon ölçek puanları ile sosyal işlevsellik puanları arasında ters bir korelasyon saptandı. 82Bipolar bozukluk en son epizod depresyon olanlarda depresif ruh hali ve çalışma aktivite kaybı puanı, anlamlı düzeyde yüksek hasta sayısında saptanırken, yine en son epîzod depresyon olan hasta grubunda kendini toplumdan soyutlama, kolay yorulma, ruhsal anksiyete ve somatik anksiyete maddelerinde yoğunlaşma saptandı. Bipolar bozukluk en son epizod mani grubunda young mani ölçeğiyle saptanmış; yükselmiş duygudurum, hareket ve enerji artışı maddelerinde yoğunlaşma saptandı. P300 test sonucuna göre; bipolar hasta grubuyla, kontrol grubu latans değerleri arasında anlamlı farklılık izlendi. Bipolar bozukluk en son epizod depresyon olan hasta grubunda p300 amplitüd değeri kontrol grubuna göre anlamlı derece düşüktü. İşitsel sözel öğrenme testine göre, bipolar hasta grubuyla kontrol grubu arasında, öğrenme belleği, gecikmeli hatırlama, tanıma belleği ve toplam hatırlama belleği yönünden anlamlı fark vardı. Bipolar bozukluk en son epizod depresyon olan hasta grubunda öğrenme bellek puanı ve gecikmeli hatırlama puanı kontrol grubuna göre anlamlı derece düşüktü. Bipolar bozukluk en son epizod mani hastalarında da, öğrenme bellek puanı ve gecikmeli hatırlama puanı kontrol grubuna göre anlamlı derecede düşüktü. Siroop testinde bipolar hasta grubuyla kontrol grubu arasında, sadece okuma hızı açısından fark anlamlı idi. Yine üç gruba uygulanan stroop testi puan sonuçlarına göre, hasta ve kontrol grupları arasında hiçbir alanda anlamlılık saptanmadı. Bellek puanlarıyla, sosyal işlevsellik puanları arasında anlamlı pozitif korelasyonlar saptanırken, dikkat puanlan île sosyal işlevsellik puanlan arasında anlamlı negatif korelasyonlar saptandı. Dikkat puanları ile depresyon ölçek puanları arasında anlamlı pozitif korelasyon saptanırken, bellek puanları ile depresyon ölçek puanları arasında anlamlı negatif korelasyonlar saptandı. Sosyal işlevsellik ölçeği puanı yönünden, bipolar bozukluktu hasta grubunda kontrol grubuna göre; sosyal geri çekilme, kişiler arası iletişim,bağımsızlık düzeyi-yetkinlik ve iş/meslek alanında anlamlı bozulma izlendi. Bipolar bozukluk en son epizod depresyon olan hasta grubunda; sosyal geri çekilme puanı, iş/meslek puanı kontrol grubuna göre anlamlı derece düşüktü. Bipolar bozukluk en son epizod mani hastalarında ise, sosyal geri çekilme puanı ve bağımsızlık düzeyi-yetkinlik puanı kontrol grubuna göre anlamlı derece düşüktü. Araştırmanın sonucunda, bipolar bozukluktu hastalar remisyon döneminde kalıntı duygulanım, bilişsel, sosyal-mesleki belirtiler gösterir ve bu kalıntı belirtiler birbirleri ile ilişki içindedirler. Bu kalıntı belirtilerin önemsenip gerekli girişimlerde bulunmak hastalığın prognozunu olumlu yönde etkileyebilir. 83
dc.description.abstractSUMMARY Bipolar disorder is a life-long disease which is generally characterized by multiple recurrent mood episodes, persistent residual symptoms, comorbid disorders and impairments in psychosocial fields. Presence of residual symptoms that do not meet the full diagnostic criteria affects the disease course negatively. The aim of this study is to investigate the residual symptoms following the episodes of bipolar disorder and to associate these residual symptoms with the disease characteristics and the socio- demographic features of the patients. 23 bipolar patients diagnosed with mania and 20 bipolar patients diagnosed with depression in their last episodes and being treated as outpatients after presenting to a psychiatry clinic were included in the study. Control group consisted of 23 healthy individuals. Patient and control groups were interviewed with SC1D-I (SCID-^CV), and the patient group was diagnosed based on DSM-IV criteria. The Bipolar I patients having mania in their last episode, the Bipolar 1 patients having depression in their last episodes and the control group were administered Sociodemographic Data Form, Structured Interview Guide for the Hamilton Depression Rating Scale-Seasonal Affective Disorder Version (SIGH-SAD), Young Mania Rating Scale, Stroop Test, Auditory Verbal Learning Test (AVLT), Increased latency positive evoked potentials (p300), Global Assessment Scale, UKU Side Effect Rating Scale and Social Functioning Scale (SFS). In terms of socio-demographic features, there were no differences in age, gender, educational level, marital status, place of residence and socio- economical level between the patient and control groups. However, there was a significant difference among the groups regarding occupation, with the control group being predominantly civil servants/workers. The first episode was depression in the majority of the patients. There were no significant differences among the groups in terms of disease duration, number of episodes, hospitalisation, number of depressive episodes and general functionality level. A significant difference was found between patient and control groups in terms of HAM-D and Young Mania Scale scores. HAM-D and SIGH-SAD scores of the bipolar I patients having depression in their last episodes were significantly higher than those of control group. Young Mania Scale scores of the Bipolar 1 patients having mania in their last episodes were significantly higher compared to control group. Also an inverse correlation was observed between depression scale scores and social functionality scores. While a significant number of Bipolar I patients having depression in their last episodes had a depressive mood and loss of work/activity scores, the same group of patients also had social isolation, easy tiredness, mental anxiety and somatic anxiety. According to the results of the young mania 84rating scale, elevated mood state and Increased movement and energy scores were high in Bipolar I patients having mania in their last episodes. P300 test results revealed a significant difference in latency values between bipolar patient groups and control group. When compared to control group, P300 amplitude values were significantly lower in Bipolar patients having depression in their last episodes. According to the Auditory Verbal Learning Test, there was a significant difference between bipolar patient group and control group in terms of learning memory, delayed recall, recognition memory and total recall memory. Compared to the controls, the learning memory scores and delayed recall scores were significantly lower in Bipolar patients having depression in their last episodes. Learning memory and delayed recall scores were significantly lower, compared to the control group, in Bipolar patients having mania in their last episodes too. The only significant difference in Stroop Test between bipolar patient groups and the control group was in reading speed. Concerning the scores of the Stroop Test administered to all three groups; there was no significance among the groups in any measurement. While a significant positive correlation was found between memory scores and social functionality scores, there was a significant negative correlation between attention and social functionality scores. There was a significant positive correlation between attention scores and depression rating scale scores whereas there was a significant negative correlation between memory scores and depression rating scores. In terms of social functionality scale scores, social withdrawal, interpersonal communication, independency level- efficacy and work/occupation fields were significantly impaired in bipolar patient groups. The social withdrawal scores and work/occupational scores were significantly lower in Bipolar I patients having depression in their last episodes than those of the control group. In Bipolar patients having mania in their last episodes, social withdrawal and independency level-efficacy scores were significantly lower compared to control group. The results of the study show that patients with bipolar disorders have residual affective, cognitive, social/occupational symptoms and these symptoms are associated with each other. Taking these residual symptoms into consideration and making the necessary attempts should affect the prognosis of the disease positively. 85en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectPsikiyatritr_TR
dc.subjectPsychiatryen_US
dc.titleBipolar bozuklukta kalıntı belirtiler
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentPsikiyatri Ana Bilim Dalı
dc.identifier.yokid194735
dc.publisher.instituteTıp Fakültesi
dc.publisher.universityCELÂL BAYAR ÜNİVERSİTESİ
dc.type.submedicineThesis
dc.identifier.thesisid171923
dc.description.pages91
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/embargoedAccess